Ki nebaşed zan haber akvâl ra
“ İlahi ebdalin (Nurlu kişilerin) öyle ıstılahları (Allah’a uyumları) vardır ki bunlardan sözlerin bile
haberi yoktur.”
Kâinatta süprüntü mesabesinde
(Mesafesinde) olan şeylerin cümbüşü, zevki bile
Hakkın o safa (Gönül şenliği) denizindedir.
Avamın idrakinden (İlmi, anlayışı, kavrayışı olmayanlar, akıl erdiremeyenler)
bu sırlar (Gizli hakikat, gizli iş, herkese söylenmeyen
şey) gizlidir.
Bu manalar harfe sığmaz.
Harf bir testi, manalar ise
engin denizdir.(Harflerin anlatım ve anlayış kapasitesi çok düşüktür)
Ben bunu ancak ebdali ilahiye
(Nurlu kişilere) söyleyebilirim.
Bu sırların mahremi yalnız
ebdali ilahiyedir.(Nurlu kişilere ait kişiye özel sözler, başkaları anlayamadıkları için zarara uğrayacakları sözler)
Onlar dilsiz söylerler ve
kulaksız işitirler.
Onların sözleri
dedikodusuzdur.
Akıl onları
anlayamaz.
Çeviren Midhat bahari Beytur
İnkılap ve Aka kitapevleri Koll.Şrt.1967 basım.
***
Neler öğrendik:
1.
Allah adamlarının
Allah’a sevgiyle, isteyerek, dileyerek, önemseyerek bağlandıklarından, kendi
benlikleri Allah’ın benliğinde yok olduğundan; söz ve davranışları kendilerine
ait olmadığını öğrendik.
2.
Allah adamlarının
söz ve davranışlarını normal bir aklın anlayamadığını ancak gönlü bilen ve
gönlün gücünü kullananların anlayıp kavrayabileceğini öğrendik.
3.
Allah’ın kendine
bağlanmış olan adamların dilinden halka söz söylediğini, bu sözü söyleyenin bu
söylenen sözün manasından habersiz olabileceğini öğrendik.
4.
Nurlu adamların
birbiri ile iletişimlerinde ağza, dile, kulağa, mesafeye, ölü ve diri olmasına
ihtiyaç duymadan görüşüp konuşabildiklerini öğrendik.
5.
Sırların ince
anlamlarını anlamayanların bu sözü duydukları zaman yanlışa düşeceklerinden ve
zarara uğrayacaklarından her kişiye söylenmediğini öğrendik.
6.
Allah adamlarının
dedikodu yapmadıklarından, şikâyette bulunmadıklarından tanıyabileceğimizi
öğrendik.
*
İşte
böyle yaren,Sıradanlıktan çıkmış, kendine yol gösteren ve yolunu aydınlatan bir Tanrı eri kılavuzluğu sayesinde kendini yetiştirmiş Allah’ın izni ile sıra dışı söz ve davranışlara sahip olurlar.
Kendini saflaştıran, katıksız, arı, katışıksız, halis, has, kurnazlığa aklı ermeyen, kolaylıkla aldatılabilen, safdil, iyi niyetli, art niyetsiz bir duruma getiren kişinin elbette ki söz ve davranışları farklı olur.
Böyleleri sözlü sohbeti bırakıp kalpten, gönülden sohbet ederler.
Dervişlik yolunda ilerleyenler konuşmaya söze ihtiyaç duymadan sadece düşünmelerinde isteklerine kavuştuğunu, amaçlarına ulaştıklarını, maksatlarını anlattıklarını biliyoruz.
Saf adam olarak görünen bu kişiler kolayca aldatılabilir sanılır ama onun koruyucusunun, sahibinin Allah olduğunu aklımızdan çıkarmamız lazımdır.
Saf Tanrı erine yapılacak bir davranışın karşılığını Allah’ın vereceğini bilerek davranmamız gerekmektedir.
*
Daha
geniş bilgi için:RAVLİ SÖZ
RAVLİ AKIL
RAVLİ SÖZSÜZ SESSİZ KONUŞMA yazarak Googleden inceleyebilirsin.
*
RAVLİ