(Mevlana Hazretleri sevilen Allah dostuna
hizmet etmeyi anlatıyor)
420.
Gayb âlemine (Görülüp duyulmayan ve fakat akıl ve bilgi
yolu ile varlığına delil bulunan, Tanrı’nın zatı sıfatı ve ahretin durumu olan
âleme) bakmak isterse aynası olurum (Rahatça
görmesini sağlarım), göz-yüz kesilirim ona.
Abû-Turâb
(Toprak babası)
gibi yere yüz korsa bütün yeryüzünü ona lalelik, güllük gülistanlık ederim.
Canlar
bahçesine giderse ona yasemin olurum, yeşillik kesilirim, gül bahçesine
dönerim.
A
benim canım, terci’e (Başa dönüş için) nöbet
geldi;
A
benim inciler saçan denizim, dalgalan.
Seher
oldu, a sakimiz (İnsana Allah’ı sevdiren, Allah nuru
saçan), iç-iç;
A
yüzünden gönlümüz, dalgalandıkça dalgalanan güzelimiz bizim.
Kızıl
şarabın, kaplana benziyor;
Gam
kurdu (İnsan içini kemiren üzüntü), onun elinde
bir fare mi, bir fare.
Beyin
bağlarına, dimağ (Sözsüz anlayış) köşklerine
çıktı mı, akıl, baş aşağı damdan düşer-gider.
Aklın
kulağını tutar da kendine doğru çekerse akıl, acısından vay kulağım-kulağım
der.
Sevgili
ona, kalk der, cana secde et, şu şarap saçan Ay yüzlünün ayağına kapısın.
Akıl
der ki;
“Kim geldi, görmedim onu, uyuyordum dün gece” der,“Uyuyordum dün gece”
***
DİVAN-I
KEBİR 3 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR
BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
(Abû Turab: “Toprak babası”
Hazreti Ali’ye Hazreti Muhammed tarafından verilen künye.)
Neler
öğrendik;
1.
Allah’ın zati sıfatlarının;
Allah vardır ve yokluğu düşünülemez, Allah’ın başlangıcı yoktur, ebedidir,
tektir ve benzeri yoktur, sonradan yaratılanlara benzemez, hiçbir şeye muhtaç
değil, herkesin ona muhtaç olduğunu Bakara suresi 3 ten gayba inanmamız
gerektiğini öğrendik.
2.
Şems Hazretleri
düşse bile Hazreti Mevlana’nın düştüğü yeri güzelleştireceğini öğrendik.
3.
Şems Hazretleri
Mevlevilerin bulunduğu yere girerse Mevlana Hazretlerinin güzellikleri
göstereceğini öğrendik.
4.
Sevgili geldiği
zaman sarhoşluğun başladığını, aklın uykuya çekileceğini öğrendik.
*
İşte
böyle yaren;
Aklımız
Allah dostu Tanrı erinin güzel yüzünün hakikatini görünce etkisiz hale
geleceğini, uykuya dalacağını, anlatacak bir şeyler göremeyeceğini öğrendik,
anladık.
(Aklımız; iç ve dış duyularımızla algıladıklarımızı çerçeveleyip
şekillendirdiğini, bu şekle isim vererek ve anlam yükleyerek tanımladığını,
kavramsallaştırarak başkalarına sunuş yaptığını biliyoruz.
Aklımızın sınırı buraya kadar olduğundan Allah’a ait bilgileri ve
görgüleri o kişiye sunacağı zaman aklı uyutulur, bilgi verilmez.
Aklı uyumayanlar da sarhoş edilip ne olup bittiğini, ne görüp
yaşadığını aklın anlayamayacağı durum yaratılır.
Akıl ilahi bilginin güzelliğini anlayış yeteneği ile anlayamaz ve
göremez fakat sevilen Allah dostun isterse güzel yüzünde bu güzelliği
gösterebilir olduğunu öğrendik, anladık)
*
RAVLİ