(Mevlâna hazretleri Şems Hazretlerini anlatıyor)
3180. Bir Ay'dır, yüz
göstermiş;
Işık kanadını açmış...
Gönlün (Kalbinde oluşan duyguların kaynağı), gözün (Hakikati olduğu gibi görme) yoksa birisinden borç al (Öğren).
Şaşılacak şey, gizli bir yaydan
gece-gündüz oklar atılmada...
Ne yapacaksın,
Değil mi, kalkanın yok;
Oklarına canını amaç et.
Varlık bakırın, Musa gibi, onun
kimyasıyla altın olmadı mı?
Kaarun gibi çuvalla altının yokmuş, ne gam?
İçinde bir Mısır var ki şeker
kamışlığı sensin onun;
Dışarıda sana şeker vermiyorlarmış, ne umurunda?
Puta tapanlar gibi şekle, görünüşe
kul olmuşsun;
Yusuf’sun ama özüne bakmıyorsun ki.
Tanrıya and olsun, kendi yüzünü
aynada bir görsen kendin, put olursun kendine de kimseye bir keder vermezsin.
Ona ay diyorsun, akıllıca zalimsin
sen...
Ne yüzü var onun ki ay diyorsun ona, yoksa gözün mu yok?
Başın bir muma benzer ki altı
fitili var;
O kıvılcımlar sende yoksa neden altısı da aydın?
Bedenin seni gönül Ka'be'sine
götürecek bir deve sanki;
Eşeklikten (Kaba, düşüncesiz olduğundan) hacca gitmedin, eşeğin olmadığından değil.
Ka'be'ye gitmesen de kutluluk, gene
tutar, çeke-sürüye götürür seni;
A boşboğaz, kaçma, Tanrı'dan kaçış, kurtuluş yok sana.
***
DİVAN-I KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
HAZIRLAYAN: ABDULBAKİ GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler öğrendik;
1. Şems Hazretlerinin karanlıkta kalmışlara ışık kaynağı olduğunu, karanlıkta kalıp ne yapacağını bilemeyenlere, karışık problemler içinden çıkamayanlara çözüm yolu gösterdiğini, hakikati olduğu gibi göremeyenlere kalpte oluşan duygularıyla görüş sağladığını, en güzel öğretici olduğunu öğrendik.
2. Gece
gündüz gökten yeryüzüne gelen sözleri, uyarıları dinleyip canımızın gücüne güç
katmamız gerektiğini öğrendik.
3. Varlığımızı
Şems Hazretlerinin önemli, yararlı, değerli öğretisi ve yüzünün nurlu ışığı ile
kalıcı olarak kıymetlendirmemiz gerektiğini öğrendik.
4. Dünyada
herkesin itibar ettiği para, altın, gümüş gibi değerler olmamasına aldırmamak,
önem vermemek gerektiğini öğrendik.
5. Kendimizi
şeker haline getirmemiz, dışarıdan şeker almak için uğraşmamamız gerektiğini
öğrendik.
6. Şems
Hazretlerinin yüzünün Tanrı sanatının güzelliğini yansıttığını, her bu yüzü
görenin hayranlıkla aşık olacağını öğrendik.
7. Şeklin
güzelliğine değil özümüzün güzelliğine önemsememiz gerektiğin öğrendik.
8. Şems
Hazretleri sadece Ay gibi gece değil, tüm zamanlarda güneş gibi aydınlık veren
gücünün olduğunu, Allah’ın yetkili kulu olduğunu öğrendik.
*
İşte böyle yaren;
Kâ’be yalnız Mekke'de olmadığını, kalbimizde oluşan duyguların kaynağında da Kâ’be olduğunu, önce gönül Kâ’besini bilmemiz, etrafında dönmemiz, kutluluğa ulaşmamız gerektiğini, sonrasında Kâ’benin bizi davet ederek çeke sürüye kendine çekeceğini, Allah’ın emrinden kaçışın, kurtuluşun imkanı olmadığını öğrendik, anladık.
*
RAVLİ
Gönlün (Kalbinde oluşan duyguların kaynağı), gözün (Hakikati olduğu gibi görme) yoksa birisinden borç al (Öğren).
Ne yapacaksın,
Değil mi, kalkanın yok;
Oklarına canını amaç et.
Kaarun gibi çuvalla altının yokmuş, ne gam?
Dışarıda sana şeker vermiyorlarmış, ne umurunda?
Yusuf’sun ama özüne bakmıyorsun ki.
Ne yüzü var onun ki ay diyorsun ona, yoksa gözün mu yok?
O kıvılcımlar sende yoksa neden altısı da aydın?
Eşeklikten (Kaba, düşüncesiz olduğundan) hacca gitmedin, eşeğin olmadığından değil.
A boşboğaz, kaçma, Tanrı'dan kaçış, kurtuluş yok sana.
***
DİVAN-I KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
HAZIRLAYAN: ABDULBAKİ GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
1. Şems Hazretlerinin karanlıkta kalmışlara ışık kaynağı olduğunu, karanlıkta kalıp ne yapacağını bilemeyenlere, karışık problemler içinden çıkamayanlara çözüm yolu gösterdiğini, hakikati olduğu gibi göremeyenlere kalpte oluşan duygularıyla görüş sağladığını, en güzel öğretici olduğunu öğrendik.
İşte böyle yaren;
Kâ’be yalnız Mekke'de olmadığını, kalbimizde oluşan duyguların kaynağında da Kâ’be olduğunu, önce gönül Kâ’besini bilmemiz, etrafında dönmemiz, kutluluğa ulaşmamız gerektiğini, sonrasında Kâ’benin bizi davet ederek çeke sürüye kendine çekeceğini, Allah’ın emrinden kaçışın, kurtuluşun imkanı olmadığını öğrendik, anladık.
*
RAVLİ