6 Ekim 2021 Çarşamba

DİVAN-I KEBİR 7-8 CİLT 3230 İNCİ BEYİT

(Mevlâna hazretleri gönülü anlatıyor)
 
3230. Bütün halk, seher çağının (Sabahın güneş doğmadan önceki zamanı) hoş soluğuyla dirilir;
Sen nasıl bir güzelsin ki seher çağın yok.
 
Ne biçim gül bahçesisin ki bir gül bile bitmiyor sende;
Ne biçim bağsın, ne biçim çayırlık-çimenliksin ki bir ağaç bile yok sende.
 
Yerlere serilmişsin, öylesine sarhoşsun ki ne babadan laf ediyorsun a gönül (Kalpte oluşan duyguların kaynağı), ne oğul hevesindesin.
 
Güneşe benziyorsun, ancak yalnız gidiyorsun...
Ay gibi gece yol alıyorsun;
Adamların, filan yok.
 
Bu sarayda bir kuşa benziyorsun sen;
Havalanmayı istedin mi, tut ki kapın yok, pencereden uçup gidebilirsin ya.
 
Bir yerde tutulup kalsan, oranın da ne kapısı olsa, ne penceresi...
Ter gibi bedenden çık, bundan başka geçip çıkacak yolun yok çünkü.
 
Güzelim kıvırcık saçların var?
Külahın yoksa ne gam...
Dağ gibi ayağın var, yanın, belin, kemerin yokmuş, ne tasan (Üzüntü).
 
Gökyüzündeki melekler, susamışlardır, hepsi de aşıktır sana, bir nazlı (Kolayca gönlü olmayan, kendini ağır satan, ısrar bekleyen)-nazenin (Nazlı yetiştirilmiş, cilveli) güzelden, insandan da üstünsün diye müjde vermeye gelirler sana.
 
O (Nur ışığıyla bakan) gözü, o görüşü (Benzerlerinden ayıran özelliğini) görmediysen gözün-görüşün neden aydın?
O inci (Şekil değiştirmeyen mücevherlik) yoksa sende, yüzün neden parlak?
 
O ekşi suratlıya söle (Söyle);
Ekşiliği al-götür burdan de (Diye söyle);
De (Söyle) ki:
O şaraptan içtiysen ne diye neşelenmezsin, coşmazsın?
                         ***
DİVAN-I KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
HAZIRLAYAN: ABDULBAKİ GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
              ***
Neler öğrendik;
1.    Sabahın güneş doğmadan önceki zaman tabiatın yeniden diriliş başladığını, Allah dostunun her an diri olduğunu öğrendik.
2.    Allah yakınında güzelliklerin bitmeyeceğini, baba, oğul hevesinden vazgeçmiş, Tanrı şarabıyla sarhoş bir halde yaşadığını öğrendik.
3.    Allah dostunun güneş gibi açıkça aydınlattığını, gizlice yol aldığını, çevresinde adamları olmadığını, özgürce hareket ettiğini öğrendik.
4.    Allah dostunu gökyüzündeki meleklerin bile çok sevdiklerini, Allah’tan müjdeler getirerek sevindirdiklerini öğrendik.
5.    Allah yakınının nur ışığıyla baktığını, benzerlerinden ayrı olduğunu, her bir detayı ayıracak ve değerlendirecek gözünün ve görüşünün olduğunu, mücevher gibi gören göze parlak gözüktüğünü öğrendik.
                              *
İşte böyle yaren;
Allah dostunun neşeli, coşkun olacağını, ekşilik olmacağını, Allah’tan gelen haberlerle hayret ve zevkle sarhoş olacağını, yabancılara suratını ekşi gösterdiğini öğrendik, anladık.
                               *                            
RAVLİ
 

 

Popüler Yayınlar