(Mevlana Hazretleri
Allah’ı arayanlara öncülük edenleri anlatıyor)
2010.
Binlerce küp sirke, onun yüzünden tatlılaştı;
Zaten
tatlı güzel, ekşi (Uygunsuz, yakışıksız) huyun
ilacıdır.
Bizim
ekşi hay huylarımızdan (Gürültü yapıp) gülmeye
başladı da o ekşi hay-huylar bir tuhaf, bir görülmemiş tatlılığa kavuştu.
Ekşi,
dudak ucuyla gizlice nasıl gülmesin ki ekşi derede süt, şeker ırmağının akmaya
başladığını duydu.
Dün
gece onun seli beni kaptı da halk, bal ırmağında şu ekşi testinin de ne işi var
diye bağırmaya başladı.
Evvelsi
gün sevgili, o ekşi yüzlü nerde diye beni aramış;
Mademki
mahmur (Sarhoşluğun verdiği sersemlik içinde) değildi,
ne diye ekşi istedi canı
Bensiz
olarak çabuk-çabuk, yerden yere gidip duruyordu;
O
ballar balı, o şekerler şekeri ne diye ekşi ister, bilmem ki.
İhsanıyla
(Bağışlarıyla) ekşi boğazımı tatlılaştırmak için
bir tabla helva almış, bu kulu arıyordu.
Maksadı,
beni yok etmekse şaşılmaz buna;
Çünkü
tatlı, ekşinin düşmanıdır.
Yanılma;
Yüzünü
ekşitmesi, seni tapısından sürmek için değil;
Senin
gibi bir avı kıskandığından yüzünü ekşitiyor.
Kapıcı,
beyin mevkiini kıskanır da ondan yüzünü ekşitir;
Damat,
gelinin güzelliğini kıskanır da o yüzden ekşi yüzlü görünür.
***
DİVAN-I
KEBİR 3 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR
BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler
öğrendik;
1.
Allah dostlarının
ilaç gibi olduğunu öğrendik.
2.
Allah dostlarının
sözlerinin görünüşte uygunsuz, yakışıksız olsa da insana tatlılık veren
besleyici özelliğe sahip olduklarını öğrendik.
3.
Allah dostlarının
yüzündeki ekşiliğine aldanmamamız gerektiğini öğrendik.
*
İşte böyle yaren;
Allah dostlarının da kıskançlık
yapabileceğini, güzelliği başkasıyla paylaşmanın kolay olmadığını öğrendik,
anladık.
*
RAVLİ