26 Ekim 2019 Cumartesi

DİVAN-I KEBİR 5. CİLT 6670 İNCİ BEYİT


(Mevlana Hazretleri aşkı anlatıyor)

 6670. Can gözü açık olanlara inciler bağışlayan ne güzel denizdir; Kumlar sayısınca canlar (Mevleviler), aşkıyla avare (İşsiz güçsüz, başıboş, aylak) olmuştur.

Tebrizli Şems'in yolunda süzdüğün tulum (İnceleyerek anlamaya çalıştığın sırlar), ne de güzel tulum (Sırların toplandığı, ihtiyacı olanlara sunulan sırların taşınan ve saklanan vücut) ;
Şaraba (Tanrı şarabına) düşkünlerin (Kendini aşka vermiş olan, çok bağlı, tutkun) canlarına sunduğun (Güç ve dirilik) şarap, ne de güzel şarap.

Pervasızca (Çekinmeden, sakınmadan, korkmadan) geliyorsun gönül yoluyla göze;
Sıcacık afsunlar (Sihirli sözler) okuyorsun, coşkun, dağınık hikâyeler söylüyorsun.

Gökleri soluğunla (Nefesinle) döndürüyorsun sen;
Artık bir pörsümüş anlayış (Öz manasından gevşeyip sarkan) da ne oluyor senin afsununa karşı?

İki dünyanın (Madde ve mana) da günahını bir tövbeyle yıkar, arıtırsın (Temizlersin);
Ne diye tutar da bizim şu küçük kusurumuzu, parmaklarının arasında ovuşturup durursun?

Sana her bucakta bir Eyyub  (Üstün ahlakı ile hastalıklardan kurtulanlar) var, her yanda bir yâkub (Tutku ile sevenler);
Aşk, kapılarını kırmış, kumaşlarını çalmış (Varlığı ve kişiliği oluşturan nitelikleri gizlice almış), götürmüş.

Salına-salına (Yürürken bir sağa bir sola hafifçe eğilerek) mezarlığa git de o bahçede bir bağır;
A eski ölü de, kalk, a dökülmüş beden, oynamaya başla.

O anda bütün mezarlık, şehir gibi mamur bir hâle gelir, bütün ölüler, oyuna koyulur, hepsi de neşelenir, hepsinden de kaza ve kader, pençesini çeker.

Bu sözü lâf olsun diye söylemiyorum, hayal dokumuyorum;
Bunu yüzlerce defa görmüşüm ben, görmediğim şeyi söylemiyorum,

* Halktan kaçtım, çekildim diyen kişinin yakası, arkadan yırtıldıysa (Başka bir büyük kişinin eli-etkisi varsa) doğru söylüyordur.
                       ***
DİVAN-I KEBİR 5 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
                        ***
Neler öğrendik;
1.    Baş gözüyle görebildiklerimizin sınırlı olduğunu, perdelenmiş olanları göremeyeceğimizi, bunun için can gözümüzü perdeleyen tabakalardan temizleyerek can gözü ile görmeye çalışmamız gerektiğini öğrendik.
2.    Can gözü ile görenlerin şekil değiştirmeyen çok hakikatleri gördüğünü, sırların çokluğu olan yerde yaşam kurduğunu öğrendik.
3.    Can gözüyle görenlerin sırları görünce baş gözüyle daha önce görüp doğru kabul ettiklerinin çoğunun değersiz olduğunu anlayacaklarını, bir zaman şaşırıp şaşkın gezeceklerini öğrendik.
4.    Mevlana Hazretleri Şems Hazretlerinin vücudunun sırlarla dolu olduğunu, dışarı sızan sırları Mevleviler ile paylaştığını Allah dostlarının da, bu sırların değerini bilenlerinde zevkten sarhoş olduklarını öğrendik.
5.    Şems Hazretlerinin gönül yoluyla geldiğini, hikâyeler arasında sırlar söylediğini öğrendik.
6.    Öz manasından başka manaları çağrıştıran yetersiz ve kötü maksatlı anlatımlarla soğuk hale getirilen din anlayışına Şems Hazretleri aşk ateşiyle sıcaklık getirdiğini öğrendik.
7.    Şems ve Mevlana Hazretlerinin küçük kusurlarını dinle dolayıp konuşan kişiler nasıl ki kendi günahlarından tövbe edip kurtulmuşlarsa, bu büyük insanlarında tövbe edip temizlendiğini neden aklına getirmediklerini öğrendik.
8.    Üstün ahlakı olanların sabırla, Allah için sevenlerin aşkla kurtuluşa erdiklerini öğrendik.
9.    Mevlana Hazretlerinin sözünün sadece dirileri değil ölüleri bile ayağa kaldırıp neşeyle oynatacak yetki ve güçte olduğunu öğrendik.
                    *
İşte böyle yaren;
Halktan çekilen kişinin Allah dostunun öğretisi ve etkisi ile çekildiyse bu davranışın doğru olduğunu, böyle biri olmadan kendisi ben halktan çekildim diyene şüpheli yaklaşmak gerektiğini öğrendik, anladık.
                     *
RAV

Popüler Yayınlar