31 Ağustos 2024 Cumartesi

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER D213

Gam (Üzüntü vermek) kimdir ki erlerin gönüllerinin çevresinde dönebilirsin?

Gam (Üzüntü vermek), donmuş (Katı duruma gelmiş), buz kesilmişlerin (Şaşılacak, üzülecek bir durum karşısında dona kalmışların) çevresinde döner.

 Tanrı erlerinin (Allah dostu yiğit kişilerin) gönlünde (Kalplerinde oluşan duyguların kaynağında) bir deniz vardır ki onun bir güzel dalgalanışından, şu dönüp duran gökyüzü bile dönmeye koyulur.

                            ***

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                           ***

Neler öğrendik;

1.    Allah dostu yiğitlerin gönüllerinde üzüntü olmayacağını öğrendik.

2.    Üzüntünün şaşkınlık geçiren, bir problem karşısında çözüm bulamayanların çevresinde döndüğünü öğrendik.

3.    Allah dostlarının kalplerinde oluşan duygulanmanın zevkiyle gökyüzünün bile uyum sağlayarak farklı dönmeye başlayacağını öğrendik.

                             *

RAVLİ

28 Ağustos 2024 Çarşamba

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER D212

Aşkın (Mevlana Hazretlerinin Allah dostu, sevgili Şems Hazretlerine olan aşkın), dünyadan esenliği (Sağlığı, afiyeti, sıhhati, selameti) aldı;

Ayrılığın, ecel (Hayatın sonu, ölüm zamanı) kesildi, can alıyor.

 Yüzlerce cana vermeyeceğim gönlü (Kalpte oluşan duyguların kaynağını) bile senin bir gülüşün bedavaca (Karşılıksız) alıp gidiyor.

                            ***

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                           ***

Neler öğrendik;

1.    Aşkın, kişide dünya hayatında sağlığı, sıhhati, selameti, güvendiği, bağlandığı her ne varsa öldürdüğünü, alıp gittiğini, hatta kalpte oluşan duyguları bile alıp yok ettiğini, yalnız aşkın kaldığını, bu aşkın kişiyi yeniden Allah'ın huzuruna kabul edebileceği oluşumların sağlandığını öğrendik.

2.    Mevlana Hazretleri Şems Hazretlerinin bir gülüşüne karşı canını, gönlünü karşılıksız verdiğini öğrendik.

                             *

RAVLİ

27 Ağustos 2024 Salı

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER D211

Aşk (Aşırı sevgi ve bağlılık duygusu), şu yüzden hoştur (Beğenilen, duyguları okşayan);

Belalar (İçinden çıkılması güç, sakıncalı durumları) ondan kopar;

Beladan çekinense (Saygı, korku, utanma gibi duygularla bir şeyi yapmak istemeyen) aşık değildir.

 Aşk işinde er (İşini iyi bilen, yetenekli, yiğit kişi) odur ki aşk, cana yetti mi (Gereksinim oldu mu), canından geçer (Ülkü uğruna tehlikeli işlere girişerek canını esirgemeyen kimse olur) gider.

                            ***

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                           ***

Neler öğrendik;

1.    Aşk kişinin yürekli bir biçimde içinden çıkılması güç, sakıncalı durumlardan, tehlikelerden korkmayıp olmayacakmış gibi görünen işlere giriştiğini, ilginç olay ve serüvenleri yaşayacağını öğrendik.

2.    Sorunlardan, tehlikelerden, savaşmaktan, mücadele etmekten çekinen kişinin aşık olamayacağını öğrendik.

3.    Aşık kişinin aşık olduğunun yolunda kendini feda etmek için hayatını ortaya koymuş biri gibi yaşadığını öğrendik.

                             *

RAVLİ

26 Ağustos 2024 Pazartesi

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER D210

Aşk ezelden (Başlangıcı belli olmayan zamandan, öncesizlikten) beri (-den bu yana) vardır, ebede-dek (Sonu olmayan gelecek zaman, sonsuzluk) de sürer-gider;

Aşkı (Allah dostunu aşırı sevip bağlanmak için) arayıp isteyenler gittikçe çoğalırlar.

 Yarın, kıyamet (Dünyanın sonu ve bütün ölülerin dirilerek mahşerde toplanacağı zaman) ap-açık kopunca (Birdenbire başlayınca, ortaya çıkınca) aşık olmayan (Allah dostunu kendine sevgili yapıp aşırı sevgiyle bağlanmayanların), tapıdan (Kutsal yerden) sürülür (Gönderilir)-gider.

                            ***

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                           ***

Neler öğrendik;

1.    Aşkın başlangıcı olmayan zamandan sonsuzluğa kadar var varlığını, etkisini devam ettirdiğini öğrendik.

2.    Allah dostunu arayıp aşık olacakların gittikçe çok olacaklarını öğrendik.

3.    Kıyamet günü geldiğinde aşık olmayanların Allah'ın huzurdan dışarı gönderileceğini öğrendik.

4.    (Seven sevdiği ile birlikte olur, sevdiği nerede ise seven de oraya gider ve orada olur)

                             *

RAVLİ

24 Ağustos 2024 Cumartesi

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER D209

Sevgili, bir solukcağız, beni karşısına oturtursa aklım, gönlüm, ne zevkler (Hoşa giden veya çekici bir şeyin elde edilmesinden, düşünülmesinden doğan hoş duygu) bilir, ne neşeler (Mutlu olmaktan doğan ve dışa vurulan sevinç) peydahlar (Ortaya çıkarır).

 Yüz yerde değirmen kurmayı bilirim amma iş, susuzluktan geri kalıyor.

                            ***

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                           ***

Neler öğrendik;

1.    Sevilen kişi ile beraber olunca zevkin ve neşenin kendini göstereceğini, mutluluk oluşturacağını öğrendik.

2.    Sevilen kimseden sevenine duygusal akış olunca iş görüleceğini, başarı sağlanacağını, verim elde edileceğini öğrendik.

                             *

RAVLİ

23 Ağustos 2024 Cuma

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER D208

Güzelim (Allah dostu sevgili Şems Hazretleri) aşkın (Sana olan aşırı sevgi ve bağlılık duygum), kan dökmeye (Ölüme yol açmaya, canımı kıymaya) kasdetti mi (Amaçladı mı), canım, beden kafesinden uçar-gider.

 Şekerlere benzeyen dudaklarını öpme (Sevgi, saygı, bağlılık, teşekkür belirtmek amacıyla dudakları değdirmek) suçunu işlemeye imkan bulan, bu günaha girmezse (Din bakımdan suç sayılan bir işi yapmazsa) kafir (Allah'ın varlığını ve birliğini inkar eden kimse) olur.

                            ***

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                           ***

Neler öğrendik;

1.    Allah dostunu kendine sevgili eden Mevlana Hazretlerinin aşırı sevgi ile bağlandığı Şems Hazretlerinin canını istese, canını bu aşka vereceğini, aşkın götürdüğü yere gideceğini öğrendik.

2.    Şems Hazretlerine çok yakın olmak, bu davranış suç gözükse bile bu eylemin yapılması gerektiğini, yaklaşmayanların Allah'ı ve dinin birliğini kabul etmeyen durumuna düşeceklerini öğrendik.

                             *

RAVLİ

22 Ağustos 2024 Perşembe

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER D207

Öyle bir aşk (Mevlana Hazretlerinin Allah dostu Şems Hazretlerine olan aşk) geldi ki bütün aşklar (Hikaye edilen aşklar), onun yanında karardı gitti;

Yandım (Isı ve ışık yayarak kül durumuna geçtim), kül oldum (Bütünüyle yandım), külüm de savruldu (Dağılarak savruldu), yok oldu.

 Derken gene senin havana kapıldı (Güçlü etkinde kaldım) da külüm geri geldi, binlerce kez şekillere büründü.

                            ***

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                           ***

Neler öğrendik;

1.    Mevlana Hazretlerine gelen parlak aşkın yüksek ışığa sahip olduğunu, hikaye edilen aşkların bu aşk karşısında ışıklarının söndüğünü, kısıldığını, güçlerinin azaldığını öğrendik.

2.    Aşk yüzünden yanıp ısı ve ışığa dönüşen Mevlana Hazretlerinin küle döndüğünü öğrendik.

3.    Mevlana Hazretlerinin aşırı aşk ve bağlılık yüzünden dağılıp savrulan küllerinin geri gelip şekillere büründüğünü öğrendik.

                             *

RAVLİ

21 Ağustos 2024 Çarşamba

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER D206

İyice bil ki aşık (Bir kimseye veya bir şeye karşı aşırı sevgi ve bağlılık duyan, vurgun, tutkun kimse), Müslüman olamaz;

 Aşk mezhebinde küfürle iyman (İman) yoktur;

Aşkta ne beden vardır, ne akıl.

 Ne can vardır, ne gönül;

Kim böyle değilse aşık değildir.

                            ***

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                           ***

Neler öğrendik;

1.    Aşığın değerinde sevdiği, bağlı olduğu kişi olduğunu, dini kurallar, iman, küfür, vücut istekleri, akıl, can, kalpte oluşan duyguların önceliği olmadığını, böyle olmayan kişinin aşıl olamayacağını öğrendik.

                             *

 RAVLİ

20 Ağustos 2024 Salı

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER D205

Aşık (Bir kimseye veya bir şeye karşı aşırı sevgi ve bağlılık duyan, vurgun, tutkun kimse), nazdan (Kendini beğendirmek amacıyla yapılan davranış) da geçmiştir, naziklikten de (Başkalarına karşı saygılı ve incelikle davranma da);

 Aşıklar mezhebinde (Görüş, yorum ve anlayış ayrılığı olmayan) erdir (İşini iyi bilen, yetenekli, yiğit kişidir), cömerttir (Para ve malını esirgemeden veren, eli açık) aşık.

 

Naz (Kendini beğendirmek amacıyla yapılan davranış), aşıkların harcı (Yapacağı iş) değil;

 

Yakup (Seven babanın), Yusuf'luk (Sevilen çocukluk) etmeye kalkışırsa soğuk düşer.

                            ***

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                           ***

Neler öğrendik;

1.    Aşık kişinin sağlıklı bir bilgi, düşünce ve davranış içinde olduğunu, başkalarına kendini beğendirmek için uğraşı vermediğini öğrendik.

2.    Aşıkların genel davranışları ayrılığa yönelmeyen söz ve davranışta olup ne icap ediyorsa o davranışı yapan kişi olduklarını öğrendik.

3.    Aşıklar baba ise baba gibi evlat ise evlat gibi davrandıklarını öğrendik.

                             *

 RAVLİ

19 Ağustos 2024 Pazartesi

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER D204

Aşık (Bir kimseyi veya bir şeye karşı aşırı sevgi ve bağlılık duyan, vurgun, tutkun kimse), gönül alçaklığı göstermez de ne yapar?

Geceleri senin mahallene gelmez de nerelere gider?

 Saçlarını öperse gücenme;

Deli, zincire gelemez de neyi geveler (Bir sözü tam olarak ve açıkça söyleyemez).

                            ***

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                           ***

Neler öğrendik;

1.    Allah dostuna aşık kişi kendi değerini olduğundan aşağı gösteren, başkalarını küçük görmeyen, büyüklenmeyen kimse olduğunu öğrendik.

2.    Aşık kişinin sıra dışı davranışlarının bazı halk tarafından deli olarak nitelendirildiğini, onun söylediği sözlerin haki katini anlamadıklarını veya çıkarlarına uygun olmadığından deli yaftası vurulup dışlandıklarını öğrendik.

                             *

 RAVLİ

17 Ağustos 2024 Cumartesi

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER D203

Arif (Bilmezken sonradan öğrenen, çok anlayışlı ve sezgili kimse) güle benzer, ancak bir gülmesi (Biriyle alay etmesi yoktur) yoktur;

Acılıkta bulunmaz (Üzüntülü, eleştiren, suçlayan biçimde konuşmaz), şekerlerin adeti değildir bu.

 Sırça (Cam muhafaza) içindeki kandildir (Işık kaynağıdır);

Arifin canı sırçadır (Çabuk kırılır);

Demir (Sert) değil.

                            ***

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                           ***

Sırça-Kandil: Kur'an'ın 24. suresinin 35. ayetinde, Allah'ın göklerin ve yeryüzünün nuru olduğu bildirilmektedir.

 Orada bir kandil vardır; kandil bir sırça içindedir.

Sırça da parıl parıl parlayan bir yıldıza benzer.

 Doğuda ve batıda olmayan kutlu zeytin ağacından uyanmıştır (Yakılmıştır).

Ateş dokunmadan da yağı, hemen ışık verecektir.

Nur üstüne nurdur.

 Ayet, bundan sonra Allah'ın dilediğine nuruyla doğru yolu göstereceğini ve insanlara örnekler getirdiğini bildirir ve Allah'ın her şeyi bildiğini söyler.

Surede bu ayet geçtiği için “Nur suresi” adıyla anılır.

 Ayetteki ışık, doğru yolu göstermekten kinayedir (Düşünüleni dolaylı olarak anlatan söz).

Allah gökleri ve yeryüzünü güneşle, Ayla, yıldızlarla ışıklandırmıştır diyenler de olmuştur.

Gökleri meleklerle, yeryüzünü peygamberlerle aydınlatmıştır diyenler vardır.

 Işık bir anlayışa göre Kur'an ve imandır.

Kandil konan yer, Hazreti Muhammed'in gönlüdür;

Kandil, peygamberliğidir.

Doğuda ve batıda olmayan ağaç, Musa dini gibi yalnız tenzihe, İsa dini gibi yalnız teşbihe dayanmayan ve tevhid esasına göre kurulan Müslümanlıktır;

İfrattan ve trfritten (Olumlu ve olumsuz anlamlarda en uç nokatlardan) arıdır (Yabancı şeylerden arınmış, temiz).

 Bu ayeti, daha başka türlü tefsir ve tevil edenler de olmuştur.

Rubai “Nur ayeti” denen bu ayete işarettir.

                           *

Neler öğrendik;

1.    Arif kişinin özelliklerinin anlayışlı ve sezgili olması, bilmediklerini öğrenen, başkalarına tatlı davranan, acılıktan kaçan kişi olduğunu öğrendik.

2.    Arif kişinin hassas olduğundan onun ışığından yararlanacak kişinin terbiyeli davranması gerektiğini öğrendik.

                             *

 RAVLİ

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER D202

Sabah çağı (Güneşin doğduğu andan öğleye kadar geçen zamanı);

Seher yeli (Sabahın güneş doğmadan önceki zaman esen rüzgâr) miskler (Güzel kokular) saçarak geçmede;

Bir bul da kokla (Havasını içine çek);

Filanın (İsmi bilinmeyen kişinin) mahallesinden geçip gelmede.

 Kalk, ne uyuyorsun?

Dünya geçiyor;

Bir koku almaya (Küçük belirti ve işaretlerden gizli tutulan, olmuş veya olacak bir şeyi anlamaya, kestirmeye, hissetmeye) bak, kervan (Birbiri ardınca gelen şeyler) gidiyor.

                            ***

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                           ***

Neler öğrendik;

1.    Gökten yeryüzüne sabah güneş doğmadan önce esen rüzgârın insanın dinçliğini artıran, kokuya yüklenmiş mesajlarla dolu olduğunu, bu zamanda uyanık olarak havayı koklayıp içimize çekmemiz gerektiğini öğrendik.

2.    Yaşamımızda belirtilere, gizli işaretlere dikkat edip algılamamız ve anlamaya, gelişmesinden oluşabilecek sonuçları kestirmeye çalışmamız gerektiğini öğrendik.

3.    İç 5 duyumuz ile dış 5 duyumuzu birbirleriyle etkileştirip kaynaştırarak his dünyasına geçerek öngörü aşamasına ulaşmamız gerektiğini öğrendik.

                             *

Duyu nedir?

Organlarımızdaki hücreler tarafından beden alanından ya da dış çevreden toplanıp sinirler aracılığıyla beyin kabuğuna iletilen uyarılardır.

Gözle, kulakla, dille, deriyle, burunla, kasla algılanırlar.

Sesin değişmesi, titremek, sararmak, haz duymak

                                             *

Duygu nedir?

 Sevinç, korku, keder, tutku, heyecan, sevgi, nefret, iyilik, kötülük, kızgınlık, heyecan, ağrı, can sıkılması, Vb. gibi sayısız duygularımız vardır.

                                             *

Duygulanım nedir?

 İç salgı bezlerini de kapsayan türlü etkiler altında duygusal tepkiler göstermektir.

                                             *

Duygusal çıldırı nedir?

 Duyma, düşünme ve davranış alanında aşırı tepki ile kişi gerçekle olan ilişkisinin büyük ölçüde azaldığı ruh hastalığıdır.

                                             *

Duygularımızla içgüdülerimizi ayırmalı mıyız?

 Evet.

İç güdülere yapılacak eylem bellidir.

Ölçüler ve yapılacak olan bellidir ve buna göre hareket edilmelidir.

Duygularını içgüdülere karıştırırsan sınırlar, oranlar, tepkiler, alınan sonuçlar karma karışık olur.

Örnek: Acırsan fazla yiyecek verir oburlaştırırsın.

          Aşırı seversin şımarık olur.

           Baskı yaparsan kaçırırsın.

           Zamansız seversen disiplini bozarsın.

                                           *

İçimizdeki 5 duyu nedir? 

1.    His,

2.    Hayal,

3.    Vehim,

4.    Hafıza,

5.    Kullanma hakkı ve yetkisi.

                                          *

His nedir?

 İstek ve arzuların eğilimi sonucunda haz ve elem duymadır.

Zekâdan önce uyarı verir, duygulanım ile görülür hale gelir.

Duygusal yaşamdan bağımsızdır.

Beş duyu dışında duyma (algı) kuvvetidir.

Seziş veya içe doğuş ile kendini gösterir.

Yeri gönüldür, gönül göğüs boşluğundadır.

Söylenmediği halde düşünüleni duymuş gibi olmadır.

Duyarlı olanlarda gelişmiştir.

Duygululuktan sonra kendini gösterir.

Hissi akıl sözle ifade eder, duygulanımla tepki verir.

 (Hislerin farkına varıp geliştirmen, hayatın içinde kullanman gerekir)

                                            *

Hayal nedir?

 İnsanın kafasında tasarlayıp canlandırdığı şeye denir.Doyurulamayan istekler olduğu zaman kişi gerçeklerden kopar.

 Kişi içte kalan dileklerini düşünmek, anlamak ve kavramakla olan doğal güçleriyle zihninde biçim vererek canlandırır.

 

(Görmediğin bir şeyi hayal edemezsin.

Gördüğüne sahip olmak için uğraşıdır.

Değişik parçalardan bir bütün elde edip ona sahip olma isteğidir. )

                                            *

Vehim nedir?

 Geçmiş zaman ve şartlarda birleştirmeler yaparak olumsuzluk oluşturur.

Kötü olan olayları ve olanakları akla getirip olmayacak bir fenalığın olacağı sanır.

Her şeye kötü tarafından bakarak kuşku duyar, yersiz korkular oluşturur.

 Şüphe, tereddüt, gerçekte olmayan fakat var sayılan şeyleri gerçekmiş gibi algılar.

Zannetme hayatını ve çevresindekileri mahveder.

 

(Yanlış düşünme tarzıdır.

Kendisini ve çevresini mahveder.

Allah’a güvenip bağlanmak bu hastalığı yenmeyi sağlar)

                             *                           

Hafıza nedir?

Geçmişi saklama ve yeniden üretme yetisidir.

Kişinin çok eski geçmişlerinden ona miras kalan düşünce, duygu ve tepkileri tutma yetisi.

Öğretilen parçaları ve ayrıntıları yeni bütünlere dönüştüren bellek.

Öğrenme, anı, alışkanlık, algı, bilinç, unutma, dikkat, bastırma, tanıma.

Kullanma hakkı ve yetisi nedir?

Kendisinin olan bir şeyi yasa sınırları içinde istediği gibi kullanabilme yetisi.

                   *

RAVLİ




15 Ağustos 2024 Perşembe

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER D201

Yüzlerce öküz (Bön, görgüsüz, kaba, anlayışsız) sağrısı (Bel ile kuyruk arasındaki dolgun ve yuvarlakça bölüm), derin (Cildin) kadar kalın olamaz;

Öyle bir taşsın ki Kelim'in eli (Kelimeler, sözler) bile seni yumuşatamaz.

 A kişi, on sekiz kış mevsimi gelmiş, birleşmiş de senin (Soğuk, buz) şekline girmiş;

Azabı (Büyük sıkıntı, eziyet) çetin (Zor, müşkül) cehennemden (Dini inanışlara göre, dünyada günah işleyenlerin öldükten sonra ceza görecekleri yerden)  başka hiçbir şey ısıtamaz seni.

                            ***

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                           ***

Taş-Kelim: Kelim konuşan demektir.

Musa peygamber, Tanrı ile konuştuğu için bu lakapla anılmıştır.

Musa peygamber, Kur'an'ın 2, ve 7. surelerinin 60. ve 160. ayetlerinde bildirildiği gibi Tanrı emriyle taşa sopasını vurmuş, taştan on iki kaynak coşmuş, on iki boyun (Ortak bir atadan türediklerine inanılan, toplumsal ve ekonomik ilişkilerinde anaerkil, ataerkil anlayışı uygulayan geleneksel topluluk; kabile, klan:her biri, bir kaynaktan su içmiştir.

                            *

Neler öğrendik;

1.    Bön, görgüsüz, kaba, anlayışsız kişinin geç veya güç anlayan kişi olacağını, çok tesirli sözlerin bile yumuşatıp şekle sokamayacağını öğrendik.

2.    Değişmeyen, gelişmeyen, doğru olanı aramayan, doğru olanı yapmamakta ısrarcı olanların buz tutmuş kişiler olacağını, ancak bunların cehennem ateşiyle  çözüleceklerini öğrendik.

                             *

 RAVLİ

14 Ağustos 2024 Çarşamba

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER D200

O Ay gibi (Karanlıkta olanların yolunu aydınlatan) güzel, yüzyıl yaşasın;

Gönlüm (Kalpte oluşan duyguların kaynağı), onun gam (Üzüntü veren) oklarının okluğu olsun.

 Kapısının toprağında gönlüm, bir hoşça ölüverdi;

Ya-rabb! (Ey Allah'ım), toprağı hoş olsun diye kim dua etti ki?

                            ***

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                           ***

Neler öğrendik;

1.    Şems Hazretlerinin Ay gibi güzel, ışıklı, aydınlık veren beyaz yüzü olduğunu, Mevlana Hazretleri onun üzüntülerini içinde toplayan olmak istediğini öğrendik.

2.    Mevlana Hazretleri, Şems Hazretlerinin duygusal dünyasına tamamen katılmak, bu yolda hoşça ölmek istediğini ve bu duayı kimin ettiğini bilemediğini öğrendik. 

                             *

 RAVLİ

10 Ağustos 2024 Cumartesi

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER D199

Aklın bulunduğu yerden yüzlerce konak (Yolculukta geceyi geçirmek, dinlenmek için inilen yerden) öteye gideceğim;

İyiden (İstenilen, beğenilen nitelikleri taşıyan, yerinde, yararlı beğenilecek biçimde biri olmaktan)-kötüden (Hoşa gitmeyen, fena, kaba, kırıcı, zararlı, tehlikeli biri olmaktan) uzaklaşacağım, ikisine de aldırmayacağım.

 Çok güzel olduğumdan perde ardındayım (Gizlenmedeyim);

O kadar güzelim ki a hiçbir haberi olmayanlar, kendi kendime aşık olacağım ben.

                            ***

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                           ***

Neler öğrendik;

1.    Mevlana Hazretleri aklın sınırları içinde kalmayı kabul etmediğini, Allah'ın sanatının çok daha büyük olduğunun farkında olarak gidebileceği en uzak noktaya kadar gitmeyi arzuladığını öğrendik.

2.    Mevlana Hazretleri, Allah'ın güzel sanatını üstünde gösterdiği kişi olduğunu, Hazret kendini tanıdıkça güzelliklerinin farkına vardığını ve kendinde olan bu sanata aşık olduğunu, çünkü bu sanatın sanatçısına aşık olunması için ilk adımın kendisini bilmek ve sevmek olduğunu öğrendik.

                             *

 RAVLİ

9 Ağustos 2024 Cuma

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER D198

Tatlı sözlü biri, gönlümüzde (Kalpte oluşan duygularımızın kaynağında) gülüyor bizim;

Öylesine tatlı sözlü ki Hüsrev'den (Aşık olandan), Şirinden (Aşık olunandan) söylenen sözleri kesip gidiyor.

 Kimi sert davranır bana, kimi ram olur (Boyun eğer, kendini buyruğuma bırakır);

Kimi ram eder (Boyun eğdirir, kendi buyruğuna sokar) beni, o sertleşir.

                            ***

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                           ***

Neler öğrendik;

1.    Mevlana Hazretleri kendini aşkın tatlılığı içine bıraktığını, aşk hikayeleri ile duygusal olgunluğa doğru ilerlediğini, bazen boyun eğen, bazen de boyun eğdiren olarak bu alanda ilerlediğini öğrendik.

                             *

 RAVLİ

8 Ağustos 2024 Perşembe

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER D197

Gece gitti, nereye gitti?

Tekrar her varlık, evine dönsün diye nereden geldiyse oraya gitti.

 A gece, o vade (Süren dolunca, zamanın gelince gidenlerin) durağına vardın mı, filan nasıldı, ne haldeydi, anlat, bildir halimi o tapıya (Saygıya değer yaşam yerine).

                            ***

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                           ***

Neler öğrendik;

1.    Gecenin geldiği gibi gittiğini, her şeyin geldiği yere gideceğini öğrendik.

2.    Mevlana Hazretleri geceye dönüş zamanı gelince Şems Hazretlerine kendi halini bildirmesini istediğini öğrendik.

                             *

 RAVLİ

7 Ağustos 2024 Çarşamba

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER D196

Zamanın neşesi, gam (Üzüntü) yüzünden gelmedi gitti;

Dostun gamından (Üzüntüsünden) başka merhemin olmadı-gitti.

 Görünce dedim, neler söyleyeceğim ona (Allah dostu, sevgili Şems Hazretlerine);

Rastlayıp görünce onu, soluğum bile çıkmadı-gitti.

                            ***

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                           ***

Neler öğrendik;

1.    Mevlana Hazretleri kendisinden habersiz ayrılan Şems Hazretlerini göremediği için üzüldüğünü, bu üzüntüyü kendisine ilaç yaptığını öğrendik.

2.    Şems Hazretleri ile karşılaşan Mevlana Hazretlerinin tasarladığı bütün sözleri unutup onun güzelliğine bakarak kaldığını öğrendik.

                             *

 RAVLİ

6 Ağustos 2024 Salı

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER D195

Neşeliyim, çünkü gamım (Üzüntüm), gönlüme (Kalbimde oluşan duyguların kaynağına) sığıyor;

 Neşeliyim, çünkü gamım (Üzüntüm), ancak aydın (Işık alan, ışıklı, aydınlık) yere sığar..

 Göklere, yerlere sığmayan o gam (Üzüntü), iğne yordamı (Görmeden, iğne ile yoklayarak) kadar bir gönüle (Kalpte oluşan duyguların kaynağına) sığmada.

                            ***

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                           ***

Neler öğrendik;

1.    Aşırı derecede sevip bağlandığı  Allah dostu, sevgili Şems Hazretlerini görememenin üzüntüsü, Mevlana Hazretlerinin duygularının içine sığdığını, kontrolü altında olduğundan neşeli olduğunu öğrendik.

2.    Üzüntünün ışık alan, ışıklı, aydınlık bir gönülde olduğu zaman neşeye döndüğünü öğrendik.

3.    Gönlümüzü yaratan Allah'ın gönlümüzü öyle büyük yapmış ki kendinin sığacağı büyüklükte olduğunu, dostlarının da bu alana sığacak olduğunu, gönlün nakış gibi ince-ince oluştuğunu öğrendik.

                             *

 RAVLİ

5 Ağustos 2024 Pazartesi

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER D194

Bir padişah (Allah dostu, sevgili Şems Hazretleri) var ki neyi örter-gizlersen bilir;

Dilsiz-dudaksız köpüreni bile bilir o.

 Herkes, söz satma hevesini bilir;

Bense susmayı bilenin kuluyum-kölesiyim.

                            ***

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                           ***

Neler öğrendik;

1.    Şems Hazretlerinin kendimizden gizlediğimiz, söz etmediklerini bildiğini, söze gelmeden oluşan coşkunluğu ve kabarmayı bildiğini Mevlana Hazretlerinden öğrendik.

2.    Mevlana Hazretleri susmasını bileni sevip hizmetinde olduğunu, söz satma hevesinde olanları hiç sevmediğini öğrendik.

                             *

 RAVLİ

2 Ağustos 2024 Cuma

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER D193

Senin (Allah dostu, sevgili Şems Hazretleri) sevdana tutulmak için bir bahane (Bir şeyin gerçek sebebi gizlenerek ileri sürülen uydurma sebep) yeter;

 Senin sarhoşlarına (Senin sevginle kendinden geçenlere) bir nağme (Sözün) de yeter;

Coşar-köpürür onlar.

 Bizi öldürmek için cefa (Güçlü bir kimsenin yasaya veya vicdana aykırı olarakbaşkasını uğrattığı kötü durum) kılıcını ne urursun (Vurursun)?

Kamçının ucuyla dokunmak yeter de artar.

                            ***

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                           ***

Neler öğrendik;

1.    Şems Hazretlerini aşırı sevmek ve bağlanmak için onun bir sözünün, bir bahanenin yeterli olacağını öğrendik.

2.    Mevlana Hazretlerini seven ve bağlananın onun sevdiklerini de sevmesi, bağlandıklarına bağlanması gerektiğini öğrendik.

3.    Şems Hazretlerinin en ufak dokunuşuyla bile hemen harekete geçecek durumda olmamız gerektiğini öğrendik.

                             *

RAVLİ

Popüler Yayınlar