(Mevlâna hazretleri Şems Hazretlerini anlatıyor)
3200. Zahmet (Güçlük), noksan (Eksik)geçince
bağ-bahçe, Tanrı'nın lütfu (İyiliği, bağışı)
güçlükten sonra kolaylığı açtı diye gülüp oynamaya koyulmada.
Ağaçların bütün dalları oynuyor,
hepsinin de heryanı gülüyor...
Yeni gelinler gibi hepsinin de elleri kınalı.
Hepsi de Meryem sanki;
Meleğin soluğuyla gebe...
Hepsi de huri sanki;
Kara yerden doğmuş.
Yeryüzü sanki cennet;
Bütün güzeller, gece-gündüz, neşeden kararsız bir halde ayaklarını vurarak, başlarını, yenlerini (Giysi kolunu) sallaya-sallaya oynuyorlar.
Bulut bahara, kışın ne
döktüm-saçtımsa senin için döktüm-saçtım;
Bu saçıya layıksın sen diyor.
Gönül (Kalpte
oluşan duyguların kaynağı), baharı seyret;
Kesin olarak kıyamet (Yeniden diriliş, bir araya geliş) bu...
Bütün yıl, iyi-kötü, ne ektiysen baharın bitmede.
Bahar diyor ki:
Ey can, soluğunu tohum bil;
Tohumunu ek de karşılık ağaç çıksın sana.
Gizli şeyler, baharın açığa çıktı;
Ne diye kendini gizlersin, sen de iyiden-iyiye ortadasın, örünmedesin zati.
Bizim bahçemize doğru yola düş de
baharı seyret bari...
Sevgilimizin bulunduğu yere uğra da güzel neymiş, bir gör.
Doğana yetişemiyorsan gölgesinin
peşinden koş;
Gizli av yerinde bâri avı seyret.
***
DİVAN-I KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
HAZIRLAYAN: ABDULBAKİ GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler öğrendik;
1. Doğru, güzel amaca yönelenin güçlüklerle karşılaşacağını, Allah’ın iyiliği bağışı gelince kolaylık sağlayıp alınan sonuçtan sevinip oynamaya başlanacağını öğrendik.
2. Kış
zahmetini çeken tabiatın bahar gelince gelinler gibi süslendiğini, oynamaya
başladıklarını öğrendik.
3. Tabiatın sanki rüzgârdan döllenmiş gibi kara
topraktan doğup ortaya çıktıklarını öğrendik.
4. Her
baharın kıyamet gibi ölülerin dirilip vücut bulduğu, bir araya geleceği günü
her sene gösterip uyardığını öğrendik.
5. Dünyada
solukla yaşayan canımızın her nefeste bir sonuç çıkartan, bir sonucun
oluşmasına sebep olan olması için alıp
vermek gerektiğini öğrendik.
*
İşte böyle yaren;
Padişahın elinden beslenen, leşe konmayan doğan kuşuna ulaşamıyorsak bile gölgesinin izinden koşmamız, gizli avı seyretip görmemiz gerektiğini öğrendik, anladık.
*
RAVLİ
Yeni gelinler gibi hepsinin de elleri kınalı.
Meleğin soluğuyla gebe...
Hepsi de huri sanki;
Kara yerden doğmuş.
Bütün güzeller, gece-gündüz, neşeden kararsız bir halde ayaklarını vurarak, başlarını, yenlerini (Giysi kolunu) sallaya-sallaya oynuyorlar.
Bu saçıya layıksın sen diyor.
Kesin olarak kıyamet (Yeniden diriliş, bir araya geliş) bu...
Bütün yıl, iyi-kötü, ne ektiysen baharın bitmede.
Ey can, soluğunu tohum bil;
Tohumunu ek de karşılık ağaç çıksın sana.
Ne diye kendini gizlersin, sen de iyiden-iyiye ortadasın, örünmedesin zati.
Sevgilimizin bulunduğu yere uğra da güzel neymiş, bir gör.
Gizli av yerinde bâri avı seyret.
***
DİVAN-I KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
HAZIRLAYAN: ABDULBAKİ GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler öğrendik;
1. Doğru, güzel amaca yönelenin güçlüklerle karşılaşacağını, Allah’ın iyiliği bağışı gelince kolaylık sağlayıp alınan sonuçtan sevinip oynamaya başlanacağını öğrendik.
İşte böyle yaren;
Padişahın elinden beslenen, leşe konmayan doğan kuşuna ulaşamıyorsak bile gölgesinin izinden koşmamız, gizli avı seyretip görmemiz gerektiğini öğrendik, anladık.
*
RAVLİ