9 Haziran 2022 Perşembe

DİVAN-I KEBİR 7-8 CİLT 5180 İNCİ BEYİT

(Mevlâna hazretleri Şems Hazretlerini anlatıyor)


5180.
Ona (Allah'a) şükretmeyi benden duy (Bilgi al, öğren, haber al), benden işit (Algıla, kavra, anla, sırlarını çöz ).,

Canına-başına and olsun ki o tatlılıkta bir şekeri ne tatmışımdır, ne görmüşümdür.


Aklını başına al (Davranışlarının yanlışlığını sezerek doğru yolu bul) da hiçbir şeyden haberi olmıyanlarla savaşma...

Öylesine koca bir sağrakla (Tanrı şarabı dolu kadehle) sarhoş olanlara karşı ayak direme (Bir düşünceyi, bir davranışı sonuna kadar sürdürmek, kendi tutumundan şaşmamakta ısrar etme).


Yay gibi, ta sonadek eğri kalmayı istemiyorsan, seni kendilerine doğru çektiler mi, inada kalkma (Karşı çıkma, karşı düşünce ileri sürme), teslim ol onlara.


Dileğe uyuş (İstek) kurduna paralanmak (Parçalanmak) istemiyorsan, çoban, seni yanına çağırdı mı, inad etme;

Git.


Bilmez gibi padişahlara, bunlar da kim deme...

Sana bir şekil, bir iz gösterdiler mi, inada kalkışma.


Canınla gönlünün (Kalbinde oluşan duygularının kaynağı) arasından bir baş çıkardılar mı, inad etme;

Bu lütfun (Önem verilen, sayılan birinden gelen iyilik ve yardımın) şükrü olarak canını ortaya koy.


Açıktan açığa "Duyduk da, uyduk da" (Bakara suresi 285) dedin mi, içinden inad etmezsen bu, o vakit açığa çıkar.


Gideceğin yerde de zannın (Şüphen), işkilin (Yanlış ve yersiz düşünce) var, geldiğin yerde de.,

Apacık görenlerle savaşmazsan bu zan (Şüphen), bu işkil (Yanlış ve yersiz düşüncen) kalkar;

Gerçek, apacık belirir.


Koca dağ gibi ayak diremez (Harketsiz kalıp) de zerreye (Çok küçük parçacığa) dönersen iki (Madde ve mana) dünya da zerreler gibi görünür sana.


Mekan (Ev) gibi inad etmez de zaman gibi kendinden geçer-gidersen, zamandan da kurtulursun, mekandan da.

                               ***
DİVAN-I KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN HAZIRLAYAN: ABDULBAKİ GÖLPINARLI KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
                              ***

(Bakara suresi 285: Peygamber, Rabbi tarafından kendisine indirilene iman etti, müminler de.

Her biri Allah'a meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine iman ettiler “Allah'ın peygamberlerinden hiçbiri arasında ayırım yapmayız.

İşittik, itaat ettik.

Ey Rabbimiz, affına sığındık!

Dönüş sanadır” dediler)

                                      *
Neler öğrendik;

  1. Allah'a şükretmenin inceliklerini Mevlana Hazretlerinden bilgi alarak öğrenip, anlayıp, kayrayıp, sırlarını çözmek için algılarımızı kullanmamız gerektiğini öğrendik.

  2. Mevlana Hazretlerinin öğretisinin insana tatlılık verdiğini, ağız tadı oluşturduğunu, bu oluşumu bize öğrettiğini öğrendik.

  3. Allah aşkıyla yakınlığı ile Allah'tan ikram alanlardan yolumuzu ayırmanın yanlış olduğunu öğrendik.

  4. Hiçbir şeyden haberi olmayanlarla savaşmamak gerektiğini öğrendik.

  5. Eğri gidişten kurtulup doğru olmak, doğru bir çizgide yaşamamız için Allah dostlarının kendilerine doğru çektikleri zaman onlara karşı çıkmadan, karşı düşünceler ortaya koymadan teslim olmanın iyi sonuçlara kavuşturacağını öğrendik.

  6. Zorlayan isteklerin insanı paramparça ettiğini, bu sıkıntıdan kurtaracak öğretici yanına çağırdığı zaman gitmek gerektiğini öğrendik.

  7. Şekle aldanıp sana yol iz gösteren kişiye; bu kim ki bana şekil bir iz gösterecek kişi bu kişi olamaz diye gönül padişahlarını ret etmenin yanlış olduğunu öğrendik.

  8. Özümüzle duygularımız arasından bize öneride bulunandan, içimizi okuyan kişiden uzaklaşmamak gerektiğini, öğrendik.

  9. Allah'tan gelen buyruğu duyup uyanın ebedi olarak mükafatlanacağını öğrendik.

  10. Allah dostu olanın şüphelerden, yanlış ve yersiz düşünceler olmayan yere gitmeni sağlayacağını öğrendik.

  11. Çok belirgin çok açık görenlerle savaşa girmeyen kişinin, şüphelerden, yanlış ve yersiz düşüncelerden kurtulacağını, gerçeklerin açıkça kendini gösterdiğini göreceğini öğrendik.

  12. Apaçık gören Allah dostlarının hakikati olduğu gibi söylediğine inananların madde ve mana dünyasını çok küçük bir parça gibi görmeye başlayacağını öğrendik.

      *

İşte böyle yaren;
İnat etmeden hakikati olduğu gibi söyleyenden, gösterenden uzaklaşmadan kendine bağlı kalmaktan kurtulup, kendinden geçip vücut esirliğinden kurtulacağını, zamanın ve mekanın sınırları dışında da hayatın olduğunu görüp kabul edileceğini öğrendik, anladık.
                 *
RAVLİ

Popüler Yayınlar