(Mevlana Hazretleri Selahaddin-i Zerkubi yani
Kuyumcu Selahaddin'i anlatıyor)
10.* Şu kuyumcu dükkânında bir
definedir, belirdi;
Ama ne şekil, ne mana, nede
güzellik, ne de güzellik.
Ne de güzel kuyumcular çarşısı,
ne de güzel Yakupların sırları;
Yusuf un cam bile aşkıyla
Yakub'un coşkunluğuna tutulur da coşar-köpürür.
* Aşkıyla yüzlerce Leyla, Mecnun
gibi bağlarını, zincirlerini koparır, bu ateşe karşı Eyüp sabrı (Olacak ve gelecek bir şeyi telaş göstermeden beklemek)
bile zebun (Güçsüz, zayıf, aciz) olur.
Altın dövüldü, Hak kaldı;
Bedeni altın varak (İnce parlak yaprak) gibi bir hal aldı;
O kerubi (Melek misali) kuyumcu, tabaktaki mücevherler gibi kalakaldı.
Gel, aşığı okşa;
Gerçeklere cansın çünkü canın
sıkılıyor:
Daralıyorsa vur münafığın
boynunu.
Bekçilere (Korumakla görevli kişi) kulum-köleyim (Sevgiyle bağlanıp hizmet edenim), çünkü sevgilim bekçi;
Çeviklikte, geceleri uyumayışta tıpkı
Ay gibi, yıldızlar gibi.
Bahçıvanlara kulum-köleyim, çünkü
dostum bahçıvan;
Tazelikte, güzellikte erguvan
dalına benziyor.
Âşıklık ayıp değil, ayıp bile olsa,
varsın-olsun;
Çünkü ben ayıpları bilirim, sevgilimse gizli şeyleri
bilir.
Bütün dünya, sence ayıp olsa aşk geldi mi, hepsini de yakar-yandırır, o, pek yüreklidir,
pek kahramandır.
Bir uğraktan geçiyordum, bir bekçi
gördüm;
Öylesi bir damın üstüne oturmuştu
ki gökten de yüceydi o dam (Yapıların üst kısmı).
***
DİVAN-I KEBİR 5 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler öğrendik;
1. Mevlana Hazretleri kuyumcular
çarsısından geçerken Selâhaddin’in dükkânından önünden geçerken içeride define olan, şekil, mana ve güzellik
sahibi olanın olduğunu anlayınca
ve gelen çekiç seslerinin ahengine uyarak cezbeyle sema etmeye başladığını
öğrendik.
2. Şems Hazretlerinin sırları bildiğini
Mevlana Hazretlerinin ayıpları bildiğini öğrendik.
3. Aşkın ayıpları yakıp yok ettiğini
öğrendik.
*
İşte böyle yaren;
Dünyada âşıkları koruyan Kerrubi isimli büyük melek olduğunu Mevlana
Hazretlerinden öğrendik, anladık.
*
RAVLİ