Secdegâh-i lâmekâni
der mekân
Mer bilisanra zi tu
virân dukân
(Hazreti Mevlana, Mesnevi
6.inci cilt 4586 inci beyit açıklaması)
“ Sen, mekânda lâmekânın
secde yerisin.
İblislerin dükkânı, senin
yüzünden yıkılmıştır.”
İnsan, büyük bir padişahtır.,
meleklerin secde-gâhi (İbadet edilecek yeri) olmuştur.
Hakkın nurlarının pırıltısı
insandan göründü.
Hakkın sırlarındaki nükteleri
(Herkesin anlayamayacağı ince anlamlı, düşündürücü,
şakalı sözleri) insan söyledi.
Bak, Allah Âdeme halife (Çok iyi yetişmiş, eğitilmiş kimse) dedi.
İlahi isimleri ona öğretti ve
onunla bütün kâinata ders verdi.
İlahi isimler ilmini Âdeme
vahyetti (Bir buyruk veya düşüncenin Tanrı tarafından
peygambere bildirilmesi).
Melekler âdemin ilmi karşısında
aciz kaldılar ve “ Allahım!
Bize ne öğrettinse
yalnız onu biliyoruz, ondan ötesini bilmiyoruz.” Dediler.
Peygamberler asla havadan (Kendi aklının ürettiği) söz söylemediler.
Onların sözleri Allahın
vahyidir.
***
GÜLŞEN-İ TEVHİD İBRAHİM ŞÂHİDİ
Çev: Midhat Bahari BEYTUR
İnkilap ve Aka kitapevleri
koll. Şrt.
***
Neler öğrendik;
1.
Arif kişilerin
kendilerini kendinden uzaklaştıran beş duy ve altı köşeli kuyu olan dünyadan kurtulmuş,
gayb âleminden haberdar olduklarını öğrendik.
2.
Kula yardımın
gökyüzünden geldiğini ve Hak yardımın emrine bağlı olduğunu öğrendik.
3.
İnsanın bu
aşağılık vücudunun içinde binlerce Cebrail, kutlu peygamber, manastırlar, gizli
binlerce Kâbe olduğunu öğrendik.
4.
Bir avuç balçıkta
(İnsanda) yedi kat göğün olduğunu öğrendik.
5.
Aşk hastalığı,
sıhhatin bile canı olduğunu, hastalıklardan, zorluklardan kurtardığını
öğrendik.
6.
Aşığın iki ayağı
bir başı olmadığını, binlercesinin olduğunu, nadir bir durum olduğunu öğrendik.
7.
Aşığın
hararetinden dolayı Cehennemin ateşini azatlığından cehennem “Ey âşık çabuk geç, ateşinden ateşin sönecek diyeceğini”
öğrendik.
8.
“Rüzgar gibi geç!, yoksa cenneti zarara uğratacaksın“diye
cennetin aşığa söylediğini öğrendik.
9.
Aklın gül
bahçesinin ebediyen taze olacağını öğrendik.
10.
Ebedi ferahlığın
gönül gül bahçesinde olduğunu öğrendik.
11.
Canımızı ekmek
meylinden, hırsın tuzağından kurtarmamız gerektiğini öğrendik.
*
İşte böyle yaren;
Gözümüzü iyice açıp insana
bakmamız gerektiğini, Celal sahibi Hakkın nurunun yansımasını görmemiz
gerektiğini öğrendik, anladık.
Sözümüzün kendi halimizden
oldukça kendi kanatlarımızla uçup dolaşacağımızı öğrendik, anladık.
Başkalarını sözleriyle
uğraşmak yerine kendimizin söyleyecek sözü olmasının gerektiğini öğrendik,
anladık.
*
RAVLİ