27 Ocak 2012 Cuma

ULU ARİF ÇELEBİ VE BEKA ÂLEMİNE GİDİŞ

Mevlana Selahaddin Edip (Tanrı rahmet etsin) şu olayı anlattı:

Biz, Çelebi Hazretlerinin mahiyetinde Menteşe Oğlu Mesut Beyin vilayetine gitmiştik.

Bu zat, Mevlana hanedanının muhiplerindendi,
Bir gece toplantı tertip edip o vilayetin bilginleri ve şeyhlerini toplayarak Çelebi Hazretlerine Sema verdi.

Onların bir şeyhi vardı.
Bu şeyh, Türk’tü, fakat saf ve aydın yürekli bir adamdı.

Ve söylese vaki olurdu.
Türklerin han’ının (Terkan-i Türkan) buna büyük inancı vardı.

Bu adamı da çağırmıştılar.
O da içeri girer girmez Çelebi’ye selam vermeden lakayt bir tavırla üst başa oturdu ve bir şeyler homurdanıp mırıldanmaya başladı.

Çelebi Semaya başladıktan sonra bu şeyhi yakasından tutup ortaya getirdi ve şu rubaiyi okudu:

“ Âşıklar yokluk yoluna ayak bastıklarında,
Dostun varlığından başka her şeyden tamamıyla kurtulurlar.

Bu yerinde olmayan yapmacık hayattan fani olur,
Baka âlemine ayak atarlar”

Diye okudu e şeyhi elinden bıraktı.
Derhal düşüp ağzından köpükler gelmeye başladı.

İkinci günden sonra Türk şeyhi âlemi terk ederek öldü.
Bunun üzerine emirler arasında büyük gürültü koptu.

Mesut bey son derece korktu.
O vilayetin ahalisi bölük-bölük gelip mürit oldular e hizmetlerde bulundular.

Sabahleyin Mesut Bey kalkıp tam bir niyazla Çelebi Hazretlerine geldi, özürler diledi, beş köle e cariye, on baş iyi at, on parça ince ıskurlat çuhası, yirmi parça suf-i murabba ihsan etti ve nakit olarak da çok flori ve gümüş para gönderdi.

Çelebinin müridi olup Tanrı’nın inayetine mazhar oldu.
Sevgili oğlu Şücaeddin Orhan’ı da ona mürit yaptı (Yüce Tanrı onlara rahmet etsin).
                       
                                      ***
ARİFLERİN MENKIBELERİ Şark İslam Klasikleri 29
Ahmet Eflaki, M.E B. YAYINLARI 489
                                      ***
Neler öğrendik:
1.    Din adamı elbisesi giymiş, din adamı olarak toplumda saygı görenin yüzü hep tanrı’ya olmalıdır.
2.    Bir takım öğrenilmiş ve kazanılmış bilgilerle yetinilmemesi, keşifçi ruhla Tanrı’nın sanatını öğrenerek kendimizi Tanrı’da yok etmemiz gerektiğini öğrendik.
3.    Din adamının daima Tanrı’ya yakın erleri araması, bulması, saygı göstermesi gerektiğini öğrendik.
4.    Din adamı ne söylese, istese hemen olur ama bunu Tanrı imtihan için yapar ve o kişinin yolunun Hakka mı yoksa halka mı olduğunu anlamak içindir.
5.    Din yolunda belli bir mesafe alındıktan sonra bazı gizli şeyler görünür olur ki yolcunun bu tür şeyleri kendine oyuncak edip oyalanırsa, yolundan kalacağını bilmesi lazımdır.


İşte böyle yaren,
Eğer bir din yolunda iddian varsa, söz söylemek istiyorsan kendini Benlikten ve ben merkezli davranışların getirdiği büyüklenme hastalığından tamamen temizlenmen gerekir.

Tanrı’da kendini yok etmek için, Tanrı’dan başka her şeyden tamamıyla kurtulman gerekir.

Dünyanın aldatıcı ve oyalayıcı süslü etkilerinden kurtulmak gerekir.
Bu dünyadan kurtulursan Beka âlemine fırlayıp gideceğimizi öğrendik, anladık.
                                                   *
RAVLİ

Popüler Yayınlar