(Mevlana Hazretleri kendini anlatıyor)
440.
Gene sarhoş bir halde meyhaneye (Tekkeye)
ulaştık;
Gene
yüceden de kurtulduk, aşağıdan da.
Bütün
sarhoşlar güzel, hepsi de oyuna dalmış;
A
güzeller, el çırpın, el çırpın.
Saçın
olta saldı mı (Sevilen ava çıktığı zaman), deniz
de sarhoş olur, denizdeki bütün balıklar da.
Meyhanem
alt-üst oldu benim;
Küp
baş aşağı geldi (İçi boşaldı), sürahi
kırıldı-döküldü.
Meyhane
piri, bu coşkunluğu görünce dama çıktı, damdan atladı.
Bir
şaraptan esridi (Coşup kendinden geçti) ki o
şarap, varı yok eder, yoğu var.
Şişeyi
kırdı, her yana saçtı parçalarını, nice iş erlerinin ayaklarını yaraladı.
Başını
ayağından fark eden nerde?
Sarhoş
olmuş, Elest mahallesinde (Allah’ın sözünü duyanların
topluluğunda) yıkıla kalmış.
Şaraba
tapanların hepsi de işrette, neşe âleminde;
A
tenine (Vücudun dış yüzüne) tapan, ten-tenniten (Nota olarak yazılmamış uygunluk özelliklerinin ) sesini
duy.
Birisi
dedi ki;
Hoca
(Hakim-i)
Senâyi öldü.
Böylesine
bir hocanın ölümü, öyle küçük bir iş değil.
***
DİVAN-I
KEBİR 3 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR
BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler
öğrendik;
1.
Benliğinden,
dünyaya bağlı olmaktan kurtulmuş, taraftarlığın akıl tutulmasından kurtulmuş
kişilerin hoş bir hale geleceklerini, birbirine benzeyen kişilerin Mevlevilik
öğretisinde kendilerinden geçip hoş bir hale geleceklerini öğrendik.
2.
Tanrı şarabının
coşkunluk verdiğini, içenlerin sıra dışı hareketler yaptıracağını öğrendik.
3.
Şarabı sevenlerin
sarhoş bir halde yaşayacaklarını, Mevlana Hazretlerini sevenlerin hassaslaşarak
gökten gelen ritmik müzik sesini duyacaklarını öğrendik.
*
İşte
böyle yaren;
Allah
dostlarının ölmediğini, kıyamete kadar Allah’tan etkili ve yetkili
yaşadıklarını, Allah’ı arayanlara yol gösterip yollarını aydınlattıklarını,
görünen ve görünmeyen yardımlarda bulunduklarını öğrendik, anladık.
*
RAVLİ