(Mevlana
Hazretleri aşkı anlatıyor)
4580.
İlk kadehle kızıştım mı (Hızlandın mı, hareketlendin mi),
kaza ve kadere teslim olmaktan başka çarem yok.
Şarap,
başımı aştı mı, şaraba teslim olmaktan yahut ne yaparsa ona razılık getirmekten
başka bir çare, bir yol yok bana.
O,
ortadan ikiye ayrılmış sim-siyah (Koyu siyah),
kıp-kıvırcık saçların yok mu?
Rüzgâr
için onlardan başka öpülecek, okşanacak, hiçbir şeycik yok.
A
seher yeli, sabah olsun esesin diye seni beklemekten yandım;
Fakat
sabah yok ki.
Peki,
a Kalender, biz, o düğümü (Sorun olan bir durumu çözüme
kavuşturmak için) ne yapalım, ona
ne çare bulalım ki çözecek yok mu, yok.
Her
an sahip mi değilsin bize?
Bu
da Tanrı sırrından, onun, kendisine ait cilvelerden (İsteksiz
gibi görünerek yalvartmak amacıyla yaptığın davranıştan) başka bir şey
değil.
Herkesin tapı kıldığı (Büyük bir aşkla deli gibi sevmek) Tebrizli Şems, bir güneştir ki bu
gökyüzünde öylesine güneş yok.
A
gönül dedim, neden böylesin sen;
Niceye
bir aşkla düşüp kalkacaksın?
Gönül
dedi ki:
Niçin
sen de gelmezsin?
Gelsen
de aşkın tadını duysan ne olur?
Abıhayatı
(Ölümsüzlüğü) bilseydin, aşk ateşinden başka bir
şeyi mi seçerdin ki?
***
DİVAN-I
KEBİR 5 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR
BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler
öğrendik;
1.
Şems
Hazretlerinin sunduğu Tanrı şarabını içenin artık ona teslim olmaktan başka
çaresi kalmayacağını, direnç oluşturacak her şeyin sarhoşlukla etkisiz hale
getirilip güzelce razı olacağını öğrendik.
2.
Şems
Hazretlerinin ışığıyla görenin, onun sırlarıyla hakikati anlayanın, onun aşkına
düşenin başka bir uğraşıyla uğraşmayacağını öğrendik.
*
İşte
böyle yaren;
Ölümsüzlüğü bilenin aşk ateşine düşüp dünya
yaşamını bu uğurlu uğraşı ile dünya ömrünü tamamlayacağını, ölümsüzlüğü
kazanmaktan başka uğraşısını olmayacağını öğrendik, anladık.
*
RAVLİ