30 Eylül 2021 Perşembe

DİVAN-I KEBİR 7-8 CİLT 3170 İNCİ BEYİT

(Mevlâna hazretleri Şems Hazretlerini anlatıyor)
 
3170. Soluktan soluğa (Kendine özgü anlatımla) şu gönüle (Kalpte oluşan duyguların kaynağında), bir hevestir (İstek, eğilim, arzu, şevk), salmadasın...
Ne de hoştur şu sabretmek (Olacak veya gelecek bir şeyi telaş göstermeden bekleme);
Ne yapayım, bırakmıyorsun ki zati (Doğrusu).
 
Beni ne diye koşturuyor, bunun iç yüzünü Tanrı bilir...
Sen ne bilirsin a gönül (Kalpte oluşan duyguların kaynağı);
Bunda hükmün mü geçer senin?
 
Padişahın avlanmasını seyret;
Arslanlar bile alt olmuşlar...
Sen nereye kaçabileceksin?
Arık(Güçsüz, cılız) mı, arık bir avsın sen.
 
Sen ondan kaçamazsın, ona kaçabilirsin ancak...
Yanlışsın, yanlış, hem de bu tozun-toprağın içindesin de o yüzden yanılıyorsun.
 
Boyuna avlanmakta olan padişahtan haberin yoksa soluktan soluğa bir bak da gör;
Çünkü sen de bir kararsız avsın.
 
Herkesi korkutarak bir yana koşturmada...
Herkesi kavrayıp kaplamasaydı nerden korkutabilirdi?
 
Korku (Tehlike düşüncesi karşısında duyulan kaygı, üzüntü), bir başkasındandır;
İnsan kendinden korkmaz...
Herkesi korkuyor gördün ya, demek ki yaratıcı, bunlardan başka.
 
Ölüme doğru koşturuyor, kurtuluşa doğru koşturuyor;
A benim canım, bundan daha iyi gönül verecek (Sevecek, istenecek, içten yönelicek) biri demek ki yok.
 
Nasıl gönül verilir (Sevilir, aşık olunur), gösteririm sana;
Fakat gönlüm isterse (Kuvvetle içten arzularsa)...
Çünkü gönlümü ona verdim (Kalbimde oluşan duyguların kaynağını Şems Hazretlerine verdim);
Onun için ondan yardım iste sen.
 
Yeni gelmiş bir haber var, yoksa duymadın mı sen, haberin yok mu? Hasetçinin (Kıkançın) ciğeri kan kesildi (Yüzü çok kızardı);
Yoksa ciğerin (Değerin) mi yok senin?
                         ***
DİVAN-I KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
HAZIRLAYAN: ABDULBAKİ GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
              ***
 
Neler öğrendik;
1.    Şems Hazretlerinin özel oluşu ve kendine özgü anlatım ve davranış biçimi ile kişilere istek, eğilim, arzu, heves verdiğini, sabredenlerin çok kazanımlar sağladığını, avladığı kişiye bırakmadığını öğrendik.
2.    Şems Hazretlerinin hakimiyetinde hiç kimsenin kaçıp kurtulamayacağını, kaçışsın istikameti Şems Hazretlerine doğru olmasının gerektiğini öğrendik.
3.    Şems Hazretlerin daima uygun olanları avladığını, aslanın bile bu avdan kaçamayacağını öğrendik.
4.    Şems Hazretleri avını ölmeden önce ölmeye, kurtuluşa doğru koşturduğunu, bundan daha iyi sevecek, istenecek, içten yönlenilecek kişi bulamayacağımızı öğrendik.
5.    Kıskançların her yerde ve zamanda olacağını, bunların yoldan alıkoyma tuzaklarına düşmemek gerektiğini öğrendik.
                              *
İşte böyle yaren; 
Mevlana Hazretleri gönlünü Şems Hazretlerine vermiş, Şems Hazretlerinin gönlünde de Allah’ı görmek var, bu gönül yolunu Mevlana Hazretleri istediğine öğrettiğini öğrendik, anladık
(Önce Allah’a ibadetimizi uygun yapmamız, sonra secdeye kapanarak Allah’a yalvararak, yakararak, ağlayarak Şems Hazretlerini, Mevlana Hazretlerini tanımak ve görmek isteğinde olduğumuzu arz etmemiz, sonra bu istek oluncaya kadar bu şekilde devam etmemiz, izin gelince Allah dostlarından birini sana sevdirirler onu tanımak ve bilmek istersin, böylece ön hazırlık yapılır, belirli uygunluğa ulaştığın, bu isteğinin sadece meraktan değil de kalbinde oluşan duyguların kaynağından olduğu anlaşılınca daha büyükleri tanımaya yönlendirilirsin.
Yaren, bu yol ömür boyu süren bir yolculuktur, sabredenlerin kısa sürede hedefe ulaşacakları yolculuktur, 400 senede tahsil edeceklerini bir bakışla bu yolda olanlara öğretileceğini bilmelisin)
                                *
RAVLİ

29 Eylül 2021 Çarşamba

DİVAN-I KEBİR 7-8 CİLT 3160 İNCİ BEYİT

 


(Mevlâna hazretleri Şems Hazretlerini anlatıyor)
 
3160. Yıkıldım-gitti, ancak şu kadarını biliyorum;
Başımı sen tuttun, kucağına koydun, yatırdın beni.
 
Güzelim, aşk şarabının sakıysi (İnsan ruhuna Allah’ı sevdiren, Allah nuru saçan kişi) olan sarhoş gözlerinden kadehle şarap (Tanrı şarabı) sunarsm bana...
Pek ulu bir usta değil misin zati (Kendine özgü)?
 
Bu da senin lütfundur (Önem verilen, sayılan birinden gelen iyilik ve yardımındır), şarap (Tanrı şarabı) sundun da aklımı başımdan aldın...
Aklım başımda olsaydı neşeden çatlar-giderdi.
                                        
Bir kadeh sundun, elceğizlerimi çırpmaya başladım;
Bir kadehle, binlerce murada (İsteğe, dileğe) erişememek gussasından (Keder, kaygı, tasasından) kurtuldum-gitti.
 
Şuh gözlerine (Baktığına neşe ve serbestlik veren gözüne) and olsun (Yemin ederim ki) ki neşe (Mutlu olmaktan doğan ve dışa vurulan sevinç), onlardan doğmuştur;
Sen, önüne ön olmayan (Sonsuz, ucu bucağı ve nihayeti olmayan) bir cansın;
Hiç kimseden doğmadın sen.
 
Yazıklar olsun, ne kötü gündür sevgilinin evimden ayrıldığı gün; bütün bedenimi, yanımı-belimi ateşlere yaktı-gitti.
 
Ne mutlu o gün ki kutluluklar bize baktı;
Süheyl yıldızı kolayca yere indi, yanımda yurt tuttu.
 
Gönlümün (Kalbimde oluşan duygularımın) kaynakları açıldı (Enerji oluşup çevreye yayıldığı yer oldu);
Binlerce deniz gördüm...
O denizlerde gemiler var ki aşkla yüzüp duruyorlardı.
 
Bana gelen lütufların (Önem verilen, sayılan birinden gelen iyilikler ve yardımlardır) çetinliğinden uçsuz-bucaksız bir denize daldım;
Orda boğuldum gitti;
Fakat gene de sevgilinin bakışı yüzdürmedeydi, yürütmedeydi beni.
 
Şemseddin'in parıltıları vurdu bana;
O, gerçektende efendimdir;
Odur canınım temelinin temelinin temeli;
Ondan ötesi de bir hiçtir zati.
                         ***
DİVAN-I KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
HAZIRLAYAN: ABDULBAKİ GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
              ***
(Süheyl yıldızı:
Semanın güney yarım küresinde bulunan Sefine-i Nûh burcundaki parlak ve büyük bir yıldızın adı.
 
Süleyman Peygamberin yıldızıdır.
Bu yıldızın tesirinde olan talihlilerine Tanrı’nın üstün güç ilahi nimetlerini ve saltanat verdiğine inanılır.
Yemenden daha iyi görülür)
 
Neler öğrendik;
1.    Mevlana Hazretlerinin aşktan perişan olmuş halini gören Şems Hazretleri Mevlana Hazretlerinin başını kucağına koyup Tanrı şarabı (Cennet şarabı) içirdiğini, bu sarhoş haliyle ustalıkla aklını başından alıp iyiliğini, yardımını yaptığını öğrendik.
2.    Aklı başında olanın iyileşme tedavisinde önce sarhoş edilerek aklının başından alındığını, neşe yapılması gereken iyileştirme-tedavi sağlanarak bu sırrı görmemesi ve anlamaması sağlandığını, işlem bitince de aklının geri konduğunu, bu işlemden sonra kişinin sevinç duyduğunu, kişinin kaygıdan, tasadan, kederden kurtulduğunu öğrendik.
3.    Şarap içme, sarhoş olma tesiri bakımından anlatılmaktadır, Şems Hazretlerinin bakışının bu tesirleri yapıp kişiyi iyileştirmesi olduğunu, bu iyileştirme uygulamasını iyileşen kişinin aklının anlayamayacağını, sadece iyileşmenin sevincini yaşayacağını öğrendik.
4.    Şems Hazretlerinde olağan üstü ve sonsuza kadar tükenmeyen bu özelliklerini gören Mevlana Hazretleri Şems Hazretlerine daha çok hayran ve aşık olduğunu, yanından hiç ayrılmak istemediğini öğrendik.
5.    Şems Hazretlerinin bakışı ile iyileştirmesinden sonra Mevlana Hazretlerinin sevgisinde, isteklerinde, düşünüşünde, anmalarında, hatırlamalarında ve başka birçok gönül alanı olan kalbinde yeni binlerce duygu kaynakları açıldığını, binlerce Allah’ın sanatının büyüklüğünü ve bu bakışla aşkla yaşayanların, aşkla hareket edenleri gördüğünü öğrendik.
                              *
İşte böyle yaren; 
Şems Hazretlerinin bir bakışının parıltılarının Mevlana Hazretlerine vurmasıyla Mevlana Hazretleri gerçek efendisinin Şems Hazretlerinin olduğunu anlayıp kabul ettiğini, canının temeli, özü, olarak gördüğünü, daha ötesi olmayan bir sonuca ulaştığını öğrendik, anladık.
                                *
RAVLİ
 

28 Eylül 2021 Salı

DİVAN-I KEBİR 7-8 CİLT 3150 İNCİ BEYİT

(Mevlâna hazretleri Şems Hazretlerini anlatıyor)
 
3150. Sen söyle, yoksa Tanrı'ya and olsun ki neden tuttun da yıldızları Saman uğrusuna (Gökte sık yıldız ışıklarıyla hasıl olan yol biçimi uzayıp giden ışıklı manzarasına) çektin; 
Ben söylerim.

Nesr-i Tair'den (Kartal takım yıldızından) gizli bir söz sordum;
Meleklerin uçuştukları o yeşilliklerde acaba sen de uçtun mu dedim.
 
Bir soğuk ah çekti de dedi ki:
Bunun üstünde öylesine bir sağlam kilit var ki padişahın
İnayetinden (İyiliğinden) başka hiç bir anahtar açamaz onu.
 
Feryadını duyunca aşka yöneldim de bir baktım;
Mademki dedim, başında sevdası yoktu, ne diye gönlünü yaraladın onun?
 
Aşk cevap verdi bana da, inanma ona dedi;
İçinde define var;
Ne diye düzenine kapıldın onun.
 
Bu sözü duyunca, sana mı daha fazla şaşmak gerek, ona mı;
Sen mi daha acayipsin, o mu daha acaip dedim;
Çünkü burası öyle bir yer ki binlerce Cuhâ (Arama, araştırma yapan), burda ancak müritlik (Tarikat şeyhine bağlanarak ondan tasavvufun yollarını öğrenen, onun doğrultusunda ilerleyen) edebilir.
 
Hele ey aşk, aşıkları, can konuklarını hoş bir hale getir, tatlılaştır, neşelendir:
Çünkü sen, binlerce bayram günüsün.
 
İnsafın varsa, neşeliysen. ferahsan sus, çünkü öyle açık söylüyorsun ki sanki Bayezid'in (Bistami) canısın.
 
Güzelim kınar da yol ortasında niye düştün, yerlere serildin der;
A güzelim, öylesine bir şarap sunduktan sonra ne diye düşmiyeyim?
Güzelim, öylesine düştüm ki kıyamet kopsa gene yerimden kalkmam; 
Çünkü öylesine bir kadehi ele aldın;
Küpün de kapağını açtın sen.
                         ***
DİVAN-I KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
HAZIRLAYAN: ABDULBAKİ GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
              ***
Neler öğrendik;
1.    Mevlana Hazretleri Şems Hazretlerine gökteki yıldızlara parlaklık ve çeşitli şekiller oluşturduğunu söylemesini istediğini, söylemezse Mevlana Hazretlerini söyleyeceğini öğrendik.
2.    Mevlana Hazretleri kartal takım yıldızına meleklerin uçtuğu yeşilliklerde uçabildiklerini sorduğunu, cevaben bu alana ancak izinle girileceğini, anahtarı olanın açmasıyla girebileceğini öğrendik.
3.    İçinde define saklayanın uygun olmayan kişinin ulaşmaması için acayip düzenekler kurulduğunu öğrendik.
4.    Mevlana Hazretleri bu düzen ve düzenekleri aşkla halledilebileceğini aşktan öğrendiğini, aşkın aşıkları hoş bir hale getirerek tatlılaştırıp neşelendirdiğini öğrendik.
5.    Hazır olmadan bir basamak yukarı çıkmaya izin olmadığını öğrendik.
6.    Sözlere Hak tarafından ruh verilirse sözlerin geçerli, beğenilen, kalıcı, işe yarayıcı olacağını, özlerde ruh olmayınca akılda bir müddet kalıp kalpteki duyguların kaynağına indirilmeden atıldığını öğrendik.
7.    Hak tarafından ruh verilen sözleri Allah yakını-dostu olanların söylediğini öğrendik anladık.
8.    İyi insanın yetiştirdiği kişinin kendisinden ileri olmasını sağlayan olduğunu öğrendik.
                              *
İşte böyle yaren; 
Aşk kadehini ele veren, Tanrı şarabının küpünü açan Şems Hazretlerinin olduğu bir yerden Mevlana Hazretlerinin ayrılmayacağını öğrendik, anladık.
                                *
RAVLİ

27 Eylül 2021 Pazartesi

DİVAN-I KEBİR 7-8 CİLT 3140 İNCİ BEYİT

(Mevlâna hazretleri Şems Hazretlerini anlatıyor)
 
3140.  Dikenden söz açtın ama binlerce gül açtın;
Acı sözler söyledin ama tümden muradımızı verdin.
 
A Tebriz'li Şemseddin, can dünyasından nelerin var ki bu dünya dükkanını böyle kesada (Alış-verişte durgunluğa) verdin.
 
Güzelim, kutlulukla, neşeyle kapıdan içeri girdi, muratsızlık dünyasında gönlümün (Kalbimde oluşan duyguların kaynağına) muradına (İsteğime, dileğime) eriştim (Ulaştım).
 
Mademki içeriye girdi, hiç dışarıya gitmedi mi diye sor...
Girmek, çıkmak, zati (Kendisine ait) cansız bir sıfattan (Görev, ödev, toplumsal, hukuki bakımdan yeri ve özelliğinden) ibaret (Oluşan, meydana gelen).
 
Nasıl oldu diye yanıltma beni;
Neliksiz-niteliksiz (Açıkça görünmeyen, kolayca anlaşılamayan, yabancı olanın göremediği iyi-kötü, güzel-çirkin özellik) alemden çıktı-belirdi zati;
Yalnız sen nasılsın, onu söyle;
Sen de neliksiz-niteliksiz alemden doğdun.
 
Yoklukta nelik (Bir kavramın zihinde ne olduğu veya ne anlama geldiğini gösteren tasarım), nitelik (İyi-kötü, güzel-çirkin özellik) nasıl olur;
Ayak olmayınca iz bulunur mu hiç?
Pek iyi huylusun (Ruh özlliğine sahipsin) sen;
İlk adıma bir bak hele.
 
Tümden kendinden geçişi beğendim, bütün bedenimle gül gibi gülmeye (Mutlu, sevinçli zaman geçirmeye) koyuldum (Başladım)...
Böyle bir kapı açtın ya, ben de neşeyle kemer kuşandım belime.
 
Hele ey geceleyin yürüyüp yol alan peri (Cinlerin güzel dişisi), halktan gizlisin sen...
Tanrıya and veriyorum, söyle;
Hiçbir evde böyle bir mum gördün mü sen?
 
Ne yellerle sönüyor, ne ışığı eksiliyor;
Ne de zaman geçtikçe eskiyor, kuruyor.
 
Hele a yüce gök, her yan seninle güzel...
Uzun bir yolculuğa düşmüşsün, yolculara ulaşmışsın.
                         ***
DİVAN-I KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
HAZIRLAYAN: ABDULBAKİ GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
              ***
Neler öğrendik;
1.    Şems Hazretlerinin sert, sivri, batıcı, acı sözlerine saplanıp kalmamak, bunlarla beraber verdiği çok iyi, güzel, hayatın tüm zamanlarında kullanılacak sözlerini önemseyip içselleştirmemiz gerektiğini, bu sözlerin isteklerimize çok az sorunla ulaşabileceğimiz olanaklar verdiğini öğrendik.
2.    Şems Hazretlerin sevgisinin insanın içine girdikten sonra kalbimizde oluşan duyguların kaynağında yer edeceğini, açıkça görünmeyen, kolayca anlaşılmayan alemden gelip isteğimize, dileğimize kavuşturduğunu öğrendik.
3.    İyi huylu olan kişinin ilk adımı bakıp değerlendireceğini, izlerden iyi-kötü, çirkin-güzel ayırımlarını ve nereye doğru gidildiğinin yoldaki ayak izlerinden anlaşılacağını öğrendik.
4.    Ben ve benlikten geçip Allah dostunun gönlüne taşınıp onun gönlünde yer etmekle mutlu, sevinçli ana, zamana, yere göç etmiş olacağımızı öğrendik.
5.    Cinlerin, perilerin geceleyin yol aldığını, halktan gizlendiğini öğrendik.
                              *
İşte böyle yaren; 
Allah dostu-yakını Şems Hazretlerinin ışığının sönmez ışık olduğunu, yüce göğün hazretleri ile güzelleştiğini, uzun bir yolda yolculuk yani sonsuza kadar yaşayan, Allah dostlarını avlayan, uygunları olgun yapan büyüğümüz olduğunu Mevlana Hazretlerinin yakinen ilgi ve ilişkisinden bizi bildilendirdiğini, zenginleştirdiğini öğrendik, anladık.
                                *
RAVLİ
 

26 Eylül 2021 Pazar

DİVAN-I KEBİR 7-8 CİLT 3130 İNCİ BEYİT

(Mevlâna hazretleri Şems Hazretlerini anlatıyor)
 
3130.  Padişahsın, şarabın var, can şarabını bağışla diye ağlaya-inleye selahaddin'e (Şems Hazretlerine) baş vur.
 
And olsun Tanrı'ya, sen ağzını yumar da hiç bir harekette bulunmazsan kimsecik kıpırdayamaz yerinden...
Zati (Özel) insanlar, kadehlerdir;
Şarap bağışlıyan küp sensin.
 
Hele ey hoca, O (Şems Hazretleri), ata bindi de meydana geldi mi, ayaklarının altına toprak ol...
Atın başını çevirme:
Baş değilsin, ayaksın sen.
 
Kendini ne vakit kuyruk bilirsen o zaman başsın;
Fakat baş olmaya heves ettikçe de kuyruksun, bunu böylece bil.
 
Dünyadan kaç, kurtul;
Onun görünüşünden, gösterişinden, süsünden püsünden geç... Kendiliğinden görüş (Bir olay, varlık veya düşünce üzerinde varılan yargı, fikir sahibi)-görünüş (İlk bakışta anlayan, kavrayan) olursan ne diye onun gösterişine bağlanacaksın?
 
Sen o Tanrı'ya bak ki yüzlerce inanç (Düşünceye gönülden bağlı bulunma öğretisi) bağışlamıştır insanlara...
Merv'li neden Sünnidir de Kunubba'lı Rafızi?
 
Sözü de, bedeni de tümden görüşe (Hakikati olduğu gibi görme özelliğine) yolla-gitsin...
Boyuna feryad etmedense (Telaşla, şikayet sebebiyle yüksek sesle bağırmaktan) bir bakış, daha yeğdir (Tercih edilen, üstün görülen olmalıdır) sana.
 
A güzel, eski aşkı hatırlattın bana da ateşe benzer gönlümü yele verdin (Savurdun, boşuna harcadın)-gittin.
 
Ayrılığından ağlarım da tanrı'dan ses gelir bana;
Der ki mademki bir Yusuf satın almıştın;
Ne diye mezada (Açık artırma ile sattışa) verdin onu?
 
İki (Madde ve mana) dünyayı da verseler gönlüme hor (Değersiz, önemi olmayan, aşağı) gelir;
Aşkınla inleyen yaralı gönüle ne de genişlik verdin ya.
                         ***
DİVAN-I KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
HAZIRLAYAN: ABDULBAKİ GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
              ***
Neler öğrendik;
1.    . Şems Hazretlerine padişah olarak kabul edip boyun eğdiğimizi, Tanrı şarabını bağışlayacak yetkide olduğunu bilerek ağlayarak inleyerek yardım istememiz gerektiğini öğrendik.
2.    Allah aşıklarının içlerini dünyalık isteklerden boşalttıklarını, vücutlarını kadeh gibi hazırladıklarını, içlerine Tanrı şarabı koyması için Şems Hazretlerinden istememiz gerektiğini öğrendik.
3.    Din adamının Şems Hazretlerine karşı ayak mesafesinde olduğunu, din adamı büyüklenme göstererek uzaklaşmaması, ayağına toprak olması, bildiklerinin çok ötesinde öğrenmesi gerekenler olduğunu bilmesinin gerektiğini öğrendik.
4.    İnsan önce kendini kuyruk bilmedikçe baş olamayacağını öğrendik.
5.    Dünyaya ait süslerin gelip geçici, aldatıcı olduğunu, hakikati olduğu gibi gören göz ve görüşe sahip olmak gerektiğini öğrendik.
6.    Allah’ın çeşitli yüzlerce düşünceye gönülden bağlı kişiler oluşturduğunu, bu görüşü geliştirip değiştirecek sebepler verdiğini öğrendik.
7.    Şikayet eden, telaş gösteren, bağıran kişi olmaktansa bir bakışın etkisinin daha güçlü olduğunu öğrendik.
8.    Mevlana Hazretleri Şems Hazretlerinin ayrılığından çok özlem çektiğini, şikayet edince de Allah’ın bir güzel verdim sana, sen onu herkese göstererek elinden kaçırdın manasına gelensözler söylediğini öğrendik.
                              *
İşte böyle yaren; 
Mevlana Hazretleri Madde ve Mana dünyasından çok daha değerli olan Allah yakını Şems Hazretlerine aşık olmak olduğunu, yaralı kalbinde oluşan duyguların kaynağına bu aşkın genişlik verdiğini öğrendik, anladık.
                                *
RAVLİ

25 Eylül 2021 Cumartesi

DİVAN-I KEBİR 7-8 CİLT 3120 İNCİ BEYİT

(Mevlâna hazretleri Şems Hazretlerini anlatıyor)
 
3120.  Çok sarhoşsun ama gene çevikleş (Hızlı hareket et), sun kadehi.,
O, binlerce elden-avuçtan kaçmıştır ama sen gene de şişe kırma (Gitmesine olanak sağlama).
 
Canıma öylesine bir kadeh sun ki beni göklere ulaştırsın...
Canımı düşünce (Ruhen algılanabilen asıl gerçekliğin) eline vermem;
Aşağılara çeker beni o.
 
Ne iyi söyle, ne kötü;
Kendi kadehini kabullenmeye bak...
Kötüyü de o söylesin, iyiyi de;
Her kötünün zati (Zaten) sığındığı zattır (Kişidir) o.
 
A güzel, içtiğinden birazcık da bize ver.,
Kat - kat gamını bir yudumcuk neşeyle beraber sun.
 
Gamın (Üzüntün) bizi yedi-gitti, yerlere yıktı;
Neşeye neşe katan şarapla gamın, elemin cezasını ver.
 
Tanrı'nın gizlice sunduğu gökyüzü şarabından sun;
Düşmanlardan gizli olarak bildiğe (Tanıdığa) sun onu.
 
Savaşları durdur, cengleri (Kanuna benzeyen, kucakta çalınan telli sazı) okşa;
Cengimize Irak (Lezzet, düşünme ve kavrama gücü ver, korkularımızı gider, saldırganlığımızı önle, sinirsel sıkıntılarımızı gider), İsfahan (Zihni açan, anlayışı, kavrayışı, bilinci, ruhsal etkinlikleri, zekâyı artıran, anıları tazeleyen) perdelerinden nağmeler (Uyumlu sözler) ver.
 
Küpün ağzını açtın ya...
Binlerce susuz sarhoş, bana sun, bana sun diye kadehler,
Sağraklar (Büyük kadehler), kabaklar (İçine sıvı konan kaplar) getirirler.
 
A güzel, şu güz (Sonbahar) mevsimine bak;
Şu çıplakları gör de atlas (İpekten sık dokunmuş kumaş) gibi şaraptan birer kaftan (Dış giysiver onlara.
 
Gençleri seyretmek için ihtiyarlar oturmuşlar.,
Şu iki-üç ihtiyara genç şarapdan sopa ver de ayaklansınlar.yürüsünler.
                         ***
DİVAN-I KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
HAZIRLAYAN: ABDULBAKİ GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
              ***
Neler öğrendik;
1. .Şems Hazretleri ile buluşan Mevlana Hazretlerinin üzüntülerden kurtulduğunu, zamanın getirdiği problemlerden kurtulduğunu, durumunu öfkelenmeden belirten kişilerle eş dost olduğunu, bu durumlardan sarhoş olduğunu, kendini kaybetmediğini öğrendik.
2. Mevlana Hazretleri canına düşünce verip aşağılara çekmeyi istemediğini, yücelere ulaştıracak sarhoşluğu istediğini öğrendik.
3. Ne iyi ne de kötü aramayı bırakıp kendi varlığımızı benisememiz, razı olmamız, iyiyi de kötüyü de sığındığımız büyüklerimizin söylemesinin uygun olduğunu öğrendik.
4. Şems Hazretlerinin içtiği gökyüzü şarabından Mevlana Hazretlerinin kendisine de düşmanlardan gizli bildiklerine de ikram etmesini istediğini öğrendik.
5. Başkalarıyla savaşı durdurup kendimizi güçlendirmemiz gerektiğini öğrendik.
6. Şems Hazretleri Tanrı şarabının küpünün ağzını açıp dağıtmaya başlayınca işi bilen aşıkların alıp içecekleri kapları getireceklerini öğrendik.
7. Yokluğu, yoksulluğu yaşam tarzı yapan aşıklara Mevlana Hazretlerinin süslü giysilerle donatmasını Mevlana Hazretlerinin istediğini öğrendik.
                              *
İşte böyle yaren; 
Tanrı şarabını içen oturmuş ihtiyarların bile ayaklanıp yürüdüğünü, Şems Hazretlerinden bu şaraptan beklediklerini öğrendik, anladık.
                                *
RAVLİ

 


24 Eylül 2021 Cuma

DİVAN-I KEBİR 7-8 CİLT 3110 İNCİ BEYİT

(Mevlâna hazretleri Şems Hazretlerini anlatıyor)
 
3110.   Akıykten (Akik taşının en bilinen faydası kişiyi ruhsal açıdan korumasıdır. Güçlü bir enerjisi olan bu taş gerginliği ve stresi azaltarak kişinin uyumsuzluklarını en aza indirir. Kişiyi sosyalleştirerek çevre ve insanlarla uyum sağlamasına yardımcı olur) bir kadehin var;
Alımlısın, tatlı-tuzlusun...
Sarhoşları avlamak için ne de görülmemiş bir tuzağın var.
 
A benim güzelim, söylenmedik bir can sözü kaldı;
Bilmez misin ki sakıyler (İnsan ruhuna Allah'ı sevdiren, Allah nuru saçanlar) bile kıskanırlar seni;
Sarhoşların başısın, övüncüsün sen.
 
Berbatın (Kötünün, bozuğun, beğenilmeyenin, bakımsızın, perişanın, viranın) kulağını bur;
Pek tembeldir ( İş görmeyi, çalışmayı sevmeyen, çaba göstermekten, sıkıntıdan kaçan kimsedir) o.,
Mahmurluğun başını yar;
Herkesin başını yarmıştır o.
 
Kızıl kadehin neşesiyle teru (Çok) taze bir nağmeyi okşa;
Denizleri ölçüp biçen bir sedeftir;
Ele inciler (Şekil değiştirmeyen mücevher) verir o.
 
Mademki o yasemin bedenli, eve girdi;
Ev kapısının kapalı kalması daha iyi...
Çünkü geçen gün de bir düzen kurmuştu da sıçramış, aramızdan kaçıvermişti o.
 
Ne bahaneci güzeldir o;
Ne beladır, ne afettir o...
Binlerce sarhoşun kemerin çözer de çalar-gider.
 
Oraya sarhoş bir halde gidelim diye ateşten bir ayağa sahip olmuşuz... Şimdi evde ya:
Önce sen git de bir seyret onu.
 
Güzelim, aynada başka kimsenin yüzüne bakmaz;
kendi yüzün seyrede-ede puta tapar olmuştur.
 
Hele ey saky (İnsan ruhuna Allah'ı sevdiren, Allah nuru saçan), kızıl renkli şaraptan bir kadeh sun bana...
Onun sarhoşu olan baş, olmayacak hayallerden kurtulmuştur.
 
Ne gamım, ne gama tapmadayım, zemanenin gamından (Bu zamanın sıkıntılarından) kurtulmuş-gitmişim...
Sitem (Bir kimseye, yaptığı bir hareketin veya söylediği sözün üzüntü, alınganlık, kırgınlık ve başka duygular uyandırdığını öfkelenmeden belirtme) kapısını kapatıp kilitliyene eş-dost olmuşum ben.                     
                         ***
DİVAN-I KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
HAZIRLAYAN: ABDULBAKİ GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
              ***
Neler öğrendik;
1.    Şems Hazretlerinin ruhsal açıdan koruduğunu, güçlü bir enerji verdiğini, gerginliği ve stresi azaltarak uyumsuzluğu giderdiğini, insana ve çevreye uyum sağlama gücü verdiğini öğrendik.
2.    Şems Hazretlerinin çekici güzelliği ve enerjisi olduğunu, uygun olanları olgunlaştırmak için tuzağa düşürüp ağız tadı, yaşam sevinci verdiğini öğrendik.
3.    Şems Hazretleri uygun olanı avladıktan sonra bu kişiyi berbatlıktan, tembellikten, sersemlikten başını yararak kurtardığını öğrendik.
4.    4. Şems Hazretleri ölçülü hareket eden, sevdiklerine şekli değişmeyen armağanlar verdiğini öğrendik.
5.    Şems Hazretlerinin bir yerde uzun süre kalmadığını, bahaneler bulup hasret çektirdiğini öğrendik.
                              *
İşte böyle yaren; 
Mevlana Hazretleri Şems Hazretlerinin güzel nurlu yüzünü görmekle sevinçle sarhoş olduğunu, yaşadığı zamanın dertlerinden, üzüntülerinden kurtulduğunu, sitem yapmayanları eş-dost olarak seçtiğini öğrendik, anladık.  
                                *
RAVLİ

Popüler Yayınlar