(Mevlana Hazretleri kendini anlatıyor)
460.
Topraktan meydana gelen kalıbı, toprağa geri verdi (Öldü);
Tabiattan
meydana gelen canıysa göğe teslim etti.
Bir
Ay’a benzeyen varlığı, tozdan-topraktan kurtuldu;
Yaşayış
suyu, bulanıklıktan arındı.
Güneş
ışığı, bedenden ayrıldı;
Güneşten
ayrılan her şey de dondu, buz kesildi.
Halis
üzüm meyhaneye gitti;
Çünkü
ecel (Ölüm zamanı), beden salkımını sıktı.
Baştan-başa
can, güneş kesildi-gitti;
Can
kesileni ölü saymak doğru olamaz.
Özün,
pek güzeldir, olsa-olsa deridir ölen;
Öz
ölmez, olsa-olsa dost, alır-götürür onu.
Deriyi
bırak da öze el at;
Yahut
da Türk’le Kürd’ün hikâyesini dinle:
Kürt,
Türk’ün dağarcığını (Yaşananları, öğrendiği konuları,
bunların geçmişle ilişkisini bilinçli olarak aklında sakladıklarını) çalmak
için hırka giydi, saçını, bıyığını yölüttü (Benzetti)
hani.
Gönül
mülkünden can ordusu geldi;
Hem
ap-açık (Çok açık), hem gip-gizli (Çok-gizli) ordu, geldi-çattı.
Can
yolundan, elbise yırtanlar geldi de o yüzden sabır elbisem yırtıldı benim.
***
DİVAN-I
KEBİR 3 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR
BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler
öğrendik;
1.
Canın göğe ait
olduğunu, önemini ve değerini bilen ve anlayanın canın ölümsüz olduğunu
anlayarak tüm değerlerini canına taşıyacağını öğrendik.
2.
Ölümsüz olanı
tercih etmemiz gerektiğini öğrendik.
3.
Canı öğrenmek
taklit yoluyla olamayacağını öğrendik.
4.
Gönülden istekli
olana gönülden başkalarına gizli gönülden istekli olanlara çok açık olarak can
ordusunun yardıma geleceğini öğrendik.
*
İşte
böyle yaren;
Can
yolundan coşkun olarak ziyarete hediyelerle gelenlerin merak ettiklerimi,
bilmemiz ve yapmamız gerekenleri göstereceklerini öğrendik, anladık.
*
RAVLİ