(Mevlâna hazretleri Tanrı şarabını anlatıyor)
3300. Gönül (Kalpte oluşan duyguların kaynağında)
iyiden iyiye bildi, anladı ki sen, canın da canına cansın...
Yardım
kapısını aç;
Sen yüzlerce dünyanın direğisin.
Ayrılık,
buyruktan baş çekmede (Ayrı bir yere gitmede):
Aşıklarının kanlarına kısas olarak bir güzelce vur boynunu;
Çünkü zamanın kılıcısın sen.
Güneşin,
kutluluk Koç Burcuna (21 Marta) erişti...
İhtiyar dünya, senin yüzünden gençlik parıltısını bulur artık.
Canda
ne çalgılar çalmada;
Kaplardan neler dökülmede...
Kulağa def, berbat (Lâvuta (Lavta) denen kaz göğüs gibi olan çalgı) nağmeleri, şarkı sesleri gelmede.
Şu
gönül bahçesi bülbül sesleriyle nasıl da dolu...
Sarhoşların hay-huyundan kadehle şarabı ayırt edemiyorsun.
Bütün
dallar kırılmış;
Melekler, ellerine kadeh almışlar...
Hepsi de gökyüzünün şarabıyla kendinden geçmiş.
Can
selamımı o padişahlara ulaştır...
Ulaştır ama aklı başında kimseyi bulamasın ki gelince de onların selamlarını söyliyesin.
Sivrisinek
bile şarap içmiş de başını, sakalını kaybetmiş;
Nemrud'un varlığını bir hançerle yok etmiş, gitmiş.
Bir
sivrisineğe bu gücü- bu kuvveti verirse file ne verir...
Ne yapayım ben?
Mekansızlık ilinin kadehi anlatılamıyor ki.
Cana
sinen şarabından, Ashab-ı kehfin köpeği (Kıtmir),
arslan avcısı kesilmiş;
Artık sarhoşlar mağarasının çevresinde çobanlıktan başka birşey yapmıyor (Kehf suresi).
***
DİVAN-I KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
HAZIRLAYAN: ABDULBAKİ GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler öğrendik;
1. Kalpte oluşan duyguların kaynağına hayat verenin aşk olduğunu, işleyen düzeni ayakta tutanın aşk olduğunu öğrendik.
2. Aşkta
ayrılığın emirden kaçma, uzaklaşma olduğunu, bunun kabul edilmediğini öğrendik.
3. Dünya
ihtiyar olsa da her sene 21 martta ilk baharı tekrar yaşayarak heryanın
yeşillenip çiçeklerle donandığını, bülbüllerin ötüşleriyle gençliğin gösterisi
başladığını öğrendik.
4. Dünyadaki
baharın coşkusuna, sarhoşluğuna meleklerin de katıldığını, en küçük
sivrisineğin bile Nemrud’u öldürecek kuvvete, mağara dostunun köpeğinin bile
aslanları avlayacak duruma eriştiğini öğrendik.
5. Dokuz
kat göğü geçtikten sonra olamn mekansızlık âlemine canını ve gönlünü Allah’a
feda edenlerin gidebildiği ihtiyaçsızlık yere olduğunu öğrendik.
*
İşte böyle yaren;
Canımıza hiç çıkmayacak biçimde işlenmiş aşkın Allah dostlarından ayrılmayan köpeğin bile aslanları avlayacak kuvvete ulaşacağını, Aqllah dostlarına bekçilik yapacağını öğrendik, anladık.
*
RAVLİ
Sen yüzlerce dünyanın direğisin.
Aşıklarının kanlarına kısas olarak bir güzelce vur boynunu;
Çünkü zamanın kılıcısın sen.
İhtiyar dünya, senin yüzünden gençlik parıltısını bulur artık.
Kaplardan neler dökülmede...
Kulağa def, berbat (Lâvuta (Lavta) denen kaz göğüs gibi olan çalgı) nağmeleri, şarkı sesleri gelmede.
Sarhoşların hay-huyundan kadehle şarabı ayırt edemiyorsun.
Melekler, ellerine kadeh almışlar...
Hepsi de gökyüzünün şarabıyla kendinden geçmiş.
Ulaştır ama aklı başında kimseyi bulamasın ki gelince de onların selamlarını söyliyesin.
Nemrud'un varlığını bir hançerle yok etmiş, gitmiş.
Ne yapayım ben?
Mekansızlık ilinin kadehi anlatılamıyor ki.
Artık sarhoşlar mağarasının çevresinde çobanlıktan başka birşey yapmıyor (Kehf suresi).
***
DİVAN-I KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
HAZIRLAYAN: ABDULBAKİ GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler öğrendik;
1. Kalpte oluşan duyguların kaynağına hayat verenin aşk olduğunu, işleyen düzeni ayakta tutanın aşk olduğunu öğrendik.
İşte böyle yaren;
Canımıza hiç çıkmayacak biçimde işlenmiş aşkın Allah dostlarından ayrılmayan köpeğin bile aslanları avlayacak kuvvete ulaşacağını, Aqllah dostlarına bekçilik yapacağını öğrendik, anladık.
*
RAVLİ