(Mevlâna hazretleri Şems Hazretlerini anlatıyor)
3210. Seyri için deniz kıyılarına
gel de dağlar gibi coşup yücelen dalgalardan (Kıvrımlı
hareketlerden ders) padişahlara değer inciler (Tüm
zamanlarda geçerli ve şekli değişmeyen mücevher sözler) almaya bak.
Av olmak gerekse padişahın kayışıyla
avlanmak daha yeğ...
Çıplak kalmak gerekse böylesine bir kumarda çıplak kal bari.
Kendini aksaya (Gereği gibi yürümemek, geri kalmak)-sürçe (Dalgınlıkla yanlış iş yapma, dengeyi yitirme)
bedenden can dünyasına çek de bir de turunçları seyret, fesleğenleri, gülleri
gör.
Hele ey yücelerin ceng (Kanuna benzeyen, kucakta ve dik çalınan telli çalgı) çalanları,
Zühre'mizi (Venüs yıldızını) oynatmak, gümüşler,
kumaşlar elde etmek için vurun tellere bari.
Şu nazik (Başkalarına
karşı saygılı davranan) güzellerin arasında, şu erlerin sema'ında (Mevlevilerinin ayininde) öpüşmeye bir yol yoksa bile bari
bir kucaklaşma olur elbet.
Böylesine bir şarap içmeye karşılık
mahmurluk (Sersemlik) hastalığı çekilir;
Değer şu şaraba (Tanrı şarabına) bu mahmurluk (Sersemlik);
Bu karardan sonra karasız gönüle (Kalbinde oluşan duyguların kaynağına inanmakta güçlük çeken) bari sen söyle bunu.
Testiden feryatlar duyulmada:
Şarabın (Tanrı şarabının) hararetinden yandım;
Hele ey kadeh, gel yanıma da bari biraz şarap al benden-diyor.
Şirin (Sevilen)
Hüsrev’lerin (Sevenlerin) ardından feryat (Haykırış) etmek de bir hünerdir (Beceri isteyen ustalık);
Bari canlara yaşayış verene ver gönlünle canını.
Rasgele bir gün yolum aşk dükkanına
(Alış-veriş yerine) uğradı;
Gönlüm, tümden dükkandan da geçti, işten-güçten de.
Başkalarının çare bulacakları
dereceyi çoktan aştım;
Sen çare bulabilirsin ancak...
Gönlümü de yele (Rüzgâra) verdim, canımı da, sen gör-gözetbari.
***
DİVAN-I KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
HAZIRLAYAN: ABDULBAKİ GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler öğrendik;
1. Allah yakını, dostu büyük insanların sözlerinin dağ gibi yüksek güçlü dalgalar halinde tesir eden tüm zamanlarda şekil değiştirmeyen sözler söylediklerini, bu mücevher sözlerden kendimize süsler yapmamız gerektiğini öğrendik.
2. Allah
dostunun kontrolünde avlanmanın, hayat kumarında çıplak kalsak bile tercih etmemiz uygun görmemiz gerektiğini
öğrendik.
3. Hayat
yolculuğumuzda vücudumuzun bitmek tükenmek bilmiyen isteklerinden çıkıp can
dünyasına çekmemiz, güzelliklerin farkına varmamız, görmemiz gerektiğini
öğrendik.
4. Yaşıyorsak
zevkle yaşamayı bilmemiz, Allah dostu büyük insanlarla beraber olmak, bu zevki
yaşamak gerektiğini öğrendik.
5. Allah
dostlarının ikram ettiği Tanrı şarabını içerek sarhoş olmamız, bunun
sersemliğini yaşamamız gerektiğini öğrendik.
6. Mevlana
Hazretlerinin almak istediklerini
aldığını, gitmek istediği yere gittiğini, merakının kalmadığını öğrendik.
*
İşte böyle yaren;
Mevlana Hazretleri aşamaları tamamlayarak kendisini kalbinde oluşan duyguların kaynağından gelen akışa bıraktığını öğrendik, anlladık.
*
RAVLİ
Çıplak kalmak gerekse böylesine bir kumarda çıplak kal bari.
Değer şu şaraba (Tanrı şarabına) bu mahmurluk (Sersemlik);
Bu karardan sonra karasız gönüle (Kalbinde oluşan duyguların kaynağına inanmakta güçlük çeken) bari sen söyle bunu.
Şarabın (Tanrı şarabının) hararetinden yandım;
Hele ey kadeh, gel yanıma da bari biraz şarap al benden-diyor.
Bari canlara yaşayış verene ver gönlünle canını.
Gönlüm, tümden dükkandan da geçti, işten-güçten de.
Sen çare bulabilirsin ancak...
Gönlümü de yele (Rüzgâra) verdim, canımı da, sen gör-gözetbari.
***
DİVAN-I KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
HAZIRLAYAN: ABDULBAKİ GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler öğrendik;
1. Allah yakını, dostu büyük insanların sözlerinin dağ gibi yüksek güçlü dalgalar halinde tesir eden tüm zamanlarda şekil değiştirmeyen sözler söylediklerini, bu mücevher sözlerden kendimize süsler yapmamız gerektiğini öğrendik.
İşte böyle yaren;
Mevlana Hazretleri aşamaları tamamlayarak kendisini kalbinde oluşan duyguların kaynağından gelen akışa bıraktığını öğrendik, anlladık.
*
RAVLİ