23 Haziran 2016 Perşembe

DİVAN-I KEBİR 2 CİLT 3290 İNCİ BEYİT

3290.( Mevlana Hazretleri aşkın faydalarını yol ve yöntemlerini anlatıyor)
Ben; bir resimdir, yaptım, ona can vermek sana düşer;
Sen, canın da canına cansın;
Bense beden isteyen biriyim ancak.

Apaydın, dupduru bir suya benziyorsun, bulandırma suyu;
Gönlüne perde salma, kapatma gönlünü, etme gönül, etme bu işi.

Temiz erler seyir-seyran için toplandılar, gönlün çerçevesine oturdular, bu yüce erlere karşı sen de utanç içinde kalma, gönlü de utandırma.

Gönül, kendini aşktan çek diye nara atıyor;
Tamamıyla can kesilmişsem gönlü böyle nekes (Cimriliğe) alıştırma.

Bakırı altın ederler ya;
Bu başka bir bilgidir.
Şu ettiğin işlerle bakır altın olmaz, bırak bu işleri.

A can, gönülden ayrı düşeli bir hayli zaman oldu;
Otuz yıl uzak kaldın, bari şu otuz yılı kırk yıla çıkarma.

Gök (Hamlık) havanında ezilip toz haline gelen şey, sürme değildir;
Sürme diye çekme onu gözüne.

Nice hengâmeler  (Patırtılar, gürültüler, kavgalar) var;
Öyle her yol başında durma;
Vakit geçti, gün bitiyor, oyalanıp kalma.

Sevgili şarap getir, bahtımı tamamla, zevkimi, aman yurdu, esenlik mülkü gibi kutlu bir hale getir.

Zühre yıldızı (Bakana sevinç veren Venüs yıldızı), senin şarap meclisinde değersiz bir halayıkcağızdır (Hizmet eden kız çocuğudur);
Gönül güneşin tutulmuş, aç güneşini de Ay bile kul-köle olsun.
                          ***   
DİVAN-I KEBİR 2 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
İstanbul REMZİ KİTABEVİ 93
                             **
Neler öğrendik;
1.    Mevlana Hazretlerinin elinden geldiği kadar bize doğru yolu gösterdiğini, bir tablo gibi en ince detaylarına kadar dikkatli davrandığını öğrendik.
2.    Hazırlanmış bu tabloyu gönlümüze işlediğini, bu resmi bulandırmadan can vermenin ve canlandırmanın bizim önem vermemize ve bunu titizlikle canlandırmaya uğraşmamız gerektiğini öğrendik.
3.    Gönlümüzü utanacağımız bir şey yapmadan büyüklerin bulunduğu meclise götürmemiz gerektiğini öğrendik.
4.    Kendi kendimize yapacağımız işlerin sonuçları beklediğimiz gibi olmayacağından ustanın gösterdiği gibi yapıp onun aldığı güzel sonuca ulaşmamız gerektiğini öğrendik.
5.    Olgunlaşmayı tamamlamamış birinin önerilerinin bizim hayata ve gerçeğe bakış açısını oluşturamayacağını öğrendik.
6.    Zamanın çok hızla geçtiğini, günlük kavga ve kargaşalarla oyalanmayıp yolumuzu belirleyip yol gösterecek ustayı bulup yola çıkmamız gerektiğini öğrendik.
                               *
İşte böyle yaren;
Allah isterse ve dilerse bahtımızı açacağını, kutlu bir hale getireceğini, bu yolda gayret gösterenlere bu güzel kaderin uğradığını öğrendik, anladık.
                              *

RAVLİ

Popüler Yayınlar