(Mevlana
Hazretleri aşkı anlatıyor)
4070.
Sen ömürsün, ömürse vefasızdır (Dünya yaşamında sevgi,
sevgi ve dostluk bağlılığı yoktur);
Beni
vefalarla (Sevgiyi sürdürme, sevgi, dostluk bağlılığı
ile) ne diye aldatıyorsun sen?
Gönül,
ırmaklarla kanmıyorken ne diye sakayla (Evlere su
taşıyan ile) aldatıyorsun beni sen?
Ay
yüzün olmadıkça göz, bozarıp gitti;
Sopayla
ne diye aldatıyorsun beni sen?
A
dostum, dua (Allah’a yalvarmak, bir şey dilemek)
bizim ödevimiz;
Bizi
ne diye dua ile kandırıyorsun sen?
Aman
fermanını verdiğin kişiyi, korkuyla, ümitle ne diye aldatıyorsun
sen?
Tanrının
kazasına (İstem dışı, umulmayan bir olay dolayısıyla
zarara uğramak), kaderine razı ol dedin;
Ne
diye kaza ile aldatıyorsun bizi sen?
Mademki
deva (Çare, ilaç) kabul etmiyor şu derdim;
Ne
diye deva ile aldatıyorsun beni sen?
*
Yalnız yemek yemeyi âdet edindin, hoş;
Fakat
salâ (Davet) sesiyle ne diye kandırıyorsun bizi sen?
Mademki
neşe çengimizi kırdın, hoş gördük bunu;
İyi
ki kırdın;
Amma
üç telli sazla ne diye aldatıyorsun bizi sen?
Bizi, bizsiz
okşuyorsun;
Böyle
olduğu halde bizi, ne diye bizimle aldatıyorsun gene
sen?
***
DİVAN-I
KEBİR 5 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR
BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler
öğrendik;
1.
Şems Hazretleri Mevlana Hazretlerini aldatarak, kandırarak aşk alanına
çektiğini öğrendik.
*
İşte
böyle yaren;
Aklımızın
tehlike-tuzak diye bilmediği yere girmek istemediğini, çekimser kaldığını,
hatta korktuğunu biliyoruz.
Aklın
aşkı bilmediği, bilse de yeteri kadar anlayamayacağı için kişinin Allah dostu tarafından kandırılarak,
aldatılarak bu alana çekildiğini, bu alana alışması sağlandığını öğrendik,
anladık.
*
RAVLİ