(Mevlana Hazretleri
gönül, can, dünya hakikatini anlatıyor)
2040.
(Tutkuyla sevdiğim) Her an, beni binlerce dalgaya düşürmede (Duygu ve düşüncelerimde git-gel yapmada);
Aşığı
sımsıkı sıkıp duran pençesinden kurtulmaya imkân yok.
Sus, hikâye yeter, bir işaret kâfi (Bu anlamlı izi takip etmek yeterli);
Akla
uzun uzadıysa, tomarlarca söz söylemeye ne hacet (Gerek
yok)?
(Tutkuyla sevilen) Gönül tandırında (Fırınında) sesi çın-çın çınlamada, müziğe başlayışı,
yıkık-dökük yüreğimi heyecandan hop-hop oynatmada.
Rebabı
kucağına aldı, külahını başından çıkardı, yere koydu;
Baş
oynatmasını görünce gönül elden gitti.
Gönül,
onun ibrişim (İpek iplik) tellerinden mekik gibi
dönmede;
Öyle
fır-fır dönmede ki o ibrişim bükenin gözlerine hem görünmede, hem görünmemede.
Şu
erganunun (Orgun) iki-üç telini biraz gevşek
bırak;
Çünkü
aklı halden hale sokan sesi, pek tiz geliyor.
Bil
ki beden toza-toprağa benzer, cansa onu tozutan yeldir;
Fakat
canı bildiren (Görmemizi sağlayan), gene de toza
benzeyen bedenin hareketidir.
Can
da bir toz sayılsa bu sefer o tozun içine bir başka can gelir, hem öylesine bir
can ki sesinden, zerre-zerre bütün âlem raksa (Dans
etmeye) girer.
Cihan
bir tandır orada renk-renk ekmekler var;
Fakat
ekmekçiyi gören, ne yapsın tandırı, neylesin ekmeği?
Gönlün
raksı, içten de değildir, dış âlemden de değil;
Canım
feda olsun sana, nerde olursa olsun, nerden olursa olsun okşa onu, lütfet ona.
***
DİVAN-I
KEBİR 3 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR
BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler
öğrendik;
1.
Aşkın bir insanı
yakaladığı zaman elinden bırakmayacağını, kurtuluşun olmayacağını öğrendik.
2.
Sevilen kişinin
duygu ve düşüncemizi ters hareketlerle karıştırdığını fakat böyle
davranmasından ondan vazgeçirecek bir durum olmadığını öğrendik.
3.
Sevgili olarak
kişinin vücudunu görüp anlatsak da aslında sevdiğimizin
onun canı olduğunu öğrendik.
4.
Aşka kavuşan
canın oynamaya başlayacağını öğrendik.
*
İşte böyle yaren;
Gönlün dansının ne iç ne de dış
etkenden olmadığını, sevilip okşanılması gereken bir duygu olduğunu, yabancı karşılamanın
yanlış olacağını, mahrum kalmamak gerektiğini öğrendik, anladık.
*
RAVLİ