(Mevlana Hazretleri kaza ve kaderden kaçışın olmadığını anlatıyor)
370.
Öğretmen, sopa çeker ya (Yanlışı sözle anlamayana
şiddeti gösteren), kimdir o;
Kimdir
senin kaza’na, senin kaderine bağlı olmayan? (İstem
dışı veya umulmayan bir olayla karşılaşmayan)
Sopa,
köpekler gibi incitir seni;
Fakat
köpeklerin başında, senin verdiğin cezayı anlayacak akıl nerde?
Bedene
gelip çatan belayı savuşturmak, halkın incitmesinden kurtulmak, ancak sana
yalvarmakla mümkündür, ancak seni övmekle.
Şu
sopayı kırsan da sopası az değil ki;
İki-üç
sopayı ortadan kaldırmakla kurtulamazsın sen.
Balığa
arkadaş olan (Engin denizlerde gezen) ümmetin (Muhammed’e inanarak, onun yaptıklarını ve söylediklerini
uygulayarak çevresinde toplanan Müslümanlar) derdinden kaçtı amma senin
yerin olmayan nereye can atabildi ki?
Yeter,
sus;
Yunus’un
uğradığı dertten kork:
Kaza
ve kadere (Tanrı’nın yazgısına) karşı durmak,
ayak diremeye kakışmak (Bu düşünceyi, bir davranışı
sonuna kadar sürdürmek, kendi tutumundan şaşmamak), haddin değil (Yetkin ve yeteneğin yok) senin.
Benim
işime-gücüme koyulmamış birisi mi var?
Sevgilinin
yoluna can vermeyen kim?
Başım
gibi sarhoş olmayan bir baş mı var?
Gönlüm
gibi ağlayıp inlemeyen bir gönül mü var?
Bütün
dünyaya döndün, dolaştım;
Yabancı
aradım;
Sonunda
iyiden iyiye anladım ki yabancı yok.
Dünya
işlerinin hepsi de birbirine aykırı (Alışılmışa, doğru
kabul edilmişe uygun olmayan, karşıt, ters, çapraz, aynı doğruda olmayan);
Fakat
bütün işler de ancak bir tek iş.
***
DİVAN-I
KEBİR 3 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR
BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler
öğrendik;
1.
Sözle yapılan
uyarıyı dikkate almayanlara ceza uygulanacağını, bu cezanın da can acıtacağını
öğrendik.
2.
Akıllı insanın
uyarı gelmeden veya uyarı halinde kendini yanlış gidişten düzelttiğini, hayvan
gibi sözden anlamazsa ceza yöntemiyle istenilen düzeltme sağlandığını öğrendik.
3.
Bir nedene bağlı
olmadan bedene gelen zararın giderilmesi için de dua edilerek Allah’tan yardım
istemek gerektiğini, Allah’ı övmekle ve yalvarmakla yapılması gerektiğini
öğrendik.
4.
Kişinin akılsız-düşüncesiz
davranışından başına gelenler ile Allah’ın kişiyi sınamak, sözlerinin ve
inancının doğruluğunu ortaya çıkarmak için imtihan ettiğini, ve o kişiye
sıkıntılar verdiğini öğrendik.
5.
Allah’a iman
etmiş kimselerin kaza ve kadere iman etmiş olmaları gerektiğini, başına
gelenler karşısında sabır edenlerin kurtuluşa ulaşacaklarını öğrendik.
6.
Halkın,
yakınlarımızın bize inanıp-inanmamasının bizi Allah’a gidiş yolumuzdan
alıkoymaması gerektiğini, dünyada bize verilen görevden kaçmamamız gerektiğini
öğrendik.
7.
Bütün dünyada
canlı-cansız her ne varsa kendine verilen görevi yaptığını, işini yapmayana
ceza geldiğini öğrendik.
*
İşte
böyle yaren;
Dünya
işlerinin görünüşte birbirine aykırı olduğunu, aslında bütün bu işlerin bir iş
olduğunu, bunu herkesin anlayamayacağını öğrendik, anladık.
(Gözüken aykırılıklar olduğundan dikkatimiz ayrılıklar
üzerinde yoğunlaşır ve daha ileri gidemeyenler hemen olumsuzluk ve şikayet
sözleriyle kanış ve inanış oluşturur.
Her şeyin bir bütünün küçük parçaları olduğunu anlayıp kavrayabilen
kişinin ayrılıklara değil ortak ve birbirini tamamlayan öğeleri bir araya
getirerek doğru görüş sahibi olarak tevhit inancına ulaşır)
*
RAVLİ