(Mevlâna
hazretleri Şems Hazretlerini anlatıyor)
3330. Elinde kalem, dünya da önünde
bir resim sanki...
Bir yanını düzer (Düzene sokar, sıralar, elverişli hale getirirsin)-bezersin (Süslersin), bir yanını siler (Ortadan kaldırır)-bozarsın (Kötü duruma getirirsin) (Mülk suresi 1-5).
Elinden kalemi bıraktın mı ona, öylesine
bir şekil verirsin ki, “Beni hiç mi hiç göremezsin”
(A’râf suresi143) sözünden bile nur bulur,
ışıklanır.
Beden, canın izine düşmüş, koştukça
koşuyor ama bu iz izleyişle canın güzelliğine benziyemez o.
Sözle dil,Tanrı feyzinin (Verimlilik, gürlük, ongunluk, bereket) eseridir ama
dille söylenen bir masala benzer mi şu yalım (Alev)?
Gül de, diken de, bağ-bahçe de gönüllerin
(Kalpte oluşan duyguların kaynağının) eseridir
ama şu otcağız nerden benzeyecek gökyüzünün güzelliğine?
Gökte yıldız, sevgilinin izini
gösterir ama şu iki ölümlü varlık, nerden benzeyecek anlamların güzelliğine?
Öylesine bir ateş yak-yandır ki izi
de yaksın-gitsin...
Sen, izsiz kaldın mı, o vakit ize ulaşırsın.
Sevgili de ayrıldı-gitti, canım
da...
İkisi de mekansızlık ilinde (Canını ve gönlünü Allah’a feda edenlerin gidebileceği, 9 kat göğü geçtikten sonra ihtiyaçsızlık şehri);
Yakınlığın sonuna ulaşmak için perde altına girdiler, anlayışlardan gizlendiler.
O ilin havası, bahar havası;
Gönüller tazeleşti o havayla...
Bahçeler, her yanı kaplamada...
Bahçeleri canım (Yaşam gücüm), gönlüm (Kalbimde oluşan duygularımın kaynağıdır) benim.
Sakıylerin (İnsan ruhuna Allah’ı sevdiren, Allah nuru saçan kişilerin) padişahısın
(Şems Hazretleri), durmadan şarap (Tanrı şarabı) sun...
Şu halkın cinsinden değilsin sen, gökyüzü halkındansın.
***
DİVAN-I KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİNHAZIRLAYAN: ABDULBAKİ GÖLPINARLI KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler öğrendik;
1. Kaderimizi yazanın bozanın Allah olduğunu, istediği gibi davrandığını, bu güzelliği yaratanı görmek arzusunun insanlarda olduğunu, her güzelliğin ayrı olduğunu öğrendik.
2. Duyularımıza
hitap eden güzellikten farklı anlamların güzelliği
olduğunu, anlamların güzelliğine izine herkesin kolayca bulamayacağını
öğrendik.
3. İhtiyaçsızlık
yeri olan mekansızlık âleminin kolayca bulunmayacağını, perdeli bir yer
olduğunu, herkesin orayı ve oradakileri kolayca göremeyeceğini, oraya
ulaşanları perde altına gizlendiklerini, anlayıştan da vazgeçilen yerin
mekansızlık âlemi olduğunu öğrendik.
4. 9
kat göğün üstünde olan yerin kalbimizde oluşan duygularının kaynağı olan yer
olduğunu, yaşam gücünün alındığı yer olduğunu öğrendik.
*
İşte böyle yaren;
Kendi aklımızla, düşünce gücümüzle, yapacağımız çalışmalar ile mekazlık âlemine gidemeyeceğimizi, ancak Allah dostlarının padişahı olan Şems Hazretlerinin ikram edeceği Tanrı şarabını ikram ederse, bu şarabın bunun sarhoşluğuyla mekansızlık âlemi gösterildiğini, oradaki kubbelerin altındaki gizli Allah dostlarını görüp tanıyabileceğimizi sonra ayılınca bu gördüklerimiz rüya mı, hayel mi diye düşüneceğimizi, hakikatte görüp yaşadığımızı, söylenenlerin doğru olduğunu böyle bir kaç macera ile tereddütsüz inanacak hale geleceğimizi, buraya tekrar gitmek için çare arayacağımızı öğrendik, anladık.
*
RAVLİ
Bir yanını düzer (Düzene sokar, sıralar, elverişli hale getirirsin)-bezersin (Süslersin), bir yanını siler (Ortadan kaldırır)-bozarsın (Kötü duruma getirirsin) (Mülk suresi 1-5).
Sen, izsiz kaldın mı, o vakit ize ulaşırsın.
İkisi de mekansızlık ilinde (Canını ve gönlünü Allah’a feda edenlerin gidebileceği, 9 kat göğü geçtikten sonra ihtiyaçsızlık şehri);
Yakınlığın sonuna ulaşmak için perde altına girdiler, anlayışlardan gizlendiler.
Gönüller tazeleşti o havayla...
Bahçeler, her yanı kaplamada...
Bahçeleri canım (Yaşam gücüm), gönlüm (Kalbimde oluşan duygularımın kaynağıdır) benim.
Şu halkın cinsinden değilsin sen, gökyüzü halkındansın.
***
DİVAN-I KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİNHAZIRLAYAN: ABDULBAKİ GÖLPINARLI KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler öğrendik;
1. Kaderimizi yazanın bozanın Allah olduğunu, istediği gibi davrandığını, bu güzelliği yaratanı görmek arzusunun insanlarda olduğunu, her güzelliğin ayrı olduğunu öğrendik.
İşte böyle yaren;
Kendi aklımızla, düşünce gücümüzle, yapacağımız çalışmalar ile mekazlık âlemine gidemeyeceğimizi, ancak Allah dostlarının padişahı olan Şems Hazretlerinin ikram edeceği Tanrı şarabını ikram ederse, bu şarabın bunun sarhoşluğuyla mekansızlık âlemi gösterildiğini, oradaki kubbelerin altındaki gizli Allah dostlarını görüp tanıyabileceğimizi sonra ayılınca bu gördüklerimiz rüya mı, hayel mi diye düşüneceğimizi, hakikatte görüp yaşadığımızı, söylenenlerin doğru olduğunu böyle bir kaç macera ile tereddütsüz inanacak hale geleceğimizi, buraya tekrar gitmek için çare arayacağımızı öğrendik, anladık.
*
RAVLİ