15 Haziran 2016 Çarşamba

DİVAN-I KEBİR 2 CİLT 3210 İNCİ BEYİT

3210.( Mevlana Hazretleri Tebrizli Tanrı Şems’inin özelliklerini anlatıyor)
Zevalsiz (Kaybolup gitmeyen) güneş bize bir şarap (Allah sözü) sundu ki gurumuzdan güneşin kadehine bile bakmıyoruz artık.

Getir o akılları yakıp yandıran, gönülleri ışıtıp aydınlatan şarabı (Allah sözünü), getir de gönül gibi varlığımızın balçığından geçelim gitsin.

Dolu-dolu içmedeyiz, çünkü padişahın keremini (Soyluluğunu, büyüklüğünü, asaletini, ululuğunu) ihsanını (Karşılık beklemeden yardım etmesini) biliyoruz;

Şarap içmede ileri gitmişiz, hizmette geri kalmışız, kusur etmişiz (Gerektiği gibi hizmet edememişiz).

Çünkü şükretmek, gerçekten de hizmet etmeye engeldir;
Bu yanda gelişmişiz, o yanda arık (Zayıf) mı arığız (Zayıfız).

Sıçra (Bu uyarıya heyecanlan) da, kandil (Lamba) konan yerde parıl, parıl parlayan nurla ışıt bizi, biz zaten onun yalımlarıyla (Alevleriyle) ışıyıp duruyoruz.

Beden, tandır gibi bu şarabın yalımı ile (Aleviyle) çok ısındı, çok soğudu;
Bizi odun gibi yak-yandır da hiç üşümeyelim.

Gökyüzü fanusu (Rüzgârdan koruyan) gibi can, ateşlerle dopdolu;
Sanki bakır mıyız, kalp (Altın kaplama) mıyız, yoksa halis altın mı, bunu anlamaya yarayan bir ocak.

A gül yanaklı, laleye benzeyen kadehi meclise getir de biz de o laleye benzer kadeh yüzünden, gül gibi yaseminler devşirelim.

Güzel-güzel gül, güzelliğin, hoşluğun özünü, mayasını getir meclise;
Biz herkesle hoşuz amma seninle olduk mu, daha hoşuz.

Çalgıcı, o terü taze nağmeyi bir kere daha öyle de seyret bir;
Sen tazesin, latifsin (Yumuşak, hoş, ince bir güzelliği olansın) amma biz senden de daha tazeyiz, daha latifiz.
                          ***   
DİVAN-I KEBİR 2 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
İstanbul REMZİ KİTABEVİ 93
                             **
Neler öğrendik;
1.    Allah sözlerinin etkileri bakımından şarap ile anlatıldığını öğrendik.
2.    Mevlana dostlarının ne yaptıklarının farkında olarak iş yaptıklarını, söz söylediklerini öğrendik.
3.    Kim kiminle beraberse onun ışığından etkileneceğini öğrendik.
4.    Mevlana Hazretlerinin Şems Hazretleriyle beraber olduğu toplantıda herkesten daha hoş olduğunu öğrendik.
                               *
İşte böyle yaren;
Şükrettiğimiz zaman bize yapılan iyiliği dile getiriyoruz, iyilik sahibini övüyoruz ve böylece karşılığını vermiş hissine kapıldığımızı öğrendik, anladık.

 Aslında verilen nimetleri yerli yerince kullanmanın, sevinç duymanın şükür olduğunu öğrendik, anladık.

Şükrettikçe nimetin artığını (İbrahim suresi 7), Şükredersek Allah’ın azap etmeyeceğini (Nisa suresi 147) ayetlerden öğrendik, anladık.

Bir kimsenin yaptığı iyiliğe karşı teşekkür etmesinin ahlaki bir görev olduğunu, iyilik yapanı övmemizin ve ona dua etmemizin gerektiğini, çünkü o imkân ona Allah tarafından verildiği için dolayısıyla Allah’a şükretmiş olacağımızı öğrendik, anladık.

Allah’ın nimetini bize karşılıksız verene teşekkür etmenin yetmeyeceğini, ona hizmet etmek gerektiğini, ondan hiçbir şekilde uzak olmamamız gerektiğini Mevlana Hazretlerinin unutmayın diye öğrettiklerinden olduğunu öğrendik, anladık.
                              *

RAVLİ

Popüler Yayınlar