17 Ocak 2012 Salı

SULTAN VELED VE TOHUM ARİF ÇELEBİ

Sultan Veled Hazretlerinin gençliğinin ilk çağında Şeyh Selahaddin’in kızı Fatma Hatundan (Tanrı onların ruhunu rahatlandırsın) birçok çocukları dünyaya gelmişti.

Bunların çoğu aşağı yukarı altı aylık, on aylık ve bir senelik iken ölmüşlerdi.
Bunların derdinden ve hasretinden mübarek yüreği çok elemliydi.

Derler ki:
Sultan Veled bekâr iken Mevlana Hazretleri mana âleminde, onun mübarek kulağına gayb âlemine mahsus bir küpe takmıştı.
(Küpe takmak: Görünmeyen âlemin bir hakikatini hiç unutmaması ve gereken ne ise yapılması için, tereddüt etmemesi için söylenen söz. )
                                                        *
Sultan Veled anlatmıştır ki:
Bir gece babam, eski âdeti gereği;
“ Bunlar mı yoksa Tanrı’ya muti (İtaat eden, boyun eğen) olup gecenin secde ederek ve kıyamda durarak ibadet eden, ahretten çekinen ve Rabbinin rahmetini dileyen kimse midir? Namazda oldukları halde (O inkârcı gibi) midir?

(Resulüm!) De ki: Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?
Doğrusu ancak akıl sahipleri bunları hakkıyla düşünür.
(Zümer suresi 9)

Ayeti gereğince teheccüt namazı kılmak için kalkmıştı.
Ben de Arif’in annesi ile birlikte sedirin üzerinde uyuyordum.

Birdenbire bende cinsi ilişki arzusu uyandı.
Maksat hasıl olduktan sonra, Babam bana yüzünü çevirerek;

“ Bahaeddin, orada ne kaybettin, ne arıyorsun?
Yoksa arifi mi arıyorsun.
Umarım ki ümidin boşa çıkmaz” buyurdu.

Bunun üzerine ben baş koydum.
Babam kalkıp gitti.

İşte o gece Fatma Hatun Arifin cevherine hamile kaldı (Tanrı ondan razı olsun).

                                        ***
ARİFLERİN MENKIBELERİ Şark İslam Klasikleri 29
Ahmet Eflaki, M.E B. YAYINLARI 489
                                      ***

Neler öğrendik:
1.    Baba gizli bir sır verdi ise çocuğun bunu titizlikle önemsemesi gerekir.
2.    Hayırlı çocuk için, gece namazı gerektiğini, baba duası almak ve sonrasında da cinsel ilişki ile gerçekleştiğini öğrendik.

İşte böyle yaren,

Hayvanlardan ayrı ve farklı olarak aklımızla bilmemiz ve bildiğimizle uygulayıp yaşamamız gerektiğini öğrendik anladık.

Hayırlı çocuk için Tanrıya yalvarış ve hükümlerine hoşlukla boyun eğmek gerekir.
Baba rızası, eşin rızası ve her kim yakın ise onun rızası olmalıdır ki çocuk engelsiz, sıkıntısız bu dünyaya gelsin.

Normal olarak cinsel ilişkiyle de olur ama “ Hayırlı” olma ihtimali düşüktür.
Bilenler aşağıdan yukarıya kadar bu işte rıza ararlar.

Bu küpeyi de sende kulağına tak da hayırlı işler yap, hayırlı evlatlar büyüt.

Babanın doğru yolunu devam ettirecek evlat istenir ve o ümitle çocuğa hizmet edilir.
Üreme, çoğalma, sayı olarak çokluk bizim konumuz dışındadır.
                                                *
RAVLİ

Popüler Yayınlar