MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER D169

Aşkta ne alçaklık vardır, ne yükseklik (Olma isteği).

Ne kendinden geçiş vardır, ne aklı başında oluş.

Hafızlık (Ezbercilik, bir şeyi anlamadan öğrenme özelliği), şeyhlik (Tarikat kurucusu, bir tarikatta en yüksek dereceye ulaşmış olan kimse), müritlik (Tarikat şeyhine bağlanarak ondan tasavvufun yollarını öğrenen, onun doğrultusunda ilerleyen kimse) yoktur aşkta (Aşırı sevgiyle bağlanmakta);

 Kalleşlik (Sözünde durmayıp bir işin yüzüstü kalmasına yol açmak), mızıkçılık (Oyun bozanlık etmek), rintlik (Dünya işlerini hoş gören, aldırışsız, kalender)  vardır.

                            ***

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                           ***

Neler öğrendik;

1.    Aşık kişinin toplumun beğenisi için kendini konumlandırmadığını, saygı görmek veya kazanç sağlamak için uğraşı vermediğini, sevdiği kişi ile birlikte olmaktan başka bir isteği olmadığını, bu isteğinin gerçekleşmesi için kendini bu uğurda yok etmeyi, sevdiğinde var olmayı amaçlayan ve çalışan kişi olduğunu öğrendik.

2.    Allah'ın huzuruna çıkacak kişinin Allah dostu tarafından yardım edilerek hazırlandığını, iyi-kötü, doğru-yanlış, büyük-küçük, uzak-yakın, tüm renkler bir olana kadar, birlik sağlanana kadar uğraşıldığını, toplumun bu yola engel olmaması için kişinin kendisini değersiz gösterdiğini öğrendik.

                             *

 RAVLİ

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER D168

Saçlarına cehennemde el atmak mümkünse cennettekilerin hallerine acırım doğrusu.

 Sensiz (Allah dostu, sevgili, Şems Hazretleri), beni cennet ovasına çağırsalar, cennet ovası bile gönlüme dar gelir.

                            ***

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                           ***

Neler öğrendik;

1.    Mevlana Hazretleri aşırı sevgiyle bağlandığı Allah dost Şems Hazretleri ile beraberliğinin, onun cehennemde bile müdahele edecek yetkili olduğunu öğrendik.

2.    Mevlana Hazretleri Şems Hazretlerinin onun sahip olduklarına veya kendisine bağışlayacaklarına değil kendisine aşık olduğunu öğrendik.

                             *

 RAVLİ

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER D167

Bahçede, binlerce Ay (Beyaz, parlak) yüzlü güzel vardı;

Güller vardı, misk kokulu menekşeler vardı.

 Arkta dalga-dalga, köpük-köpük su akmadaydı, fakat bunlar tümden bahane, o (Allah dostu, sevgili, Şems Hazretleri) vardı o.

                            ***

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                           ***

Neler öğrendik;

1.    Şems Hazretlerinin güzelliğinden başka güzellerin güzellik aldıklarını öğrendik.

2.    Ne kadar güzel ortamda olduğumuz zaman Şems Hazretlerinin güzelliğinden yansımaları göreceğimizi öğrendik.

                             *

 RAVLİ

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER D166

Gizli sırlar bağışlayan derviş (Allahû tealadan başka şeyleri kalbinden çıkarıp bütün azası ile islam dinin emir ve yasaklarına uyan, mal ve mülke gönül bağlamayan kimse), her solukta bir ülkeyi, bir saltanatı bedava bağışlayı verir.

 Derviş, ekmek isteyen kişi değildir;

Derviş ona derler ki can bağışlar.

                            ***

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                           ***

Neler öğrendik;

1.    Allah'a sevgiyle bağlanmış, Allah dostunun öğretisi ve yol göstermesi ile hakikate ulaştığını,  karşılık beklemeden, bağışlayan kişi olduğunu öğrendik.

2.    Allah'a, Allah dostuna sevgiyle bağlanmış kişinin dünyalık kazanç peşinde olmadığını, sadece Allah'a muhtaç olarak yaşadığını öğrendik.

3.    Derviş kişinin Allah'tan başka korkusu olmadığını, hakikati olduğu gibi söyleyen, doğru yolu gösterip kişiye güç ve dirilik bağışladığını öğrendik.

                             *

 RAVLİ

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER D165

Bağa-bahçeye gelin de yeşil giyinmişleri seyredin;

Her bucakta, gül satanların dükkanlarını görün.

 Gül, bülbüllere gülüyor da susun diyor, susanlara seyre dalın.

                            ***

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                           ***

Neler öğrendik;

1.    Güzelliklerin olduğu yeri seyretmemiz, susmamız, bülbül sesini dinlememiz gerektiğini öğrendik.

                             *

 RAVLİ

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER D164

İnci (Şekli zamana ve yere ve kişiye göre değişmeyen mücevher sözü) arıyorsan kaynakta (Kitapların, lügatların sayfalarında) bulunmaz inci;

İnci arayanın, denizin dibine (Geniş ve derinlerde bulunduğunu bilerek) dalması gerek.

 Bu değerli inci, bengi suya (İçene ölümsüzlük kazandıran su) bile dalıp susuz çıkan kişiye yaraşır.

                            ***

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                           ***

Neler öğrendik;

1.    Aşk denizinin dibinde aradığımız mücevherin olduğunu, sağda-solda toplama bilgilerle elde edilemeyeceğini, doğru kılavuz ve alıştırma yapılmadan dalış yapan dalgıcın vurguna uğrayıp zarar göreceklerini öğrendik.

2.    İnci arayanın ölümsüzlük kazanılan yerde kalmadan o inci ile yoluna devam eden kişi olmak gerektiğini öğrendik.

                             *

 RAVLİ

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER D163

Deniz bile doyuramaz (Kandırmaz, tatmin etmez) bizi, artık ırmak ne yapabilir ki ?

Gül bahçesine ulaşmadıktan sonra koku ne yapabilir bana ?

 Sevgili, yan çizdiyse (İşten kaçtıysa) mazurdur (Kusuruna bakmayız, hoş görürüz, bağışlarız);

Şimdi bir ben kaldım, bir sabır (Olacak veya gelecek bir şeyi telaş göstermeden bekleme).

 Bakalım ne yapabilecek ?

                            ***

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                           ***

Neler öğrendik;

1.    Allah dostu sevgili ile birlikte olmanın doyumsuz bir ilişki olduğunu, onun güzelliği içinde olmak gerektiğini öğrendik.

2.     Mevlana Hazretlerinin yanından Şems Hazretlerinin gitmesine kızsa da hoş karşıladığını, bağışladığını öğrendik.

3.    Allah dostu sevgilisinden ayrılan Mevlana Hazretlerinin işi olacak veya gelecek olanları telaş göstermeden beklemek olduğunu öğrendik.

4.    Mevlana Hazretleri kendisini saklayan Şems Hazretlerinin yok olmadığını bildiğinden Şems Hazretlerinin ne yapacağını merak ettiğini öğrendik.

                             *

 RAVLİ

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER D162

Zincir saçlarına ayağı bağlanan, ister yok olsun;

Vardır, varlığa (Kalıcı olur, gelip geçici olmaz) erer (Kendini Allah yoluna vermiş kimse insanüstü kutsal bir aşamaya erişir).

 Şarap (Helal olan, Tanrı şarabı) iç, fakat sarhoş olma diye buyruk vermede;

Fakat şarap içen, çaresiz sarhoş olur.

                            ***

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                           ***

Neler öğrendik;

1.    Mevlana Hazretlerinin yaşadığı ve anlattığı, Şems Hazretlerinin gösterdiği aşk öğretisinde kişi bu yolda yok olsa da var olacağını, varlığının gelip geçici olmayacağını öğrendik.

2.    Allah'ın güzel sanatını Şems Hazretlerinin üstünde gösterdiğini, onun saçlarının bile gönül sahibi kişiyi bağladığını, bırakmadığını öğrendik.

3.    Şems Hazretlerinin ikram ettiği helal şaraptan içmek, ayık olmaya çalışmak gerektiğini fakat herkesin çaresiz sarhoş olacağını öğrendik.

                             *

 RAVLİ

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER D161

Kimin göğsünde bir zerrecik gönül (Kalpte oluşan duyguların kaynağı) varsa senin (Şems Hazretlerinin) aşkın (Aşırı sevgi ve bağlılık duygusu) olmadıkça yaşaması zordur.

 Senin (Şems Hazretlerinin), zincir gibi halka-halka saçlarını görüp de aklı başında kalandır deli-divane (Çok büyük, aşırı, olağanüstü kişidir).

                            ***

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                           ***

Neler öğrendik;

1.    Gönül sahibi kişinin Allah dostu Şems Hazretlerine duyacağı aşırı sevgi ve bağlılıkla yaşayacağını, yaşamından tat alacağını öğrendik.

2.    Şems Hazretlerin güzelliği, Allah'ın üzerinde gösterdiği güzellik olduğunu, görenin aklının başından gideceğini, onu seven ve bağlanan kişinin aklının başında kalacağını ve çok faydalı işler yapacağını öğrendik.

                             *

 RAVLİ

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER D160

Güneş (Işık ve ısı veren büyük-Şems), evde durup kalmaz;

Yerden yere döner-dolaşır, hiçbir yerde konaklamaz.

 O ışık havadan başka bir yere sığmaz;

Aslımız (Gerçek varlığımız), yanlış iş yapmaz der-durur.

                            ***

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                           ***

Neler öğrendik;

1.    Şems Hazretlerinin kıyamete kadar ısı ve ışık yayacağını, hareketsiz kalmayacağını, yorulmayacağını, öğrendik.

2.    Allah dostu Şems Hazretlerinin aslını yitirmeyeceğini, soyluluğunu koruyacağını, yanlış iş yapmayacağını, bir yere sığmayacak kadar büyüklüğe sahip olduğunu Mevlana Hazretlerinden öğrendik.

                             *

 RAVLİ

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER D159

Güneş de kim oluyor ki senin yüzünün güzelliğini elde etsin;

Yahut tez yel de kimdir ki saçının bir kılına erişebilsin.

 Varlık şehrinin padişahlığını süren akıl bile senin mahallene erişince deli-divane (Aşırı derecede heyecanlanan) olur-gider.

                            ***

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                           ***

Neler öğrendik;

1.    Şems Hazretlerinin çok güzel olduğunu, Allah'ın sanatının gösterdiği güzellik sahip olarak ne güneşin nede rüzgârın etkisine ulaşamayacağını öğrendik.

2.    Sır sahibi Şems Hazretlerinin yaşam yerine akıl uluşanca kontrolunu kaybedeceğini, sevinç, öfke, kızgınlık gibi duygularla hakimiyeti kaybedeceğini öğrendik.

                             *

 RAVLİ

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER D158

Güneş, kulluk kemerini kuşanır (Hizmet etmek için hazır olup) da tapında (Varlığına karşı inancını ve bağlılığını belirli kurallar çerçevesinde göstererek) ölür;

O ciğeri yaralı Ay (Karanlıkta kalanların yolunu aydınlatan) da senin karşında ölür gider.

 O selvi (Düzgün ve uzun boylu ağaç) o yeni boy atmış, açılıp saçılmış gül de ölür tapında;

 Bu (Mevlana Hazretleri) aşığa gelince;

Boyuna, biteviye (Değişmeksizin, düzenli, aynı biçimde tekrarlanan    , sürüp giden, tek örnek olarak) tapında (Varlığına karşı inancını ve bağlılığını belirli kurallar çerçevesinde gösterir) ölüp durmadadır.

                            ***

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                           ***

Neler öğrendik;

1.    Güneşin, Ay'ın, bitkilerin  Şems Hazretlerinin emrine göre hizmet ettiklerini öğrendik.

2.     Mevlana Hazretleri düzenli çalışmalarıyla Şems Hazretlerinin hizmetinde öldüğünü öğrendik.

                             *

 RAVLİ

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER D157

İstiyorum ki gönlüm (Kalpte oluşan duyguların kaynağı) gamınla (Üzüntünle) kan olsun-gitsin;

Gamı elde ederse ne de iyi olur.

 Kendine gel a aşık gönül, onun gamını (Üzüntüsünü) kucakla (İçine al, çepeçevre sar, kuşat), bas bağrına (İlgilenerek koruyup kayır, yetiştir);

 Gözünü yumup açarsın da bir de görürsün ki onun gamı (Üzüntüsü), o (Aşık olduğun Şems Hazretleri) olmuş-gitmiş.

                            ***

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                           ***

Neler öğrendik;

1.    Kişi aşık olduğunun derdiyle dertlenmesi, derdini satın alması, derdini kuşatması, çepeçevre sarması gerektiğini öğrendik.

2.    Kişi aşık olduğunun üzüntüsünü kendi üzüntüsü gibi kabul edip benimsemesi gerektiğini öğrendik.

3.    Kişi kimin üzüntüsünü üstüne aldığı zaman o kişi seviyesinde olacağını öğrendik.

                             *

 RAVLİ

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER D156

Kan (Saygı uyandıran, yücelik taşıyan), aşıkların (Aşırı sevgi ve bağlılık duyanların) gönüllerinden (Kalpte oluşan duyguların kaynağı) Ceyhun (Nehri) gibi kaynar-coşar;

Aşık da o kanın üstünde bir köpük gibi döner-durur.

Bedenin değirmene benzer, suyu (Çarkı döndüren güç) aşktır;

Su olmayınca değirmen nasıl döner?

                            ***

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                           ***

Neler öğrendik;

1.    Allah dostuna aşık olanın soyu iyi nitelikli, iyi soydan gelen, saygı uyandıran, yücelik taşıyan aşıklarda olduğunu, bunu delillerin üstlerinde görüleceğini öğrendik.

2.    İnsan vücudunun gücünün, enerjisinin aşk olduğunu, aşk olmayan vücuttan iş oluş çıkmayacağını öğrendik.

                             *

 RAVLİ

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER D155

(S.268) Hâşâ (Olmaz öyle şey), gönlüm (Kalpte oluşan duygularımın kaynağı), ne yüzünden vazgeçer, ne sayısız bağışlarını bırakır-gider.

 Mezarımın başından bir tiken çıksa, o tiken bile gene seni (Şems Hazretlerini) ister, seni ister.

                            ***

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                           ***

Neler öğrendik;

1.    Mevlana Hazretlerinin kalbinde oluşan duyguların kaynağını Şems Hazretlerine aşkla taşıdığını, kaynaştırarak bir arada bulundurduğunu öğrendik.

2.    Mevlana Hazretleri Şems Hazretlerine olan aşkının sadece yaşarken olmadığını, öldükten sonra da devam ettiğini, Mevlana Hazretlerini seven ve bağlananların Şems Hazretlerini aynı aşkla isteyeceğini, öğrendik.

                             *

 RAVLİ

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER D154

Göz, o (Allah dostu Şems Hazretlerinin yüzü) gümüşe  benzeyen (Beyaz parlak) yüze düştü mü;

Can, mim (Küçük ağız şekline benzetme) harfinin gözüne benzeyen dudaklarını gördü mü?

 Nemrut gibi gönlüm (Kalpte oluşan duyguların kaynağına) de gözlerden kayboldu da İbrahim'in sevda (Güçlü sevgi, istek) ateşine atıldı-gitti.

                            ***

Nemrût: İbrahim peygamberle uğraşan ve onu ateşe attıran Keldâni hükümdarıdır)

                              *

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                           ***

Neler öğrendik;

1.    Mevlana Hazretleri Şems Hazretlerinin nurlu yüzünü, söz çıkan dudaklarını görünce kalbinde oluşan duyguların kaynağının aşk ateşinin içine düştüğünü öğrendik.

                             *

 RAVLİ

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER D153

Tanrı sevgisinin sabahı ağarmaya (Aydınlanmaya) başladı mı, dirilerin bedenlerindeki canlar, uçmaya başlarlar.

 İnsan, öyle öyle bir yere varır ki her solukta göze zahmet (Güçlük) vermeden, gözü araya katmadan dostu görebilir.

                            ***

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                           ***

Neler öğrendik;

1.    Allah'ın kulunu kendine çekmeye başladığı zaman yolunu aydınlattığını, kişinin canının hızlı yol almaya başlayacağını öğrendik.

2.    Canı bedeninden çıkıp uçmaya başlayan kişinin, sevdiği, güvendiği, yakın arkadaşını, iyi anlaşılan kişiyi, gönül arkadaşını görmek için gözüne zorluk vermeden, gözü araya katmadan, çok kısa zamanda görebileceğini öğrendik.

                             *

 RAVLİ

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER D152

Perdeyi zire indirdi de Irak makama geçti mi gönül (Kalpteki oluşan duyguların kaynağı), aklı koyverir de bundan kaçar gider.

 Ben ateşim, bana üfledin mi yalımlanırım (Alevlenirim);

Hangi ateşe üfürürsen yalımlanır (Alevlenir)-gider.

                            ***

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                           ***

Neler öğrendik;

1.    Müziğin ruhu Allah'a yaklaştırmak için bir araç olduğunu, kalbimizin, nabzımızın ritimli sesine ruhun uyduğunu, müzikle gönlümüzün aklı bırakarak hakikat yolculuğa çıktığını öğrendik.

2.    İçimizdeki ateşi kendi haline bırakmamak, Mevlana Hazretleri gibi hakikati olduğu gibi görmek ve kabul etmek için, perdeleri aralayarak görmek için alevlenmemiz-hararetlenmemiz, uygun hale gelmemiz gerektiğini öğrendik.

                             *

 RAVLİ

 

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER D151

Gönlün (Kalpte oluşan duyguların kaynağı) şekli, tekrar döner de gönlümüze gelirse, onu hatırlarsak, yoksul gönül (Dünya ve ahret isteklerinden arınmışlık) de döner, tekrar yerine gelir, konar.

 

Ömür geçti-gitti, bir soluktan başka bir şey kalmadı amma o, çıkar-gelirse geçen ömürlerde de tekrar döner-gelir.

                            ***

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                           ***

Neler öğrendik;

1.    Kalpte oluşan duygularının kaynağını Allah dostuna aşık olup sevgili olarak gönlünü verip şekillendiren kişiye, sevgilisinin şekliyle beraber gönlünün  geri döneceğini öğrendik.

2.    Kişinin aşık olduğu, sevgili olarak bildiği Allah dostunun yaşamı içinde ziyarete gelmesi ile boşa geçmiş yaşanmış zamanın geri gelerek tekrar yaşanacağını, ömre ömür katılacağını öğrendik.

                             *

 RAVLİ

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER D150

Bir zaman gelir de insanın adı, kötüye çıkarsa (Ünü kötü olarak yayılılırsa), nasibi (Payına düşen) buysa, iyi ada (İsme)-sana (Herkesçe tanınmış veya işitilmiş olma durumuna) düşmeye kalkışırsa, er (Yiğit, kahraman, işini iyi bilen, yetenekli kimse) değildir.

İnci (Şekil değiştirmeyen mücevher) arıyorsan denizin dibinde ara;

kıyıya vuran, köpüktür ancak.

                            ***

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                           ***

Neler öğrendik;

1.    Adı kötüye çıkmış kişinin, herkesçe iyi tanınmış, bilinmiş kişi olmak için uğraşması onu yiğit, işini iyi bilen, yetenekli kişi yapmayacağını öğrendik. 

2.    Şekil değiştirmeyen, değerli söz ve davranışlar arayanın kolayca ulaşamayacağını, denizin dibinden bulabileceğini, bunun için iyi bil dalgıç olmak gerektiğini öğrendik.

3.    Değerli elde edişlerin miras gibi kolayca elde edilemeyeceğini, kolayca elde edilenin kolayca elden gideceğini bilmemiz gerektiğini öğrendik.

4.    Denizin dibine inmek için uzman kişiden eğitim ve başarılı aşamalardan geçtikten sonra elde edilebileceğini, bu yolu izlemeyenin vurgun yiyeceğini öğrendik.

                             *

 RAVLİ

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER D149

O gülü, o laleyi gören göz, şu dönüp duran gök kubbeyi feryatlarla doldurur.

 Bir yıllık aşkın deliliğinden (Aşırı sevgi ile bağlılığın sıra dışı davranışa neden olması ile) yaptığını, bin yıllık şaraplar (Buruk tadı ve yumuşaklığı) bile yapamaz asla.

                            ***

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                           ***

Neler öğrendik;

1.    Şems Hazretlerini gören gözün yeryüzünü ve gökyüzünü haykırışlarla dolduracağını öğrendik.

2.    Şems Hazretlerine aşırı sevgi ve bağlılığın kişide kaliteli sarhoşluk oluşturacağını, oluşturduğu bu etkinin sıra dışı söz ve davranışlarda faydalı hizmetler sunacağını öğrendik. 

                             *

 RAVLİ

MEVLANA CELALEDDİN RUBAİLER D148

İçinde tatlı bir özü olan cevizi, içinde yolu-yordamı (Uygun olan davranış biçimi) hoş inci bulunan kutuyu, hasedinden (Kıskançlığından, çekememezlikten) böyle kırmayı (Ezerek veta vurarak parçalamayı), pek isteme.

Çünkü onu kırarsan onun gibi daha binlercesi var.

                            ***

ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI

Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982

                           ***

Neler öğrendik;

1.    Allah dostu Şems Hazretlerinin özü tatlı, sırlarla dolu mücevhere sahip Şems Hazretlerini kıskançlık nedeniyle aşağılamaya, değersizleştirmeye çalışmamak gerektiğini öğrendik.

2.    Allah dostunun bir tek Şems Hazretleri olmadığını, binlerce Allah dostunun olduğunu, her birinin özü tatlı, sözleri mücevher niteliğinde ve yetkili ve etkili kişilerin olduğunu öğrendik.

                             *

 RAVLİ