24 Şubat 2018 Cumartesi

DİVAN-I KEBİR 5. CİLT 110 İNCİ BEYİT


(Mevlana Hazretleri Şems Hazretlerini anlatıyor)

110. Zümrüdüanka’nın yurdu-yatağı olan Kafdağı sensin;
Pervaneye benzeyen canın mumu sensin.

Her yana abıhayat kaynağını aç-akıt da o hikâyeyi, o masalı, peşin bir hale getir artık.

A saki (İnsan ruhuna Allah’ı sevdiren, Allah nuru saçan kişi), sarhoş et de şu yabancı (Bilgisi, deneyimi olmayan), kâfir bedeni (Acımasız vücudu) işe-güce sok.

Böylesine bir şeytanı râm edemezse (Buyruğuna sokamazsa) ne oldu yani o erce sağrağa (Erken gelen büyük Tanrı şarabı dolu kadehe)?

Yüzlerce aklı-fikri başında gönlü alt ettiği halde ne diye gönlüne korku gelir onun?

O fettan (Gönül alıcı, cilveli) güzelin, bugün ta seher çağında (Güneş doğmadan önceki zamanı), erkenden kurulan meclisi, ne de güzel.

O gözlerin, yüzlerce ahdi (Anlaşmayı) bozdurur;
O saçların, yüzlerce tarağı sarhoş eder.

A güzel, bir solukcağız çık dama;
Çık da oynat Hannâne direğini

(Kurayş’in kavminin H.Muhammed’den bir ağacın yürüyerek kendisine gelmesini istedikleri, Peygamberin de bir ağaca, Allah’a inanıyorsan ve ben gerçek peygambersem bana gel demesi üzerine o ağacın, toprağı yara-yara geldiği, bunun üzerine gene Kurayş’ın, yarıdan bölünsün, yarısı senin yanında kalsın, yarısı yerine gitsin demesi üzerine, yarısının eski yerine gitmesi üzerine gene öbür yarısı da yerine gitsin, öbür yarısıyla birleşsin, eski haline gelsin dedikleri Peygamberin emri üzerine öyle olduğu rivayet edilmiştir)

“Biz açtık” ayetini (Fetih suresi 1), o ayetteki işaretleri kilit söyler, anahtarın dişlerine.

Padişah der ki:
Kulağına girer mi bu sözler benim?”
Bari ben de çocukça sözleri bırakayım artık.
                            ***   
DİVAN-I KEBİR 3 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
                            ***
Neler öğrendik;
1.     Ayette geçen BİZ ifadesinin Allah’ın dostları ile birlikte yaptıkları ve yapacaklarını ifade ettiğini anladık.
2.     Şems Hazretlerinin yüce kişileri kendinde yer verdiğini, ölümsüzlüğü öğrettiğini öğrendik.
3.     Bedenini çekici, yüceliklere gitmekten alıkoyucu gücünü Tanrı şarabıyla sarhoş olarak kolayca kurtulabileceğimizi öğrendik.
4.     Korkunun tesirinde olan kişinin büyük getiriler elde edemeyeceğini öğrendik.
5.     Açılan kapının sırlarını söyleyen ve aydınlatanın Şems Hazretleri olduğunu öğrendik.
                     *
İşte böyle yaren;
Anlayan kişiye çocuğa anlatılan gibi anlatılmayacağını, anlayışlı kişinin işaretlerden anlatılanı anlayacağını, benlikte olan kişinin anladım diyeceğini fakat hakikatini anlayamayacağını, kendi anladığını doğru sanacağını öğrendik, anladık.

Uzakta gözüken bir ağaç doğrudur fakat yeterli değildir.
Yaklaşırsan ne ağacı olduğunu görürsen bu da doğrudur.

Ağacın üstündeki meyveyi görmende doğrudur.
Meyvenin yenecek durumda olup-olmadığını eline alıp dişlemen de de tanımlaman doğrudur.

Ağacın daha iyi meyve vermesi için çevresinde uğraşın da doğrudur.
Meyvesini saklaman, satıp başka ihtiyacını gidermen de doğrudur.

Ağacı aşılamanda doğrudur.
Tohumunu ekip çoğaltmanda doğrudur.

Yaren doğrular çoktur ama hakikat tektir, hakikat özü görene-anlayana kadar deneme-yanılmalarla bulunabilir fakat karışıklık olması daha olasıdır.

Hakikate olaşmış, hakikati satmayan, verdiğinden beklenti içinde olmayan Allah dostlarından almak daha temiz ve geçerli kabul ediş olduğu, üstelik de kalıcı olduğunu öğrendik, anladık.
                   *

RAV

Popüler Yayınlar