18 Ocak 2012 Çarşamba

ULU ARİF ÇELEBİ VE MEVLANA

Çelebi Arif, anne rahminden dünyaya gelip Muhammed’e ait yüzünün nuru ile her tarafı nurlandırdığı vakit güzellik denizini henüz tuzlamamışlardı ki Mevlana koşarak tam parlak bir ay gibi odaya girdi.

Fatma Hatunun başına altın dinarlar (dinar-i zer) serptikten sonra yeni doğan çocuğu istedi, onu Fatma Hatunun elinden aldı, kendi mübarek gömleğine sardı ve yenine koyup götürdü.

Verilebilecek bütün nur feyizlerini, huzur sırrını, neşe bahşişini onun içerisine üfledikten sonra gecenin ilk üçte birinde dönüp geldi ve çocuğu kadınlara teslim etti.

Derler ki:
Çocuğu, Kirake Hatunun annesi Latife Hatuna teslim etti.
Çocuğun gömleğinin ucuna da sarrafların hiç görmediği birkaç altın bağlamıştı.

Kirake Hatun hazretleri bu parayı uğur sayarak senelerce sakladı.
Mutahhare ve Şeref Hatunun çeyizlerinin sermayesinin topu-topu otuz dinar ve iki miskal olan bu para olduğunu söylediler.

ŞİİR:
“ Tanrı tarafından basılmış bir altındı.
Bu sürümden düşmez, ebedidir.
(Mesnevi Cilt 3 24k9/4362)

Derhal Sultan Veled Hazretleri, Mevlana’nın huzuruna gelip baş koydu.
Arkadaşlar sevindiler.

O gün Mevlana Hazretleri büyük heyecanlar gösterdi.
Üç gün üç gece sema etti ve şu güzel gazeli okudu:

“ Eğer bağın ondan haberi olsaydı,
Yaş dallardan kan damlardı.

Eğer akıl haberdar olsaydı,
Gözlerden Ceyhun nehri akardı. İlah…”

Devrin sultanı, zamanın vezirleri ve büyükleri anlatılamayacak kadar şükürler edip hediyeler gönderdiler.

                                        ***
ARİFLERİN MENKIBELERİ Şark İslam Klasikleri 29
Ahmet Eflaki, M.E B. YAYINLARI 489
                                      ***

Neler öğrendik:
1.    Dedenin nurun çıktığı yeri torununa bağışlayabileceğini öğrendik.
2.    Dedenin Tanrı huzuruna çıkmanın sırrını torununa bağışlayabileceğini öğrendik.
3.    Neşenin bağış olarak toruna verilebileceğini öğrendik.

İşte böyle yaren,

Dünyaya Mevlana’nın gelmesi ve yaşaması Sultan Veled Hazretleri içindir.
Sultan Veled Hazretlerinin dünyaya gelmesi Çelebi Arif içindir.

Senin de dünyaya gelmen sonraki evladın içindir.
Bu bir iştir, görevdir, fazdır, sünnettir, vaciptir kısacası ibadettir.

Bir sonraki neslini dini bütün ahlaki ve saygılı olarak yetiştirmek en büyük görevlerindendir.

Çocuğu veya torunu olan kişi, Tanrı bu görevi verdi diye sevinir ve tüm ömrünü çocuğu iyi yetiştirmek için çocuğa sevgi ve hizmet bağıyla bağlanarak ömrünü harcar. 
                                         *
RAVLİ


Popüler Yayınlar