(Mevlana Hazretler
Tebrizli Tanrı Şems’ini anlatıyor)
2580.
Dedim ki:
Başında
kil bile olsa yıkama, gel.
Ayağına
diken batmışsa çıkarmak için oturma gel;
Gel-gel
de beni şu gel-git sözünden kurtar.
Öylesine
gel ki canım, şundan da halas (Kurtulmuş) olsun,
bundan da;
Haber
yolladım seher yeliyle;
Dedim
ki:
Ey
âşıklar peygamberi, ey emin elçi, Allah için olsun tez git, tarafımdan de ki:
Suya
batmışım, ateşe yanmışım dalga-dalga gözyaşlarımla, yalım-yalım (Alev-alev) gönül ateşimle;
Bana
ne çare yazdı, budur çaren diye ne dedi, gel de bildir.
Senin
gözlerinle görmek için binlerce kötü göze katlanırım;
Ne
gözler var sende, ne gözler, a benim gözlerimi aydınlatan (Eşyayı olduğu gibi görmemi sağlayan) güzel.
Senin
razılığını elde etmek için Âdem, üç yüz yıl ağladı sonucu, seninle buluşma
gülüşüyle ağzı açıldı.
İyiden
iyiye bil ki gülüş, ağlayış miktarıncadır;
Yeşilliğin
gülmesi bulutun ağlamasındandır.
İnsan
soyundan değilsen yürü git, ağlama:
Zenci
de renginin kara olduğuna ağlamaz, bu yüzden hüzünlenmez (Sıkıntı duymaz).
Beyaz
nedir, görmemiştir o, sadece kapkara bir yüzü vardır, üzülmez bile, neşelidir
o;
Yürü
Rum Kayserinin (Roma imparatorunun) oğlu gibi
bir zencinin yolunu vur (Yanlış görüşüne engel ol).
Gazinin
Arap atı, nice oklar yer;
Çünkü
o ne palan vurulup yük yüklenen attır, ne sığır;
Arap
atıdır o, savaş atı.
***
DİVAN-I
KEBİR 3 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR
BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler
öğrendik;
1.
Tebrizli Tanrı
Şems’ini çok özlediğini devamlı Konya’ya dönmesi için çağrılar yaptığını
öğrendik.
2.
Ağlama eyleminin
sadece insan soyuna özel olduğunu, ağlayışın sonunda gülmenin geldiğini
öğrendik.
3.
Kötü, uğursuz,
sıkıntılı durumda olanların kendi gerçekliklerini görmediklerinden
üzülmeyeceklerini öğrendik.
4.
Kendimiz yiğitsek
araçlarımızın da, davranışlarımızın da yiğitçe olması gerektiğini öğrendik.
*
İşte
böyle yaren;
Kişi
yiğitse elbette ki savaşlar içinde olacağını, bu savaşlardan yaralar alacağını
öğrendik, anladık.
Kaba,
anlayış kişilerin bir düşünceyi, bir ilkeyi gerçekleştirme güçleri olmadığını,
amacı doğrultusunda başkalarına boyun eğerek, onların yüklerini taşıyacağını,
yiğitlikten eser gösteremeyeceğini öğrendik, anladık.
*
RAVLİ