22 Nisan 2015 Çarşamba

DİVAN-I KEBİR 1 CİLT 2810 İNCİ BEYİT

2810. (Şems Hazretleri sözleriyle) Öylesine çözülmez şeyler buyurdu, o sözlerde de öylesine şaşılacak öğütler var ki;
Sus, onları dile getirmek, hiç de kolay değil.

O güzeli ara, işte güzeller arasında;
Biri, uyuyan fitneyi (Karışıklığı, kargaşayı) uyandırma derse dinleme sözü.

Hayali, gönülde yer etti mi can, neşeyle gülmeye başlar;
Sabırlı kişilerin (Acı, yoksulluk, haksızlık gibi üzüntü duyulan durumlar karşısında; ses çıkarmadan geçmesini bekleme erdemi olanların) çektikleri acılardan yüz çeşit tatlılık coşar zaten.

Ayın on dördü gibi parıl-parıl parlayan yüzünden gözlere ne ışıklar vurur, ne ışıklar;
Fakat körlerin (Olguları sezme ve kavrama yetisi, dikkati olmayan kişinin) gözlerine ne vurabilir ki?

Ey gönül, hurilerin (Güzellikleri üretenlerin) padişahından, sabredenlerin kıblesinden  (Olacak ve gelecek sıkıntılardan yardım etmesi umularak beklenilen yerden telaş etmeden beklemekten ) kaçma, ondan uzak kalmışlar gibi, sen ayaklandırma, sen uyandırma fitneyi.

Ben, zaten fitne arayan (Alışılmış davranışların dışına çıkan) biriyim, onu terk edemem, vazgeçemem, el yuyamam (Vazgeçemem) ondan sen ayaklandırma, sen uyandırma fitneyi.

Âşıkların başıyım, işten, güçten kalanların ustasıyım, filana âşığım ben, asıl sen ayaklandırma, sen uyandırma fitneyi (Desteğin ve yetkin yoksa karışıklık, kargaşa çıkarma).

Nasılım, sorma bana, bak da gör, işte kanlara gark olmuşum, hatta bundan da daha fazla bir şey olmuşum, asıl sen ayaklandırma, sen uyandırma fitneyi.

Rüstem’im (Ön sırada savaşan yiğidim), ruhum, Nuh kavminin tufanıyım (Kurtulmak için inananları, sığınanları korur, diğerlerine fırtına estiririm), o seher çağı içilen şarabın sarhoşuyum ben, asıl sen uyandırma fitneyi.

Sen bu yazıyı okuyamazsın, çünkü bu dünyaya bağlısın, ancak şu kadarcık bilirsin, asıl sen ayaklandırma, sen uyandırma fitneyi.
                             ***   
DİVAN-I KEBİR1 MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
İstanbul REMZİ KİTABEVİ 93
                             ***
Neler öğrendik:
1.    Allah’tan haber veren kişileri kıskananların, kötüleyenlerin çok olduğunu, bu nurlu kişileri karalamak veya tek benim dostum olsun başkaları yaklaşmasın isteğinde olanların çok olacağını, bizim bu yapay engellerde kalmadan Hak dostuna yakınlaşmamız gerektiğini öğrendik.
2.    Sevdiğimizi gönlümüze resmettiğimiz zaman canımızın sevinç içinde olacağını, kavuşmak için acele etmememiz gerektiğini öğrendik.
3.    Karanlıktan sonra aydınlığın geldiği gibi acılardan sonra tatlılığın geleceğini öğrendik.
4.    Şems Hazretlerinin kaynağı içte olan aydınlık veren yüzü olduğunu, gören göze sahip olanın gördüğünü, gözünü kapatanın, görmek istemeyenin göremeyeceğini öğrendik.
5.    Şems Hazretlerinin güzel insanların, perilerin padişahı olduğunu, sabredenlerin yüz tuttuğu bu kişiden uzak kalmamamız gerektiğini öğrendik.
6.    Âşıkların başı ve ustası olan Hazreti Mevlana’nın karışıklıktan, kargaşadan korkmadığını, doğru olanı yaptığını öğrendik.
7.    Hazreti Mevlana’nın sevdiği kişiyi açıkça söylediğini öğrendik.
8.    Hazreti Mevlana’nın sevdiği kişinin uğrunda savaş vermekten, ortalığı birbirine katmaktan çekinmediğini öğrendik.
                         *                                  
İşte böyle yaren;
Bizim anladığımız bize aktarılan kadar olduğunu, Allah’a ulaşma yolunda cinsiyet gözetmeksizin Hak âşıklarını sevmemiz,  aşkı tanımamız ve yaşayarak öğrenmemiz gerektiğini öğrendik, anladık.
Her insan kendi kabına göre alacağından çok mana öğrenmek isteyenlerin dünyalık isteklerine kendini bağlılıktan kurtarmaları gerektiğini öğrendik, anladık.
                                 *                

RAVLİ

Popüler Yayınlar