8 Eylül 2013 Pazar

DERVİŞ YOLU GÜLŞEN-İ TEVHİD 92

İlim ki ân nebved zi Huyi vasıta
Ân ne payed hem çu reng-i maşite
( Hazreti Mevlana, Mesnevi 1.inci cilt 3449 inci beyit açıklaması)

“ Hakkı tanımaya vasıta (Aracı) olmayan ilim, boyayla yüzünü süsleyen kadının suni renk gibidir, devamsızdır.”

Güzellik tabii olarak Hakkın sanatındansa, zevk verir, gönülden melâli (Can sıkıntısını, usancı, üzüntüyü ) atar.

Düzgün, allık gibi suni maddelerle verilen güzellik boştur.

Allah’ın vergisi olan ilim, ruh için Cenab-ı Hakkın huzuruna yol gösteren bir kılavuzdur.

Haktan gelmeyen, kitapların naklinden gelen ilim ise, su üzerinde yüzen süprüntü gibidir.

Ruh, akar saf bir su gibidir.
Bu saflığın vasıfları (Özelliği) altında kötü şey, gizli kalır.

(Saflığın, doğallığın karşısında; kötü özellikler utanç duyduklarından kendilerini gizlemeye çalışırlar.)

                                  ***
Gülşen-i tevhid İbrahim Şahidi
Çeviren Midhat bahari Beytur
İnkılap ve Aka kitapevleri Koll.Şrt.1967 basım.


                                 ***
Neler öğrendik:

1.   Tanrı’dan gelen ilmin devamlı ve geçerli olduğunu öğrendik.

2.   Her öğrendiğimizin Hakkı tanımaya, anlamaya, sanatını görmeye araç olması gerektiğini öğrendik.

3.   Hak sanatını olduğu gibi görmenin insana zevk verdiğini, üzüntüleri yok ettiğini, can sıkıntısını giderdiğini, sevinç içinde yaşamanın doğallığını kazandırdığını öğrendik.

4.   Allah’ın huzuruna giden yolları açıklayan, yaşamımızın seviyesini değerli, anlamlı ve ebedi kalıcı olacak bilgilerle donatmamız ve bu yoldan ayrılmadan bu yolda gitmemiz gerektiğini öğrendik.

5.   Saf ve temiz olan gücün; kendine ait olmayanı kabul etmediğini, ya üstünde çöp gibi dolaştırdığını ya da dibe çöktürüp üstünü örterek kaybettiğini öğrendik.

                                           *
İşte böyle yaren,

Kalıcı olan güzelliği istememiz, aramamız ve Allah’ın yarattığını olduğu gibi kabul edip bir olmaktan sevinç duymalıyız.

Geçimini sağlamak için ilim sahibi olmak doğrudur.
Sahip olduğumuz ilim ile Allah’ın sanatı ile ilişkisini anlamamız, görmemiz, farkında olmamız gerekmektedir.

Allah ile buluşmayı amaçlamayan ilmin kalıcı olmayacağını, istenilen ve beklenilen faydayı vermediğini, ebedi yaşamayacağını, gelip geçici olacağını öğrendik.

İlimin faydalı ve kalıcı faydasının Allah’a yönelik olmalıdır.
Allah sanatını görmek, tanımak faydalanmak gerekmektedir.

Yaren, bu öğüt yalnızca dini eğitim yap ve ibadetten başka şey yapma mesajı değildir.

Allah bu dünyayı güzelleştirmemizi, şenlendirmemizi emretmiştir.
Rızkımızı helal yoldan kazanmak için çalışmamızı emreder.

Bu durumda her ne yaparsak yapalım Allah’ın sanatının güzelliğini görmeye çalışarak doğru bakışı öğrenmemiz, her neye bakarsak Allah’ı görmemiz gerekmektedir.

Bu doğru bakış ve arayışın çok perdeleri gözümüzden kaldırdığını, yolumuzu aydınlattığını, izlediğimiz yolun farkına varmamıza sebep olduğunu unutmamalıyız.

Tanrı sanatı ile insanların yaptığı sanatı ayırt etmeliyiz.
İnsan sanatında göz boyama, aldatma, değersizi değerli hale, değerliyi göz ardı etme, tuzağa çekme oyunu oynadıklarının farkında olmalıyız.

Doğru arayış içinde olamayanın, doğru bakışa sahip olmayanın elde edeceği, paylaşacağı, geride bırakacağı kalıcı hiçbir şey olmaz.

Birbirlerine sihir etkisi yaparak adeta uyurgezer duruma düşmüş insanların içinden sıyrılmak istiyorsan Allah’ın sanatını görmeye, doğallığı yaşamaya, sevinç içinde yaşamaya kavuşmak için gayret göstermeliyiz.

İlim okumakla veya görmek ve dinlemekle veya ihsan-ı Hak'la (Allah’ın hediyesi ile) elde edilen bilgidir.

Bilmek, anlamak, akıl erdirmek, kavramak, yetiştirmek içindir.

İlim, hakikati bilmekten ibarettir.
İlim, marifetten daha umumidir.

Allah’ın ilmi, mahlûkatın ilmi gibi basit ve sınırlı olmayıp, bütün kâinatı kapsar.
Hiç bir şey Allah’ın ilminden gizlenemez ve haricinde kalamaz.

Allah'ın ilmi mutlaktır.
Allah, Âlim-i mutlak ’tır.

İlim maluma tâbidir.
Yani: İlim sıfatı varlıkları icat etmez ve hâdiseleri meydana getirmez. Belki, varlıkları ve hâdiseleri bilmekle ilim olur.

Cenab-ı Hak ilmi ile olmuş ve olacak her şeyi ezelî ve ebedî olarak bilir.

                                                   *
RAVLİ

Popüler Yayınlar