24 Ocak 2012 Salı

ULU ARİF ÇELEBİNİN EVLENMESİ

Ariflerin sultanı Çelebi Arif (Tanrı onun aziz olan sırrını kutlasın) bir gün hikâyeye etti ki:

Sultan Veled daima ev bark sahibi olmam için evlenmemi istiyordu.
Fakat ben razı olmuyordum ve tek başıma feragat içinde yaşamak âlemini seviyordum.

Bir gün arkadaşlarla birlikte bağlara gezmeğe gitmiştik.
Son baharın başlarında idi,

Bağlarda üzümler sona ermişti, pekmez kaynatıyorlardı.
Ben geceleyin döndüm.

Atımı müritlerin biraz ilerisine sürdüm.
Bağlar arasındaki yollardan geçip Fahrunnisa havalisine geldiğim vakit, birdenbire ruhani güzel yüzlü iki çocuk koşup benim önüme geldi ve bana hizmet edip biri sağımdan, biri de solumdan elime iki deste gül verdiler ve dikkatli bakıncaya kadar kayboldular.

Gül buketleri elimde kaldı.
Onları koltuğumun altına yerleştirdim.

Bende acayip bir hal ve hayret peyda oldu.
Kendimden geçmiş bir halde atımı sürdüm.
Mübarek türbeye ulaştığım vakit, gördüklerimi ve bana vermiş oldukları gülleri ulu arkadaşlara ve anneme anlattım ve verdikleri gülleri gösterdim.
Hepsi sevindiler.

Sabahleyin bu hayırlı haber babama ulaşınca beni çağırdı ve:
“ Sana müjde olsun, gayb âleminden vaki olan bu işarete göre senin iki çocuğun olacak.
(Bunun için) benim sözümü kabul edip evlenmeğe razı olmalısın.” Dedi.

İşte bunun üzerine hemen evlenme teşebbüsünde bulundum ve evlendim.
Hüdavendiğarın (Mevlana Hazretleri) inayeti (Karşılıksız iyilik) ve babamın himmetiyle ( Çalışıp, çabalaması) uğuriyle yüce ve her türlü kusur ve noksandan arı duru olan Tanrı bana iki çocuk verdi.

Babam Hazretleri, büyüğüne Emir Âlim, küçüğüne de Emir Adil adını(Tanrı her ikisini yakin nuruyla kuvvetlendirsin ve kıyamete kadar ebedi kılsın) ve büyüğüne Bahaeddin, Emir Adil’e ve Muzafereddin lakabını verdi.

O gül buketini Gerage hazretleri (Ulu Arif Çelebi’nin annesi)senelerce sakladı.
Sadık hatunlara yaprak-yaprak bağışladı.

Güllerin rengi hiç solmamıştı.
Bütün insanların burunları bu güllerin kokusu ile doldu.           

                                     ***
ARİFLERİN MENKIBELERİ Şark İslam Klasikleri 29
Ahmet Eflaki, M.E B. YAYINLARI 489
                                      ***

Neler öğrendik:
1.    Gül hediyesinin çocuk olduğunu öğrendik.
2.    Gayb (görünmeyen) âleminde her şeyin hazırlandığını, sonra da dünyada vücut bulduğunu öğrendik.
3.    Tanrı takdirinin kişisel kararlarımızın ve tercihimizin zıddı bile olsa bu hükmünün yerine geldiğini öğrendik.
4.    Gayb âleminden gelen gül yapraklarının çocuğu olmayanlara, zor doğum yapanlara, kısmeti kapalı olanlara hediye edilerek güzel şeyler kısmet olduğunu öğrendik.

İşte böyle yaren,

Tanrı kader olarak yazdığı hükmün yerine gelmesi için kulu bir şekilde razı ettiğini, heveslendirdiğini, zevk ve heyecan vererek istettiğini öğrendik anladık.

Aslında çok şeyi biz isteriz, arzu ederiz ve çalışarak elde ettik de deriz ama işin gerçeği ve öncesinde Tanrı takdiri olduğunun farkında olmalıyız ve bilmeliyiz.

Güzel işlere; güzel şekil ve güzel kokular katılarak güzel bir şekilde sunularak hediye edilir.

Güzel olan her şeyiyle güzeldir.
İstenmesinden elde edilişine ve biçilen ömrünün sonuna kadar değişen güzelliklerle şekil değiştirerek güzelliğini devam ettirir.

Eğer biz kendimizi güzelliklerin bulunacağı bir yer haline getirirsek, bu güzel bahçeye gülfidanları dikileceğini (Güzel çocuklar verileceğini) öğrendik, anladık.
                                           *
RAVLİ

Popüler Yayınlar