Vakt-i pend-i
diğerani hây hây
Der ğam-i hod çun
zenani vây vây
(Hazreti Mevlana, Mesnevi
6.inci cilt 3907 inci beyit açıklaması)
“ Başkalarına öğüt verme
vaktinde hay-hay, derdin.
Şimdi iş başa düşünce karılar
gibi vay-vay, diyorsun ha!”
Ey şahidi!
Bağıra-bağıra halka öğüt
verirsin, karılar gibi kendin şehvet (Aşırı dünyalık istekler) tuzağında bağlı kalmışsın.
Allahım!
Senin yolunda aksak ( Hafifçe topallayan, iyi gitmeyen, iyi işlemeyen)
yürüyenlerdenim ama aşkında çok şevk (İstek ve heves)
içindeyim.
Aşk ile kendimi harap ettim.
Kemal (Bilgi ve erdem bakımından olgun, yetkin, ergin, eksiksiz)
ehli (Usta) için toprak üstünde ayaklar
altındayım (Kendimi böyle kişilerin ayakları altına
koydum).
Kendimi kemal ehline karşı
alçalttım.
Şüphesiz ki Hak erleri
arasındayım.
Aşkta canımı, başarımı feda
ettim.
Allahım senin aşkına kurban oldum.
(Bu
ülkü uğrunda kendimi feda ettim)
*
Neler öğrendik:
1.
Öğüt vermek için acele
etmemek gerektiğini ben ve ben merkezli düşünce ve davranışlardan, dünyalık bağlardan,
aşırı isteklerden kendimizi temizlememiz gerektiğini öğrendik.
2.
Önce vereceğimiz
öğüdü kendimize vermemiz gerektiğini öğrendik.
3.
Bilgi ve erdem
bakımından olgun, yetkin, ergin ve eskizsiz olmadan öğüt vermenin yanlış
sonuçlar vereceğini, öğüt veren için sorumluluk doğuracağını öğrendik.
4.
Kemal sahibi
kişilere saygı ve hürmet göstererek ve hizmet ederek aşk yolunda ilerlememizin,
olgunluğa ulaşana kadar da öğüdü kendimize vermemiz, halka karşı susmamız
gerektiğini öğrendik.
5.
Başkalarına “Darlıktan dolayı feryat etmeyin, sabırlı olun, sabrın
ferahlığın anahtarıdır” dediğimizi, darlığa düşünce de başkalarına
verdiğimiz bu öğüdü kendimize vermemiz gerektiğini öğrendik.
*
İşte böyle yaren;
Ne olmak istiyorsak bu yolda
ilerlemiş, hedefine ulaşmış büyüklerin öğütlerini dikkatlice dinleyip
uygulamamız gerektiğini öğrendik, anladık.
Amacımız; Allah’a kısa sürede
ulaşmak için aşk yolunu tercih etmemiz ve aşk ustalarına sevgi ile bağlanıp,
sözlerini doğru kabul edip, önerilerini önemseyerek gidiş yollarını kendimize
örnek almamız gerektiğini öğrendik, anladık.
Koca olan erkeğin karısını
hoşnut etmeden birleşmesinin yanlış olduğunu, karısını ona Tanrı’nın bir emanet
olarak verdiğini, karısına iyi veya kötü davrananın karşılığını erkeğe
vereceğini öğrendik, anladık.
*
RAVLİ