1 Ocak 2012 Pazar

SULTAN VELED VE TÜRBENİN TAMİR EDİLMESİ

Mevlana dünyadan göçtükten sonra Alemeddin Kayser (Tanrı rahmet etsin)  kutsal türbeyi tamir etmek ve misli görülmeyen bir mezar yapmak istedi ve bunu çok arzu etti.

Ne buyurur diye Sultan Veled’e danıştı.
Sultan Veled:
“ Dünyalık ne kadar nakdin var “ dedi.

Alemeddin Kayser:
“ Otuz bin dirhem “ dedi.

Sultan Veled:
“ Bununla nasıl yapabilirsin?” diye sordu.

Alemeddin de:
“ (Üst tarafını) Hüdavendiğarım gayb âleminden verir “ diye cevap verdi.

Bunun üzerine Sultan Veled:
“ O halde tam bir doğruluk ve samimiyetle kesin bir karar ver, o mana Beyt-ül Mamur’unu (Kâbe hizasında, yukarıya doğru, Allah’a yakın büyük meleklerin tavaf ettiği Kâbe) yapmaya başla “ diye buyurdu.

Alemeddin Kayser o gece sultanın sarayının damına çıkarak öyle bir temcit (Sabah namazı vaktinden önce, minareden belli bir makamda söylene Arapça Tanrı’yı ululama ilahisi. ‘ İlk olara Hz. Bilali Habeşi tarafından söylenmişti), öyle bir münacatı (Tanrı’ya dua, yalvarış) ihtiva eden aşk ve şevk uzandıran parlak beyitler okudu ki tarif olunamaz.

Bunun üzerine hemen Muineddin Pervane ve Gürci Hatun hazretleri anlatılmayacak derecede memnun olup gözyaşı döktüler.

Sabahleyin hizmetçiyi göndererek Alemeddin’i çağırdılar, onu çok takdir edip seksen bin direm-i Sultani verdiler.

Ona hilatler (Süslü palto) giydirdiler ve Kayserinin gelirlerinden de elli bin dirhem tahsis ettiler.

O da tam bir sevinç ve kalpten gelen samimiyetle mübarek türbenin    (Tanrı onun içinde yatanın ruhuyla bizi kutlasın) inşası ile meşgul olmaya başladı ve o kutsal hazretin inayetiyle tamamladı, türbedara ve medrese sakinlerine ihsanlarda bulundu.

Altı bin dirhem, Sultan Veled’e, altı bin dirhem de Çelebi Hüsameddin Hazretlerine verdiği söylenir.

Bu hizmeti sayesinde o, hepsini geçti ve hepsinden ziyade mükâfata nail oldu.

                                        ***
ARİFLERİN MENKIBELERİ Şark İslam Klasikleri 29
Ahmet Eflaki, M.E B. YAYINLARI 489
                                      ***
Neler öğrendik:
1.    Sevilene, beğenilene, takdir edilene durumuna göre, ölüyse mezarına ve bıraktığı ailesine içinden gelen bir arzu ile hizmet ve ikram edilmesi gerektiğini öğrendik.
2.     Kendini o yere, o kişiye ait olarak söyleyenin, düşünenin maddi ve manevi o bütünlük içinde yer etmesi için katkıda bulunmasının gerektiğini öğrendik.

İşte böyle yaren,

Kendini bir yere ait görüyorsan bunu bir şekilde ispat etmek gerektiğini öğrendik, anladık.
                                                 *
RAVLİ

Popüler Yayınlar