(Mevlâna hazretleri Şems Hazretlerini anlatıyor)
5170. Ay
(Karanlıkta
kalanın yolunu aydınlatan güzel kişi),
ömrün (Yaşamın)
kadehidir (İçi
doldurularak kullanılan kap);
Kimi dopdoludur, kimi yan dolu.,
Zamanın ömrü değil misin sen?
Kadehe sığmazsın.
Senin (Şems Hazretlerinin) buyruğunun yürüdüğü zamanda birisi, tutar da zamanın cefasından şikayet ederse cefa papucuyla ağzına vursan yeri var.
Çünkü şu zaman, tıpkı bedendin sense onda cansın sanki.,
Değil mi ki senin gibi bir can, bedenin canıdır, beden de artık beden olmaz;
Can kesilir, can.
Melekler;
Adem’in bedenine hemencecik secde ettiler çünkü o yüce, o kutsal
bedende senin can ışığını gördüler.
Şeytan, o bedeni balçıktan yapılmış gördü de başını secdeye eğmedi (Saygı göstermedi);
Yürü-git, şeytansın sen diye reddediş çomağı kafasına indi-gitti.
Kime yokluk dünyasından (Göz önüne gelmeyen 9 kat göğün üstünden) bir haber gelirse onda insanlıktan (İnsana özgü niteliklerden) bir iz kalmaz artık.
Yücelerden ta aşağılara dek her yanı illet (Hastalık, bozukluk) kaplasa onun himmeti (Yardımı, kayırması) illetlere göz ucuyla (Fark ettirmeden gözlese, belli etmemeye çalışarak başını çevirmeden yandan baksa) bile bakmaya tenezzül etmez (Alçak gönüllülük göstermez).
Kim darmadağan (Çok dağınık ve karışık) olur, varlığından (Sahip olduklarının etkisinden), benliğinden (Kendi kişiliğine önem vermeden, üstün görmeden, kibirden, gururdan) çıkar, yok olur giderse, gerçek gözüyle onun bulunduğu yana o, bakabilir.
Güzelim elbiselere bürünmüş arı-duru ( Saf, tertemiz) bir cevher (Özünü, iyi yeteneğini) görür;
Canlı bir bedende oturup durmada.
Görünüşteki şekliyle, kılığıyla görüşüp konuşmayı ne diye yeter buluyorsun?
Yürü, bir başka hale gir;
Çünkü o da bir başka hale girmiş.
***
DİVAN-I
KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN HAZIRLAYAN: ABDULBAKİ
GÖLPINARLI KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler öğrendik;
Şems Hazretlerinin, Mevlana Hazretlerinin sözleriyle, anılarıyla kadeh olan vücudumuzu doldurmamız, ömrümüzü dolu-dolu geçirmemiz gerektiğini öğrendik.
Şems Hazretlerinin buyruğunun tüm zamanlarda yürüdüğünü, canının ve yetkilerin etkili ve etken, hareketli, çalışmasını kesintisiz sürdürdüğünü öğrendik.
Canını Şems Hazretlerine verenin bedeninin de can kesileceğini çünkü can ışığını alacağını öğrendik.
Âdem babamız yaratıldığında meleklerin Âdem babamızda can ışığını görüp saygıyla yere kapandıklarını, can ışığını görmeyen şeytan sadece balçıktan yaratılmış vücudunu görerek saygı göstermediğini, bu davranıştan sonra kıyamete kadar huzurdan kovulduğunu öğrendik.
Her şeyin tasarlanıp şeklinin hazırlandığı yokluk âleminden bir haber kalbe geldiğinde o kişinin inanmaklıktan çıkıp melekleşmeye başlayacağını öğrendik.
Her yeri felaket, hastalık, bozukluk kaplasa bile canında ışık olanın umutsuzluktan doğan karamsarlığa, üzüntüye düşmeyeceğini öğrendik.
Temiz kimsenin içinde mücevher olan vücudu göreceğini öğrendik.
*
İşte böyle yaren;
Görünüşteki şekliyle, kılık kıyafetiyle taklit etmeyi bırakıp onun başka bir halde olduğunu, canın içindeki ışığı görmek, etken hale getirmek gerektiğini öğrendik, anladık.
*
RAVLİ
