(Mevlâna hazretleri Şems Hazretlerini anlatıyor)
7400. Şu sözleri düzmek olugan (Sık-sık olan, doğal, tabii) bir şeydir, olugan birşey;
Fakat sen şunu bir gör ki dünyanın hasları (Katışıksız, en iyi cinsten) bile efendinin halkına kurban olmuş (Kendilerini feda etmiş)-gitmiş (Ahret âlemine gitmiş),
Kurban olmuş (Kendilerini feda etmiş)-gitmiş (Ahret âlemine gitmiş).
A canım benim, o kadar güzelsin ki..
Ya'kub'un yeni yetişmiş oğlusun (Yusuf);
Yürek çarpıntısısın, kargaşalıksın, canların istediğisin sen.
Canımızın canısın (Yaşamın enerjisisin);
Adların anlamısın (Öz anlayışsın);
Her şeyin varlığısın (Sebebin meydana çıkışısın);
Kavgaları koparan fitne (Karışıklık, kargaşa çıkaranların) başısın sen.
Mademki bir kadeh (Helal Tanrı şarabı içtim) içtim;
Kalkayım, döneyim...
İster benzim (Yüz rengim) kızıl olsun, ister sapsarı;
O gülün (O kökün, o gövdenin) dalıyım ben.
A efendim, a efendim;
Leyla'dan (Sevilenden) haber ver bana.,
Sarsılma-sarsılma;
Şunu an:
Gece gebedir (Bir birikim sonucu ortaya çıkması beklenen durum veya olayların her an gözükmesi) .
Efendimiz, efendimiz, şaşırdık-kaldık biz..
Yarlığa bizi (Sevdiği ile bir araya gelmek için Allah; o kişiyi hazırlaması için daha önce sevdiğinin yanına, hizmetine sokar), yarlığa (Bağışla, affet) bizi;
Sensin noksan sıfatlardan arı (Temiz), sensin noksan sıfatlardan arı (Yabancı şeylerden arınmış, katışıksız, saf).
Hoş geldin çelebi (Görgülü, terbiyeli, olgun Mevlevi yaşlısı), gel yukarıya.
Gece yarısı damımızın üstünde kimi arıyorsun (Ne arıyorsan yanlış yerde arama)?
Kimi, ben keşişim (Her şeyden elini ayağını çekip yalnız başına yaşayanım) dersin , siyahlara burunursun, eline bir sopa alırsın.,
Kimi, garib bir Arabım dersin;
İmame urunur (Örtünür, sarınır), mızrak taşırsın (Savaşanlara hizmet edersin).
Ne olursan ol a beyim, pek sarhoşsun, arslanları avlarsın- a Hüsrev (Seven), hangi dille söylersen söyle;
Dudakların Şirin mi, Şirin (Sevimli, cana yakın, tatlı, hoş).
Seni sevmiye (Sevgi ve bağlılık duymaya) geldim;
Sana layık (Uygun olan, yaraşan) değilim ama gene de sevgine düştüm, yandım.
Ya Tanrı ışığısın sen, ya Tanrı'sın..
Ya meleksin sen, ya peygamber.
***
DİVAN-I
KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN HAZIRLAYAN: ABDULBAKİ
GÖLPINARLI KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler öğrendik;
Allah'ın güzelliklerini sergilediği güzel insana övmek doğal bir uygulama olduğunu, fakat saf temiz en iyi kişilerin bu güzele kendilerini feda ettiklerini öğrendik.
Şems Hazretlerinin Yakup peygamberin aşık olduğu güzel oğlu kadar güzel olduğunu, bu güzelliğin yüreklerde çarpıntı yaptığını, kargaşalık çıkardığını, bütün Mevlevilerin istediği biri olduğunu öğrendik.
Şems Hazretleri çok özel ve taşıdığımız değerlerin kaynağının çıkış yeri, gücü, meydana getireni olduğunu öğrendik.
Mevlana Hazretleri helal Tanrı şarabının manevi sarhoşluğu ile kendisini Şems Hazretlerinin bir parçası olduğunu anladığı için kendi etrafında dönmeye başladığını öğrendik.
Sevilenle sevenin haberlerini Şems Hazretlerinden Mevlana Hazretlerinin duymak istediğini öğrendik.
Allah sevdiği kişiyi huzuruna almak istediği zaman o kişinin hazırlaması için daha önce olgunlaşmış kişinin yanında hizmete soktuğunu, suçları günahları affetmesini seven Allah'ın affettiğini öğrendik.
Allah'ı arayan kişinin damda deve aramak gibi yanlışa düşmemesi, değişik şekillere bürünmemesi, sevenle sevilenlerin yaşam öyküsü ve onların sözlerinin sevmeleri ile işe başlamaları gerektiğini öğrendik.
*
İşte böyle yaren;
Mevlana Hazretleri bu dünyaya sevgi ve bağlılık duymaya geldiğini, Tanrı ışığını, Tanrıyı, meleği, peygamberin anlattıklarını Şems Hazretlerinde bulduğunu, öğrendik, anladık.
*
RAVLİ
