(Mevlana Hazretleri kendini anlatıyor)
2710.
Sevgilinin ata binmiş hayali gelip çatmada;
A
gönül, öylesine bir atlıdan eşsiz haberler dile.
Bütün
geçip gidenlerin canları onun yanında toplanmış;
Kucağı
dopdolu, onların gönüllerini o kucaktan iste.
Sabah
çağı, yanına geldi mi sabah şarabı iste ondan, gece yanına geldi mi gıda bile,
gündüzü ara onda.
Gözbebeği
gibi sus, senin durağın gözdür;
Gözünde
değilse, hayali gözüne gelmiyorsa onu, gene de bekleyişte ara, gözle (Gözetle)
dur.
Tebriz’in
övündüğü Şems, yokluğun-yoksulluğun gözüdür;
Yok-yoksul
ol da yoklukta-yoksullukta ara onu.
O
kişi değilim ben ki tutayım ben ki tutayım da onun nimetlerinden bahsedeyim;
Nimetleri
şöyle dursun, mihnetindeki lezzetten sarhoş olmuşum, kendimden geçmişim.
Çeng
gibi ağlıyor inliyorsam bu, ondan şikâyet değil;
Çünkü
çenge dönmüşüm, onun acıyış kucağındayım zaten.
Bir
perden bir perdeye geçersem kendiliğimden değil bu;
Her
damarım, onun vuruşuna tabi, ona uymuş gitmişim ben.
Şekerim
yok amma ney gibi sesim var ya;
Nasıl
olmasın ki onun lütuf dudağından lezzetler tatmadayım.
Kızma
sırasıyla şimdi yahut lütuf (İyilik) sırasıyla
hep o elden;
Onun
nöbetine erişince ona uyarım, elimden başka ne gelebilir ki?
***
DİVAN-I
KEBİR 3 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR
BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler
öğrendik;
1.
Her ne arıyorsak,
istiyorsak Mevlana Hazretleri gibi Şems Hazretlerinde aramamız, ondan istememiz
gerektiğini öğrendik.
2.
Şems Hazretlerini
göremiyorsak hayalini gözümüzde aramamız, yine de göremediysek
bekleyerek-gözleyerek aramaya devam etmemiz gerektiğini öğrendik.
3.
Şems
Hazretlerinin sahip olduklarını ve bizlere bağışladıkları gördükçe, öğrendikçe
kendimizden geçerek Mevlana Hazretleri gibi sarhoş olacağımızı öğrendik.
*
İşte
böyle yaren;
Kızgınlığında
iyiliklerin de Şems Hazretlerin elinden geçtikten sonra bize ulaştığını
öğrendik, anladık.
*
RAVLİ