3200.(
Mevlana Hazretleri kendi özelliklerini anlatıyor)
Biz
söz söylüyoruz, sen inkâr ediyorsun (Yapılanı,
söylenileni, tanık olduğunu saklayıp gizliyorsun), iki âlemin (Mana ve madde) ikrarını (Saklamayıp
doğruyu açıkça, anlaşılır söylemeye) da boş verdik biz, inkârını da.
Şu
bir avuç köpeğe bak;
Nasıl
da birbirlerine düşmüşler;
Biz
köpekten doğmadık, köpek değiliz, leşe boş verdik biz.
Sırlarını
Tanrı bilir ancak, bu da yeter gider;
Bizse
kötünün kötülüğünden de geçmişiz, düzencinin düzenin de.
Aşkın
verdiği ders nasıl, ne vakit unutulur?
Artık
ondan bahsetmeye de boş verdik, ona dair söz kavgasına girişmeye de, onu
tekrarlamaya da.
Gizlice ne yaparsan apaçık o biter;
Dilediğin
tohumu ek, boş vermişiz biz.
Yol
arkadaşlarının mıhladızı (Mıknatısı) çekti de
söyletti bizi;
Yoksa
bu yolda sözden geçmişiz biz.
Tebriz’in
övündüğü Şemseddin’in yüzündeki nur sayesinde dönüp duran gök kubbedeki güneşe
bile boş vermişiz biz.
Kalk,
şarabı koca sağraklarla (Kadehlerle), testilerle
içelim;
Padişahlar
padişahının meclisi bu, bu mecliste ne diye şarap içmeyeceğiz?
Padişahlar
bir deniz, şarap da bir tatlı, bir sinen şarap ki;
Sun
o lâ’l (Kırmızı) renkli şarabı, sun da gör, ne
biçim bir özümüz, ne çeşit bir mayamız var.
Güneş,
yeryüzüne öylesine bir ışık kadehi serpti ki;
Biz
de zerre gibi sarhoş bir halde yücelere uçalım.
***
DİVAN-I
KEBİR 2 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
İstanbul
REMZİ KİTABEVİ 93
**
Neler
öğrendik;
1.
Allah dostların kervanının yolda ilerlediğini, kervana havlayan köpeklerin çok
olduğunu, kervanın yolundan kalmaması için, yoluna devam etmesi için seslere,
sözlere sarhoşun önem vermediği gibi verilmemesi gerektiğini öğrendik.
*
İşte böyle yaren;
Allah dostu kişinin mahallenin köpekleri ile kavgaya
tutuşması yerine sarhoşçasına yücelere uçmak için ışık aramamız gerektiğini
öğrendik, anladık.
Allahtan, Allah dostları tarafından sunulan özümüze ve
mayamıza uygun gıdamızı almamız gerektiğini öğrendik, anladık.
*
RAVLİ