14 Eylül 2013 Cumartesi

DERVİŞ YOLU GÜLŞEN-İ TEVHİD 98

Rev bıters u ta’ne kemzen her bed’an
Piş-i dam-ı hüküm acz-ı hod bidân
( Hazreti Mevlana, Mesnevi 1.inci cilt 3892 inci beyit açıklaması)

“ Haydi!
Her kötü kimseyi kınama, sen de onun gibi olmandan kork.
Allah’ın hüküm tuzağının huzurunda kendi aczini bil.”

İblis, kendi aczinden gafildi (Habersiz).
Kendini Âdemden yüce ve ileri görüyordu.

Bu sebepten melun (Huzurdan kovulmuş) ve merdud (Kabul edilmemiş, ret edilmiş) oldu.

Tanrı’nın makbulü iken kovuldu.
Kendini görmek hoş bir hal değildir.

Kendini varlıkla gören lanete layıktır.
Kendini varlıkla gören nefis, kendini beğenen, kendini kibirli gösterendir.

Başımıza gelen her bela bizdendir.

Allah’ım!
Bizi bizden kurtar.
Çünkü çektiğimiz her zahmet, her meşakkat (Sıkıntı, güçlük, zorluk) bizdendir.

                                  ***
Gülşen-i tevhid İbrahim Şahidi
Çeviren Midhat bahari Beytur
İnkılap ve Aka kitapevleri Koll.Şrt.1967 basım.


                                 ***
Neler öğrendik:

1.   Her kötü kimseye yaptığı işin kötü olduğunu söylemenin doğru olmadığını, Allah’ın verdiği görevi yaptığını öğrendik.

2.   Kınadığımız bir işten söz etmemizle Allah’ın o kınadığımızı başımıza getirebileceğimizi hep hatırda tutmamız gerektiğini öğrendik.

3.   Kendinde büyüklenme ruh hastalığı olanların; kendisini kusursuz gördüklerinden dolayı başkalarının kusurlarından söz ettiklerini öğrendik.

4.   Başkalarının kusurlarıyla uğraşanların, söz edenlerin kendi kusurlarını görmekten uzaklaştıklarını öğrendik.

5.   Kendini beğenme, kendini görme, büyüklenme, böbürlenme, ben diye kendini beğenme; insanın kendi kendine oluşturduğu kötü bir ruh hastalığı olduğunu, bu konuda çok dikkatli olmamız gerektiğini öğrendik.

6.   Başkalarının kusurlarından söz edeni Allah huzuruna kabul etmediğini, kovduğunu, uzaklaştırdığını öğrendik.

                                              *
İşte böyle yaren,

İnsan kendi kusurunu göremez ve bilemez olduğundan doğru sözlü, bilgin ve yaşlı bir dostun yüzüne ayna tutması, gerçekleri olduğu gibi göstermesi gereklidir.

Gerçek dost uyarmak, kusurun düzeltilmesini sağlamak amacıyla ayıbı yüze karşı söylemesi büyüklenme değildir.

Zengin ve olanakları çok olanların kusurlarını örterler ve böylece ondan gelecek çıkarlarını yok olmasına engel olurlar, bu konumuz dışındadır.

Herkes kusurunu kendisi bilir ve örtmeye, unutturmaya, konu olmaması için çalışır.

Kusursuz eş veya iş olmayacağı için böyle özellikte insan arayan eşsiz veya işsiz kalacağından ve Allah’ın beğenmediği işi yapacağından yanlışa düşülmemesi gerekir.

Kınama ki başına gelmesin.
Gece gibi kusurları, hataları, günahları ört.

Allah isterse biz söylemeden o kişinin günahını, kusurunu açık eder, biz kendimizi Allah ile kul arasına sokmamalıyız ve dilimizin hatasından kötü duruma düşmememiz gerektiğini öğrendik, anladık.

                                         *
RAVLİ

Popüler Yayınlar