29 Eylül 2012 Cumartesi

MAYMUN VE KAPLUMBAĞA ARKADAŞLIĞI

Kelile ve Dimne hikâyeleri

Oldukça bol meyve ağaçlarının bulunduğu bir yerde maymunlar yaşamaktadır.

Bu maymunların Kârdân adında bir hükümdarları vardır.
Kârdân yaşlanınca yerine daha genç bir maymun geçer.

Bunun üzerine Kârdân orayı terk ederek tek başına başka bir Cezire de (Ada da)  yaşamaya başlar.

Evini terk etmiş bir kaplumbağanın da yolu Kârdân‟ın yaşadığı bu Cezire’ye düşer.
İkisi arkadaş olup orada vakit geçirmeye başlarlar.

Bu arada kaplumbağanın vatanında eşi onun gelmesini beklemektedir.
Birisi kaplumbağanın başka bir diyarda bir maymunla arkadaş olup evini barkını unuttuğunu eşine haber verir.

Kaplumbağanın eşi bu duruma çok kızar.
Bir arkadaşı eğer maymun ortadan kaldırılırsa kaplumbağanın yine evine geri döneceğini söyler.

Arkadaşının bu tavsiyesine uyarak ölümcül bir hastalığa yakalandığı yönünde kaplumbağaya haber gönderir.
Kaplumbağa bu haberi alınca çok üzülür ve hemen maymundan izin isteyerek evine döner.

Bakar ki eşi ölüm döşeğinde yatmaktadır.
Bu hastalığa bir çare yok mudur diye eşinin arkadaşına sorar.

Arkadaşı da ittifak ettikleri üzere, eğer bir maymun kalbi yerse eşinin iyileşebileceğini söyler.
Kaplumbağa bunu duyunca tekrar maymunun bulunduğu Cezire’ye (Adaya) gelir.

Maymun, kaplumbağayı görünce çok sevinir.
Kaplumbağa maymunu evine götürmek istediğini, bu davetini kesinlikle reddetmemesi gerektiğini söyler.

Maymun davetine uymaktan mutluluk duyacağını, ancak denizi geçme imkânının bulunmadığını söyler.
Kaplumbağa maymunu sırtına alarak denize açılır.

Denizin ortasına geldiğinde kaplumbağa yaptığı tercihin doğru olup olmadığıyla ilgili derin düşüncelere dalar.

İşte bir tuhaflık olduğunu sezen Kârdân kaplumbağaya neden düşünceli olduğunu sorar.
Kaplumbağa olan biteni bir-bir maymuna anlatır.

Maymun duydukları karşısında dehşete kapılsa da kaplumbağaya hiçbir şey belli etmez ve kalbin maymunlar için çok önemli bir şey olmadığını, bazen evlerine koyup bazen yuttuklarını, eğer önceden söylenseydi kalbini yanına alıp seve-seve eşine hediye edebileceğini ifade eder.

Duyduklarına çok sevinen kaplumbağa hemen geri dönerek maymunun kalbini evden almasını ister.
Kaplumbağa sahile ulaşır ulaşmaz maymun hızla yere atlayıp hemen bir ağacın tepesine çıkar.

Olanlara şaşıran kaplumbağa neden ağaca çıktığını, kalbini eşine vermek için söz verdiğini söyler.

Bunun üzerine maymun bu dünyanın bunca yıl devranını (Dünya döngüsünün) sürdüğünü, kendisine yapılan kötülükleri fark etmek için yeterince akıl sahibi olduğunu, artık bundan sonra kaplumbağa ile arkadaşlık etmeyeceğini söyler.

Kaplumbağa maymunu uzun zaman ikna etmeye uğraşır ancak başaramaz.
Çaresiz döner gider.

                                     *
Neler öğrendik:


1.   Aynı cinsle arkadaşlık yapmak gerektiğini öğrendik.

2.   Evli bir erkekle bekâr bir erkeğin arkadaşlığının kadının izin verdiği ölçüde devam edebileceğini öğrendik.

3.   Evli kadının kocasını kaybetmemek için her türlü oyunu oynayabileceğini öğrendik.

4.   Arkadaşlık sürecinde güvenin istismarı olabileceğini ve akıl sahibi olanların arkadaşından gelecek kötülüğü fark edebileceğini öğrendik.

İşte böyle yaren,

Yaşamımızda ne kadar samimi olsak da ilişkilerimizde belirli bir mesafe koymamız gerekmektedir.

Arkadaşlarına sınır koyamayanlar tamamen güven duyarlar ve sonunda zararlı çıkarlar.

 Ben onu kendim gibi bildim diye yakınanlar aslında kendilerini, nefsi, şeytanın oyunlarını bilemediklerini itiraf ederler.

Bu bakımdan kendimizi bilmezsek bizim dışımızdaki kişileri bilmeye imkân yoktur.

Bilmeyen kimse hep aldatılmayla, kandırılmayla, zarar ve ziyanla yaşamını tamamlar.

 Öğüt almayan, bilgiye önem vermeyen, savunma sistemini devamlı devrede tutmayanlar zarar ederler.

 Ey yaren,

Bu yazı diğer tasavvuf yazılarına göre sana ters gelmesin.

Ham kişinin anlayışı ile olgunluk yolunda olanın aynı sözden farklı anlamlar çıkaracaklarından şimdilik bunu böyle kabul et ve bizimle yolculuğa devam et.

 İnşallah ileride hakikatini anlarım de.
Çünkü ilerledikçe baktığını daha net görünür, anlayışın daha sağlam olur.

RAVLİ

RAMAZAN-ZÂDE ABDÜNNAFİ İFFET EFENDİ VE KİTAB-I
NÂFİ’U’L-ÂSÂR NEVBÂVE-İ SİMÂRU’L-ESMÂR ADLI ESERİ

Tuncay BÜLBÜL ‘ün çevirisinden alınmıştır.

Popüler Yayınlar