(Mevlana Hazretleri kendini anlatıyor)
400.
Kadehinin parlaklığı âlemi kapladı;
Kıyamet
sabahının gürültüsü koptu.
İlaç
için olsun, aklı bulamazlar artık;
Akıl,
bu şaşkınlıkla görünmez oldu-gitti.
Savaş
erinin yayından fırlayan ok, amaca doğru gider, dönüp geri gelmez bir daha.
Can
hüthüdü, kafesten sıçradı mı aşkla ta yüce Arş’a dek uçar-gider.
Can,
kılıcını, kefenini alır, Kayser’in yanına, yüce-sağlam köşke gider.
Gönül,
can sıkan her düşünceden kurtulmuş;
Ayağa
batan her dikenden halas (Özgür) olmuş.
Gök,
onun yüzünden çark urup (Sol ayak yerden kaldırılmadan
sağ ayağın etrafında dolaşması) dönmeye koyulmuş;
Ay,
ona, senin yüzünden her yarınımız, binlerce bayram diyor.
Terci’
bendi (Başa dönmek) bitti, yüreğim oynuyor;
Fakat
güzelim, söz söylemeye güç-kuvvet veriyor bana.
Bu
kadehi içti mi, bir kadeh daha sunarım ona;
Gene
iki tane bile ayık bırakmam ben.
Onu,
altın döktüm de yokluk âleminden satın aldım;
Şarapsız,
yemeksiz bırakır mıyım hiç?
***
DİVAN-I
KEBİR 3 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR
BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler
öğrendik;
1.
Şems
Hazretlerinin gerçeğini görenlerin o yüzün parlaklığından bütün âlemi olduğu
gibi görebileceğini, herkesin yeniden dirilmesine sebep olacağını öğrendik.
2.
Aklın, gerçekleri aydın bir biçimde görünce,
şaşkınlık göstererek kabul edip gözden kaybolacağını öğrendik.
3.
Korkusuz yiğidin
amacından dönmeyeceğini, ok gibi hızla hedefe gideceğini öğrendik.
4.
Canımız
savaşacağı zaman silahını ve ölümü göze alıp büyük liderinin sağlam yerine
doğru tereddüt etmeden gideceğini öğrendik.
5.
Canla, başla aşk
uğrunda Tanrı erinin emrinde savaşa gidince gökyüzünün bu yiğidin etrafında
döneceğini öğrendik.
6.
Tanrı şarabını
içen Mevlana Hazretlerinin kendine yakınlık duyanları da sarhoş edeceğini
öğrendik.
*
İşte
böyle yaren;
Mevlana
Hazretlerinin; yokluk âleminden, akılla, yiğitlikle, savaşla, altın harcayarak
elde ettiği Tanrı eri-Allah dostu Şems Hazretlerine severek ve isteyerek hizmet
ettiğini öğrendik, anladık.
*
RAVLİ