Arif (Bilmezken sonradan öğrenen, çok anlayışlı ve sezgili kimse) güle benzer, ancak bir gülmesi (Biriyle alay etmesi yoktur) yoktur;
Acılıkta bulunmaz (Üzüntülü, eleştiren, suçlayan biçimde konuşmaz),
şekerlerin adeti değildir bu.
Arifin canı sırçadır (Çabuk kırılır);
Demir (Sert) değil.
***
ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN:
Abdulbaki GÖLPINARLI
Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ
ANKARA-1982
***
Sırça-Kandil: Kur'an'ın 24.
suresinin 35. ayetinde, Allah'ın göklerin ve yeryüzünün nuru olduğu
bildirilmektedir.
Sırça da parıl parıl
parlayan bir yıldıza benzer.
Ateş dokunmadan da yağı, hemen
ışık verecektir.
Nur üstüne nurdur.
Surede bu ayet geçtiği için “Nur suresi” adıyla anılır.
Allah gökleri ve yeryüzünü
güneşle, Ayla, yıldızlarla ışıklandırmıştır diyenler de olmuştur.
Gökleri meleklerle, yeryüzünü
peygamberlerle aydınlatmıştır diyenler vardır.
Kandil konan yer, Hazreti
Muhammed'in gönlüdür;
Kandil, peygamberliğidir.
Doğuda ve batıda olmayan ağaç,
Musa dini gibi yalnız tenzihe, İsa dini gibi yalnız teşbihe dayanmayan ve
tevhid esasına göre kurulan Müslümanlıktır;
İfrattan ve trfritten (Olumlu ve olumsuz anlamlarda en uç nokatlardan)
arıdır (Yabancı şeylerden arınmış, temiz).
Rubai “Nur ayeti” denen bu ayete işarettir.
*
Neler öğrendik;
1. Arif kişinin özelliklerinin anlayışlı ve
sezgili olması, bilmediklerini öğrenen, başkalarına tatlı davranan, acılıktan
kaçan kişi olduğunu öğrendik.
2. Arif kişinin hassas olduğundan onun
ışığından yararlanacak kişinin terbiyeli davranması gerektiğini öğrendik.
*
RAVLİ