(Mevlana
Hazretleri aşkı anlatıyor)
4540.
İki katre (Damla) gönül kanına;
Düşünce
(Duyularla değil, yalnızca ruhen algılanabilen asıl
gerçeklik, konu üzerinde ayrıntılı düşünme ile oluşan görüş ve yorum),
tedbir (Önlem, hazırlık), ince şeyleri anlama
kabiliyetini vermişsin sen.
Aşka;
Kudretinle
erlik (Güvenirlik mertlik), erkeklik (Erkekçe yiğitçe davranış), pehlivanlık vermişsin sen.
Her
gece halktan, şu beş ışığı alırsın sen.
Senâyî'nin
öğüdüydü bu:
Ap-açık
görmeyi istiyorsan canınla oyna.
A
Tebrizli Şems, baştan-başa nurdan ibaretsin sen;
Çünkü
gül bahçesinin ışığısın sen.
Bir
şeker alıcısı, Mısır'dan kervan geldi diye haber verdi.
Yüz
deve, hepsi de şeker kamışı yüklü;
Yarabbi,
ne de güzel armağan.
Gece
yarısı bir mum geldi-çattı;
Ölünün
bedenine can geldi.
Dedim
ki:
Açık
söyle;
Filân
(Söylenmesi istenmeyen veya gerekli görünmeyen bir özel
adın yerini tutan kelime) geldi, filân dedi.
Gönül,
çeviklikle yerinden sıçradı;
Akıldan
bir merdiven dayadı.
***
DİVAN-I
KEBİR 5 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR
BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler
öğrendik;
1.
2.
Gönlümüzün
de aklımız gibi düşünme, önlem alma, ince şeyleri anlama yeteneğini aşkın
vereceğini öğrendik.
3.
Şems
Hazretlerinin nurlu ışığından yararlanmak, tat almak gerektiğini öğrendik.
*
İşte
böyle yaren;
Gönlümüzün
akıldan yapılmış merdiveni Mevlana Hazretlerinin tarif ettiği, Şems
Hazretlerinin aydınlattığı yere giderek bulmak, yücelere dayanmış bu merdivenden
yukarıya doğru yol almak gerektiğini öğrendik, anladık.
*
Gam
ye de gam artıranların ekmeğini yeme.
Çünkü
akıllı gam yer, çocuksa şeker.”
Nazlanmak
için gül gibi bir yüz lâzım.
Sende
[böyle bir yüz] yoksa [bari] kötü huyun etrafında dolaşma.
Yüzü
çirkin olanın nazı da çirkindir.
Kör
gözün sancıması çetindir boğazlık etmeyi bırak.
Eşeğin
kulağı eşeğin başına lâyıktır.”
Seni
yoldan alıkoyan söz ister küfür olsun ister iman;
Seni
dosttan uzak düşüren sûret ister güzel olsun, ister çirkin.”
“Kendi
tasanı kendin çek, başkalarından [ne gelecek diye] düşünme.
Önüne kendi torbanı koy.”
Önüne kendi torbanı koy.”
Sapıklık
sahiplerinin Kur‟an‟da sözden başka bir şey görmemeleri şaşılası değildir.
Körün
gözü, ışıkla dolu güneş ışınlarından sıcaklıktan başka bir şey elde edemez.”
“Hayır,
o bilgenin öğüdünü tutarım ve hastalıklı kınamalara bakım kalbimi bozmam.” boş
konuşma da kendi işini yap.
“Peygamber
değilsin madem, ümmetten (Muhammed’e inanarak, onun
yaptıklarını ve söylediklerini uygulayarak çevresinde toplanan Müslüman)
ol. Sultan değilsin madem, riayetten (Saygı duyan,
ağırlayan, değer veren, boyun eğenlerden) ol. ”sabır rahatlığın
anahtarıdır.
Senâî‟nin
nasihati şudur:
Müşahede
(Allah âlemini görme) yoluyla yakîne (Sağlam bilgiye) ermek istiyorsan canından geç.”
Dağa
(Çok büyük, çok iri, çok güçlü birinin yanına) geldiğinde
güzel seslen.
Dağa
karşı ne diye eşek sesi çıkarıyorsun?”
“Her
şeyi aramadıkça bulamazsın.
Ancak
bu sevgiliyi bulmadıkça aramazsın.”
“Gün
pek aydınlıktır, ama gün ışığına kapalıdır hepsi.
Çünkü
hepsi kapatmıştır penceresini.
Çirkin
huyları yüzünden güzel huy ve düşünceye düşmandırlar. Gözleri hasta olduğundan
aydınlık güneşe düşmandırlar.”
İnsanlar
akıl sahiplerinden rahatsız olmaz.
Akıldan
kaynaklanan sevgi azalmaz.”
Ey
mal sahipleri, ibret (Alınması gereken dersi, uyarıcı
sonucu) alın, ibret alın.
Ey
söz sahipleri, özür dileyin, özür dileyin.
Ey
öğüt yerlerini siyahlık kaplamış olanlar öğüt alın.
Ey
yanaklarında aklar bitmiş olanlar, özür dileyin;
Bahaneler
getiren şu can konuşamaz hâle gelmeden önce, ibretler gören şu göz işe yaramaz
olmadan önce.
Dünyada
nice şahlar vardı ki saltanatlarının göğünden okları Ülker yıldızına ulaşır,
mızrakları ikizler burcunu delerdi.
Şimdiyse
bakın, ölüm yüzünden Büyük Ayı yıldızları gibi okları bölük pörçük, mızrakları
tel tel olmuş.
Sende
hayvânî, şeytânî ve rahmânî [boyut] var.
Hangisinden
sayılırsan hesap günü o olursun.
Sen
dur bakalım. İsrâfil sûra üfleyince güzel yüzün kaybolup çirkin yapın açığa
çıkacak.”
Duydun
mu, bilmeyen biri, dişi ağrıyan birini ziyaret gitmiş.
Yeldir
(Osuruk), demiş, bundan dolayı üzülme.
[Hasta]
demiş, evet, ama bu sana göre öyle.
Sancı
senin olmadığından senin için yeldir.”
“Canı
olan, mevcut olanı görür.
Mevcut
olmayanı gören ise başkadır.”
“Sedefte
inci ara, ceylanda misk.
Yiğitlerde
yürek ara, cahillerde laf.”
Hasedin
(Kıskançlığın) dili köle satıcısı olunca, bir
keten bezine bir Yusuf bulursun.”
“Ben
ve sen, insanı iki kıldı.
Ben
ve sen yokken sen bendin, ben sendim.”
Mevlana
Hazretlerinin sevdiği, saydığı Senâyi Hazretlerinden aldığı ve etkilendiği
NÜSHA şarkiyat araştırmaları dergisi yıl IX sayı28 2009/1 dan alıntı yaparak andık.
Hazrete
sevgi ve saygılarımızla rahmet dileriz.
Allah
razı olsun hizmetlerinden.
*
RAVLİ