(Mevlana
Hazretleri Şems Hazretlerini nasıl bulduğunu anlatıyor)
50.
Bilginler ne oldu, yazarlar ne oldu?
Şu
divan da artık bir tek dev (Korku) bile
bulamazsın.
Beden
evleri kararmış, daralmış;
Bir
solukcağız ışık görürdük de gördük biz.
Hani,
yel (Rüzgâr) eser, toz ne hale gelir?
Kara
topraklara serilir zavallıcık.
Fakat
gene de uyku perdelerinden kalktılar mı cefâ (Yasaya
veya vicdana aykırı başkasını uğrattığı zarar veya kötü durumda duyulan üzüntü
ile) bıyığını burmaya koyulurlar (Sıkıntıdan
bıyığıyla oynamaya başlar).
Ah!
Ne de unutkandır şu topluluk;
Bilginlerin
şöylece bir duruşu bile yoktur.
Bilgisizlik, körlük yüzünden pervanenin gönlü de mumun yakışını tezce unutur
gider.
Yarı
yanmış kanadıyla gene de gelir, yanmaya, layık (Uygun-yaraşır)
olmayan gönül gibi kanatcağızını yakar-yandırır.
Hüküm
elinde a Tanrı, geceleyin de, gündüzün de, seher çağında (Sabahın güneş doğmadan önceki anında) da sen anda (Aklına getirerek hatırla, dua et, sözünü et, düşün) sen hükmet (Kişiye
ve topluluğa istediğini yaptırabilir ol.).
Kalk,
sabah çağı şarap sun, çağır dostları.
Kalk
sabah oldu, dua çağı, geldi-çattı.
Testiyi
şarapla doldur, kâseye dök;
Kalk,
küpceğizi kırma, koca küpün aç ağzını.
***
DİVAN-I
KEBİR 3 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR
BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler
öğrendik;
1.
Okuduğumuz
divanda, Mevlana Hazretlerinin mübarek ağzından çıkmış şiirsi bu sözlerinde, insanı
korkutarak yönlendirme olmadığını öğrendik.
2.
Okuduğumuz
divanda, karanlıkta kalmışlara ışık, arayışta olup da nereye gideceğini bilemeyenlere
aralıktan yolu göstermek olduğunu öğrendik.
3.
Okuduğumuz bu
divanın uykuda kalmışları uyararak yola koyulmalarını, çıkacak zorlukların elde
edilecek karşısında değersiz olduğunu, anlamalarını sağladığını öğrendik.
4.
İnsan
topluluklarının değişken olduklarını, bilgilerini kolayca unuttuklarını
öğrendik.
5.
Bilgisizliğin ve körlüğün
insana hata yaptırarak mahvolmasına sebep olduğunu öğrendik.
6.
Seher çağında
yapılan duaları Allah’ın geri çevirmediğini öğrendik.
7.
Sersemlemiş
olanlara Tanrı şarabı sunarak akıllarının başlarına gelmesini Hazreti Mevlana’nın
istediğini öğrendik.
*
İşte
böyle yaren;
Her
şey düşünülmüş, hazırlanmış, demlenmiş, yıllanmış, kabul görmüş, beğenilmiş,
istenmiş, övülmüş, karşılık beklenilmeyen bu deneylerle kanıtlanmış, pişman
olanın olmadığı bu yolda, değişim bilgilerini tereddütsüz olarak almaya, kuş
yavrusunun annesini gördüğünde ağzını açtığı gibi açmamız gerektiğini öğrendik,
anladık.
*
RAVLİ