30 Eylül 2012 Pazar

ŞEMSİ TEBRİZİ VE HAM-HAM

Şems Hazretlerinin bir sohbette söyledikleri:

Adamın biri halkın malını yerdi.
Kendini deliliğe vurmuştu.

Kadının (Hâkimin) önüne oturttular. «Ham-ham!» diye söze başladı Kadı ona, «Be adam, senden davacı var, ne dersin?» diye sordu.

 «Ham-ham.»
Kadı, «Ham-ham, divane sözüdür bunu tımarhaneye götürsünler,» dedi.

Adamı tımarhaneye soktular.
Tımarhane onu nasıl serbest bırakır?

Biraz sonra Kadıya ondan daha yaman bir yankesici, daha serseri bir suçlu gelir.
Yüz Bağdat çarşafı, yüz top İstanbul atlası, yüz kat başkaca elbise dava ederler.
O da, «Ham!» der.

Kadı, «Hayır,» der.
«Ama efendimiz herkesi temize çıkarıyor, beni eziyor, ham-ham.»

Kadı der ki, «Bugün ham, ona inkâr etmesini öğretmiştir.»

Kadı tekrar sorar:
«Ne diyorsun.» (M. 201)
Suçlu, «inkâr ediyorum» der.

 «Hayır,» der Kadı:
«Suçunu kabul ediyorsun, niçin inkâr edersin.
Müslümanların hakkını ver!»

Suçlu:
«Ben, şu ya da bu kimsenin emanet bırakmasından korkuyorum.
Ama nereye bıraktı?

Sen diyorsun ki, o Buhara’lının kapısındadır.
O zaman bütün hırsızlarla gider o eve hücum ederler.

Mallar eşiğin altındaki kuyudadır, evet ver diyorsun, iyi ama ya ben açlıktan ölürsem.
Evet, ver diyorsun, hoş söylüyorsun.
Fakat kime?

Benim gönlüm istiyor ki sen bundan birazını pay eyleyesin ben de böylece bakayım.
Ye afiyet olsun üç lokma, on yedi lokma yahut benim hatırım için yetmiş lokma ye.»

Mısra:
Ben istiyorum ki yüzüm ay gibi ak olsun.

Ben vaz geçtim, bütün âlemden el çektim.

                  ***

MAKÂLÂT. Şems-i Tebrizi.
Çeviren Mehmed Nuri Gençosman.
ATAÇ yayınları Tasavvuf 6

                    ***
Neler öğrendik:

1.   Emanet; emanet edileni koruyabilene verildiğini öğrendik.

2.   Kıymetli eşyanın ve paranın yerinin gizli tutulmasının gerektiğini öğrendik.

3.   Hırsızlık yapanların yakalandıkları zaman işi deliliğe verdiklerini öğrendik.

4.   Temiz kalmak için dünya işlerinden mümkün olduğu kadar uzak durmak gerektiğini öğrendik.

5.   İçimizde bir sıkıntı varsa canımız Tanrı’yı istiyor göstergesi olduğunu öğrendik.

6.   Peygamberimizi Allah’tan ayrı tutmamamız gerektiğini, çünkü kendini Allah’ta yok ettiğini öğrendik.

İşte böyle yaren,

Suçlu yakalandığı vakit suçunu kabul etmez.
İspatlanan bir suç da varsa işi deliliğe sürerek hapishaneye düşmek istemez.

Bu davranış ham kişinin yani eğitimsiz, olgunlaşmamış eğri işler yapan ve doğru kişilik sahibi olmayanların davranış ve tercih sebebidir.

Dünya işleriyle ne kadar çok ilgilenirsek farkında olmadan dünya pisliklerine bulaşırız.

Sade bir yaşamı seçmekle ve az dünya işlerine az karışmakla bu dünyada ve ahrette yüzümüz temiz ve ak şekilde yaşayabileceğimizi öğrendik, anladık.

                                    *

RAVLİ

Popüler Yayınlar