Kul (Sevgiyle bağlanan), varlığından (Sahip olduğu dünyaya ait mal, mülk, makam, para, gençlik, sağlık vb.güvendiklerinden) mutlak olarak yok olmadıkça (Güvencini son vermedikçe), onun katında birlik, gerçekleşemez.
Birlik (Varlık birliği-Vahdeti-vücut), hulûl (Tanrı ruhunun herhangi bir bedene girdiğine inanma) değildir, senin yok olmandır;
***
Hulül: Kulla Tanrı birer varlık oldukları halde, kulun,
Tanrı'yla birleşmesi
yahut Tanrı'nın kula, kulun
varlığına girip tasarrufta bulunması.
Vahdette, kul ve Hak'tan başka var ve varlık yoktur.
Fakat zâtı (Kendi) itibariyle her şeyden münezzehtir (Eksiklik, kötülük ve başka fenalıklardan uzak olan), yücedir.
Oluş haline gelemez.
Bu bakımdan, her şey, her varlık ve her var olan, onun zuhuru (Ortaya çıkması, belirmesi, baş göstermesi, meydana çıkması) ve tecellisi (Belirme, görünme , ortaya çıkma, zuhur etme, meydana çıkma) olmakla beraber hiç bir şey, ondan bir parça değildir.
O olamaz;
O her şeyden mukaddestir (Kutsal: Güçlü bir dini saygı uyandırandır).
*
ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN:
Abdulbaki GÖLPINARLI
Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ
ANKARA-1982
***
Neler öğrendik;
1. Allah'a sevgiyle bağlanan kişinin
kendisini dünyaya ve ahrete ait istek, elde ediş ve elde bulundurma bağlarından
kendisini temizlemesi gerektiğini öğrendik.
2. Allah'ın varlığında var olmak, birliği
ulaşmak için kulun Allah'tan başka sevgilerden kendisini arındırması
gerektiğini öğrendik.
3. Allah dostlarının Allah'tan ayrı biri
olarak düşünmemek gerektiğini öğrendik.
4. Allah gelip de insanın vücuduna
girmediğini, kulun Allah'ın varlığında var olmak için kendisini hazırlaması ve
kabul edilmesini beklemesi gerektiğini öğrendik.
5. Akıl oyunlarıyla Allah'ı bir sıfata, bir
şekle sokamayacağımızı, bunun gerçek inanç olmayacağını bilmemiz, anlamamız
gerektiğini öğrendik.
6. Allah'ın kendisine kabul edeceği kuluna
kendi dostlarından birini sevdirerek onun huzura alınacak ders ve terbiye
alması sağlandığını öğrendik.
*
RAVLİ