20 Nisan 2015 Pazartesi

DİVAN-I KEBİR 1 CİLT 2790 İNCİ BEYİT

2790.  Ey batıl ümmet (Çürük, temelsiz, asılsız, geçersiz inançlara sahip topluluk), ekmek için savaşın, ekmeğe koşun!

Ey devlete, ikbale ( Baht açıklığına kavuşan) erişen ümmet (Hz. Muhammed’e inanarak onun yaptıklarını ve söylediklerini uygulayan topluluk), siz de cana yürüyün, can elde etmeye bakın.

Hayvan ot çeker, ot yer, ottan başka bir şey bilmez; akıyk (Akik), mercan (Değerli olanı) arayansa insandır.

O bahçeler uyumuş, hiçbir şeyler yok oralarda;
Bu bahçeler açılmış, çiçekler vermiş, bu devrişilip padişahın sarayına giden paydır.

Canlar (Dostlar) var, (Allah’a, Allah dostlarına) erişmemiş, tuzaklarda sürünüp durmada;
Canlar (Dostlar) var, uçup gitmiş ta sevgiliye (Allah’a) kadar varmış, ona ulaşmış.

Bir can (Allah dostu) da var, anlatılmasına imkân yok, gökyüzünün de üstünde, çevik, lâtif, her yanı uygun, sanki mizan burcundaki (Terazi burcundaki) ay. (Zarif, çekici, duyarlı, zevk sahibi ve diplomatik)


Bir başka can (Dost) da ateş gibi sert, başı dik, hiç de güzel değil, ömrü de kısa, şeytan hayali gibi adeta.

Hocam, sen hangi bölüktensin;
Pişkin misin, ham mısın?
Şarapla mezeyle sarhoş musun, yoksa meydanın tek binicisi misin?

Bir gün ovaya doğru giderken bir yüce er gördüm, havada yücelere doğru oynayıp geziyordu.

Her taraf onun yüzünden coşmuş köpürmüştü de o, sakindi, susuyordu, yeşermişti, yeşiller giyinmişti, canım hayran oldu da.

Dedim ki:
Bu ne coşkunluk, halkın vehminden (Yanlış ve yersiz düşüncelerinden) de uzaksın;
Nurun nuruna nur musun sen, yoksa parıl-parıl parlayan güneş mi?
                             ***   
DİVAN-I KEBİR1 MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
İstanbul REMZİ KİTABEVİ 93
                             ***
Neler öğrendik:
1.    Kim ne arıyorsa, ne taşıyorsa, ne konuşuyorsa, ne yapıyorsa o kişinin değeri hakkında bize açık bilgi verdiğini öğrendik.
2.    Mevlana dostlarının kiminin Allah’a ulaştığının kiminin de tuzaklarda kaldığını öğrendik.
3.    Mevlana dostlarının uzun ömürlü olmaları için sertlik yapmamaları, dik başlı olmamaları, yücelere çıkmaları için halkın yanlış ve yersiz düşüncelerinden kendilerini temizlemeleri gerektiğini öğrendik.
                         *                                  
İşte böyle yaren;
Allah’a ulaşmış kişinin sakin, suskun yücelerde gezindiğini, Allah’ın nurlarıyla parlayan bir güneş gibi hayranlık uyandırdıklarını öğrendik, anladık.
                                 *                

RAVLİ

Popüler Yayınlar