(Mevlana
Hazretleri Şems Hazretlerini nasıl bulduğunu anlatıyor)
100.
Bu kuyunun dibi, gök kadar geniş;
Alanının
da göz alamıyor (Çok büyük alan).
Sen,
aşkın şeklisin, yani şeklin yok;
Bu
sayı, sıfatlardan (Görevlerden, ödevlerden, toplumsal
ve hukuksal bakımdan yeri ve özelliğinden) meydana geliyor, zattan (Kişiden) değil.
Gene
sen de söyle;
Çünkü
halkın sözleri, senin sözlerine karşı saçma-sapan laflardan ibaret.
Sen
söyle a varlık satrancının padişahı;
A
bütün şahları mat olma evine tıkan sultan.
Mademki
üç terci’i (Tekrar) söyledim, hadi a kutlu
güzel, sun şarabı da Arapça bitireyim bari.
A
güzellik Ay’ı, a karanlıkları gideren Ay;
Uluların
kadehiyle doğ, cömertlik et, sun bize.
Sağrağı
da (Büyük şarap kadehi) sen lütfedersin (Büyük kişinin iyiliği olarak bağışlarsın), kadehe de.
Meclise
de sen zevk verirsin, neşe bağışlarsın, meyhaneye de.
Mahmur
nergisi sarhoş edersin, sonra da on incitanesi güzeli tutar, önüne çekersin.
Senin,
efendiler efendiliğinden başka şu deli-divane gönüle kim sabır verebilir, kim
karar bağışlayabilir?
Hele
ey güneş kılıç çek de şu yıkık bucağa bir ışık ver.
***
DİVAN-I
KEBİR 3 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR
BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler
öğrendik;
1.
Yusuf’a kuyu
dibinde bir yüce bir mevki (Makam), bir devlet
bulunduğunu gösteren, Allah’ın emirlerini yerine getirecek kişiye meleklerden
bir ordunun hazır olduğunu öğrendik.
2.
Tutkulu sevginin
(Aşkın) şekli olmadığından tarifinin de kolayca
olmayacağını ancak yön göstermekle olacağını öğrendik.
3.
Kişi ve olaylara Hazreti Mevlana’nın baktığı gibi
bakmamız, değerlendirmemiz, yorum yapmamız, inanmamız gerektiğini, kendi
değerlerimize göre baktığımız zaman yanlışa düşebileceğimizi öğrendik.
4.
Halkın sözlerinin akla, mantığa uymayan,
düşünülmeden söylenen sözler olduğunu öğrendik.
5.
Allah dostlarının kendilerini göstermek için
ortada dolaşmadıklarını, şöhretin felaket getireceğini bildiklerinden Yusuf
gibi kuyu dibinde yüce âlemleri görüp görev verilinceye kadar gizliliğe
uyduklarını, benlikten ve bizlikten tamamen temizleninceye kadar ortaya
çıkmadıklarını öğrendik.
6.
Şems Hazretlerinin sözlerinin karanlıkları
giderdiğini, kör düğümleri açtığını, bilinmeyeni bilinir, görünmeyeni görünür
hale getirdiğini Mevlana Hazretlerinin sözlerinden öğrendik.
7.
Şems Hazretlerinin Tanrı şarabını bol-bol
sunduğunu, kendisini seven ve bilen, saygılı olan topluluğa, neşe ve sevinç
verdiğini öğrendik.
*
İşte
böyle yaren;
.Şems
Hazretlerinin efendilerin efendisi olduğunu, karanlıkta kalmışların ışığı,
yıkılmışları ayağa kaldıran, kendisinden yardım isteyen insanları seçmeden yardım
eden büyük ululukta olduğunu, Mevlana Hazretlerinin açıklamasından öğrendik,
anladık.
*
RAVLİ