23 Şubat 2018 Cuma

DİVAN-I KEBİR 5. CİLT 100 İNCİ BEYİT

(Mevlana Hazretleri Şems Hazretlerini nasıl bulduğunu anlatıyor)

100. Bu kuyunun dibi, gök kadar geniş;
Alanının da göz alamıyor (Çok büyük alan).

Sen, aşkın şeklisin, yani şeklin yok;
Bu sayı, sıfatlardan (Görevlerden, ödevlerden, toplumsal ve hukuksal bakımdan yeri ve özelliğinden) meydana geliyor, zattan (Kişiden) değil.

Gene sen de söyle;
Çünkü halkın sözleri, senin sözlerine karşı saçma-sapan laflardan ibaret.

Sen söyle a varlık satrancının padişahı;
A bütün şahları mat olma evine tıkan sultan.

Mademki üç terci’i (Tekrar) söyledim, hadi a kutlu güzel, sun şarabı da Arapça bitireyim bari.

A güzellik Ay’ı, a karanlıkları gideren Ay;
Uluların kadehiyle doğ, cömertlik et, sun bize.

Sağrağı da (Büyük şarap kadehi) sen lütfedersin (Büyük kişinin iyiliği olarak bağışlarsın), kadehe de.
Meclise de sen zevk verirsin, neşe bağışlarsın, meyhaneye de.

Mahmur nergisi sarhoş edersin, sonra da on incitanesi güzeli tutar, önüne çekersin.

Senin, efendiler efendiliğinden başka şu deli-divane gönüle kim sabır verebilir, kim karar bağışlayabilir?
Hele ey güneş kılıç çek de şu yıkık bucağa bir ışık ver.
                            ***   
DİVAN-I KEBİR 3 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
                            ***
Neler öğrendik;
1.     Yusuf’a kuyu dibinde bir yüce bir mevki (Makam), bir devlet bulunduğunu gösteren, Allah’ın emirlerini yerine getirecek kişiye meleklerden bir ordunun hazır olduğunu öğrendik.
2.     Tutkulu sevginin (Aşkın) şekli olmadığından tarifinin de kolayca olmayacağını ancak yön göstermekle olacağını öğrendik.
3.     Kişi ve olaylara Hazreti Mevlana’nın baktığı gibi bakmamız, değerlendirmemiz, yorum yapmamız, inanmamız gerektiğini, kendi değerlerimize göre baktığımız zaman yanlışa düşebileceğimizi öğrendik.
4.     Halkın sözlerinin akla, mantığa uymayan, düşünülmeden söylenen sözler olduğunu öğrendik.
5.     Allah dostlarının kendilerini göstermek için ortada dolaşmadıklarını, şöhretin felaket getireceğini bildiklerinden Yusuf gibi kuyu dibinde yüce âlemleri görüp görev verilinceye kadar gizliliğe uyduklarını, benlikten ve bizlikten tamamen temizleninceye kadar ortaya çıkmadıklarını öğrendik.
6.     Şems Hazretlerinin sözlerinin karanlıkları giderdiğini, kör düğümleri açtığını, bilinmeyeni bilinir, görünmeyeni görünür hale getirdiğini Mevlana Hazretlerinin sözlerinden öğrendik.
7.     Şems Hazretlerinin Tanrı şarabını bol-bol sunduğunu, kendisini seven ve bilen, saygılı olan topluluğa, neşe ve sevinç verdiğini öğrendik.
                     *
İşte böyle yaren;
.Şems Hazretlerinin efendilerin efendisi olduğunu, karanlıkta kalmışların ışığı, yıkılmışları ayağa kaldıran, kendisinden yardım isteyen insanları seçmeden yardım eden büyük ululukta olduğunu, Mevlana Hazretlerinin açıklamasından öğrendik, anladık.
                   *
RAV


Popüler Yayınlar