Yek inayet bih
zisad g’un ictihâd
Cehid ra havfest ez
sad gûn fesâd
(Hazreti Mevlana, Mesnevi
6.inci cilt 3839 inci beyit açıklaması)
“ Allahın bir inayetine nail olmak
( İyiliklerine, beğenilerine, güzelliklerine kavuşmak),
yüzlerce çalışıp çabalamadan iyidir.
Çalışıp çabalamada yüz türlü
bozukluk olabilme korkusu vardır.”
Ey zavallı Şahidi!
(Bu
kitabın yazarının kendisine seslenişi)
İnle, yalvar yakar, ağlayarak
inle.
Eğer Hakkın yardımları sana
arkadaş olmazsa mahrumluk denizine batar kalırsın.
Eğer Hakkın hidayeti (Doğru yola kılavuzlama) sana yol gösterici olmazsa
sana yazık olur.
Cehalet (Bilmezlik, habersizlik) ve körlüklerin karanlıkları
içinde kalırsın.
İsyan (Emre karşı gelme) içine ayağın saplanır kalır.
Allah’ın fazilet eli (İyilik etme, kayırma), elini tutmazsa sana yazık olur.
Gafletinle (Dikkatsizliğinle) nefis bağları içinde bağlı kalmışsın
da halka öğüt vermeye kalkıyorsun.
*
Neler öğrendik:
1.
Allah yolunda olsa
bile azimli olmada, gayret göstermede, fedakârlık yapmada, fazla çalışmada
farkında olunmadan fena tesir olarak bozukluklar, fenalıklar, karışıklıklar,
sınırları aşmak olacağını öğrendik.
2.
Allahın yardımını
istemeden, yardımını almadan beğenilen ve istenileni oluşturamayacağımızı
öğrendik.
*
İşte böyle yaren;
Allah’a sevgiyle bağlanmaktan
ve ibadet etmekten meydana gelen bereketle (Uğurlulukla)
diğer bütün emirlerine sevgi duyulmasını, sevgiyle iş yapma sonucunu meydana
getirdiğini öğrendik, anladık.
Allah’ın kendisine sevgiyle
bağlanmış, emirlerini yapan kişide kendi güzelliğini görmek istediğini, kendisini
ve dostlarını seven o kişiyi koruyup kolladığını, sayısız ikramlarda
bulunduğunu öğrendik, anladık.
Allah’ın kendisine yalvaran,
yakaran, inleyen kulunu kendisine yaklaştırdığını, uğurluluk verdiğini, koruma
altına aldığını, gizli ve açık yardım ettiğini öğrendik, anladık.
Kendimize, çevremize,
imkânlarımıza güvenmeden, doğru çalışarak, karşılığını yalnız Allah’tan
beklememiz gerektiğini öğrendik, anladık.
Allah’ı yok sayana, öğrenip
bilmeyene, önemsemeyene doğru yolu, Hak yolunu göstermediğini, kendisine
yaklaştırmadığını, sırları vermediğini, hakikati olduğu gibi göstermediğini
öğrendik, anladık.
*
RAVLİ