(Mevlâna
hazretleri Şems Hazretlerini anlatıyor)
3070. Pek kutlu
susanların,
dudaklarını, gözlerini yummuş erlerin gönüllerine, kimseciklerin bilmediği bir yoldan koştum, girdim.
Gönülden (Kalpte oluşan duyguların
kaynağından) gönüle (Başka bir kalpte oluşan duyguların kaynağına) gizli bir yol vardır ya;
O yoldan
gittim de gönül (Duygu kaynağının)
hazinelerinden altınlar,
gümüşler seçtim.
Külhana benzeyen gönüle (Ateşler içinde yanan duyguların kaynağına) eşek leşini (Kaba,
düşüncesiz ölü duyguları yanması ve yok olması için) fırlattım, attım...
Gül bahçesine benzeyen gönülden de güller derdim, yaseminler devşirdim.
Dostların iyiliklerini, kötülüklerini
kinayeyle (Üstü kapalı, sitemli, dokunaklı söz)
söyledim ama onların üstüne en iyi bir perde
dokudum;
Onları örttüm, gizledim.
Gönlüm (Kalpte oluşan duygularım), ansızın herşeyi bilen ulular ulusu bir gönle (Yüce duygular sahibine) ulaştı da o gönülün
heybetinden gönül gibi çarpınıp
çırpınmaya başladım.
Mademki halinden hoşnutsun;
Ne diye bana düştün?
Var-git işine...
Ne şeyhim ben, ne murid
(Tarikat şeyhine bağlanarak ondan tasavvufun yollarını
öğrenen, onun doğrusunda ilerleyen kimse).
Sana karşı a kardeş, ne bakırım ben, ne kızıl altın...
Kapından dışarı at beni;
Ne kilidim, ne anahtar.
Bu sözü de söylemedim say;
Zati (Bana ait olan) aklıma gelseydin and olsun Tanrıya, seninle hiç duruşmazdım (Davacı ile
davalının yargıç karşısında hazır olması).
Hele yarı sarhoş olabildim;
Bir kadeh (Tanrı şarabı) daha sun (İkram et)...
Ne diye bana düştün?
Değil mi ki iyi bir eşin-dostun var, iyiyi-kötüyü boşla gitsin.
Ağlayan kimdir cefadan, çıplak kalan kim?
Bakma bile...
DİVAN-I KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
HAZIRLAYAN: ABDULBAKİ GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler öğrendik;
1. Mevlana Hazretleri ahrete gitmiş erlerin kalplerinde oluşmuş duygularının kaynağına kimsenin bilmediği bir yoldan koşup girdiğini öğrendik.
2. Gönülden gönüle gizli bir yol olduğunu, bu yoldan giden Mevlana Hazretlerinin hazinelere kavuştuğunu öğrendik.
3. Gönülde oluşmuş sevgi, istek, düşünüş, anma, hatırlamayı yakıp yok eden Mevlana Hazretleri bu küllerden güller, yasemin çiçekleri topladığını öğrendik.
4. Dostlarımıza iyiliklerini, kötülüklerini üstü kapalı söylemek, üstünü de kalınca bir örtüyle örtmek gerektiğini Mevlana Hazretlerinden öğrendik.
5. Mevlana Hazretleri herşeyi bilen ulular ulusu bir gönle ulaşınca kendi gönlünün bu heybetten titremeye başladığını öğrendik.
6.Mevlana Hazretlerine her şeyi bilen ulular ulusunun öğüt vermeye başladığını;
Halinden hoşnutsan bana niye geldin?
Ne öğretmenim ne de öğrenciyim benimle işin yok ki?
Bende altın da yok bakır da yok ki?
Ne işleri kilitleyenin nede açan değilim ki?
Sözlerini dinlediğini, davacı veya davalı olmadığını beyan ettiğini öğrendik.
7. Mevlana Hazretleri bu öğütlerle yarı sarhoş bir duruma geldiğini, daha da sarhoş edecek öğütler vermesini istediğini öğrendik.
*
İşte böyle yaren;
Kendi sorumluluğumuz içinde olana karışmamız, ağlayana, çıplak kalana bakmadan kendi işimize bakmamız gerektiğini öğrendik, anladık.
*
RAVLİ